Cemile Bayraktar
Çok ses getiren, üzerine en çok konuşulan, oldukça renkli bir başkan profili olan Trump’ın hakkında yapılan magazinvari yorumları bir kenara bırakırsak, kendine has üslubunun hem Amerika’yı hem de dünyayı birçok konuda etkilediğini söyleyebiliriz. Trump etkisi neredeyse tüm dünyayı ilgilendirdiği kadar aynı zamanda Trump sonrası dönemin başkanı olacak Biden’ı da ciddi anlamda ilgilendiriyor. Bu nedenle Biden’ın dış politikası konuşulurken en fazla vurgu yapılan konu Trump’ın dış politika mirasının olumsuz etkilerini, üstelik COVİD-19 salgını tüm dünyayı etkilerken, nasıl bertaraf edeceği…
Siyaset Bilimci Joseph Nye, yayınladığı makalesinde tali konulara geçmeden önce Trump dönemi ABD dış politikasının müttefikleri üzerindeki etkisini, daha doğrusu oluşturduğu güvensizlik ortamını telafi etmenin Biden için kolay olmayacağını ifade ediyor. Nye’nin vurguladığı nokta, Trump sonrasında Biden seçilmiş olabilir ancak 2024, 2028 seçimlerinde ABD halkının yeni bir Trump profilini tekrar başkanlığa götürmeyeceğinin bir garantisi yok, dolayısıyla ABD dış politikasının dostları ve düşmanları üzerindeki güvensizlik hissi kolay kolay bertaraf edilebilecek gibi değil.
Biden’a miras kalan bu zorlu güven tazeleme meselesi, Biden gibi uzun yıllar siyasetin içinde olan biri için bile kolay değil. Elbette müneccimliğe soyunmaya lüzum yok, Biden’ın güven sağlayıp sağlayamayacağı icraatları ile uzun vadede kendini gösterecek. Şimdilik en azından sadece şunu söyleyebiliriz; ABD dış politikasından doğrudan ya da dolaylı yollardan etkilenecek ülkeler, Biden’ın başkan olarak kendi üslubu ile mi yoksa genel bir Amerikan stratejisiyle mi hareket edeceğini gözleyecek. Biden’ın profiline yüzeysel olarak baktığımızda dahi ABD’nin genel dış politika üslubunu tekrar dolaşıma sokacak bir siyaset izlemeye çalışacağını görebilmek mümkün. Çünkü ABD’nin Trump’la birlikte kaybettiği imajını, verdiği güvensizlik hissini ancak ABD hegemonyasının kendi kodlarına dönmesiyle sağlanacağı ihtimali kuvvetli.
Nye’nin dikkat çektiği önemli noktalardan bir tanesi de ABD dış politikasında etkili olan “ulusal çıkar” kavramının gerçeğe tekabül edip etmediği ya da ulusal çıkarın ne olduğu… Eğer herhangi bir başkan yahut Biden, Trump örneğinde olduğu gibi kendi çıkarlarını, ulusal çıkar olarak tanımlarsa bu doğru olmayan tanımlama başkanlık konumu nezdinde çok ciddi güvensizliğe neden olacaktır. Dolayısıyla, ülkelerin dış politika hamlelerine vatandaşlarına izah ederken kullandığı argümanların doğruluğu, hem ülkenin içerisi hem de dış politikası için belirleyici bir güven göstergesidir. Şu durumda Biden’ın güven sağlamasının yolu, Trump gibi kendi lehine değil gerçeklere tekabül edecek bir ulusal çıkar tanımıyla, Amerikan halkını ve müttefiklerini ikna edebilecek şekilde tanımlamasından geçiyor. Bizi ilgilendiren kısmı, ABD ulusal çıkarlarının üzerine bina edilen bir dış politikanın dünyanın geri kalanı için ne kadar güven sağlayıp sağlayamayacağı… Biden’ın bunu başarıp başaramayacağı ise cevaplanmamış bir soru…
Uygurların sesi neden duyulmuyor?
Çin’in sistematik olarak Uygurlara baskı, şiddet ve asimilasyon uyguladığı dünya genelinde bilinen ve duyulan bir konu… Dahası Avrupa ve ABD’nin Uygurlara yönelik baskılar nedeniyle Çin’e yaptırım uygulanmasını gündeme getirmesi, Uygurların sesinin duyulmasına yardımcı oluyor. Batı her ne kadar Çin’e ve Çin’in temsil ettiği otoriterliğe karşı kendi çıkarları için Uygurlar lehine karar alıyor olsa da son tahlilde Çin’in zulmüne karşı ufak bir set de oluşturmuş oluyor olmasıyla olumlu karşılanabiliyor.
Uygurlarla ilgili sorun sadece Çin’in kendilerine uyguladığı zulüm politikası değil. Aynı zamanda soydaş yahut dindaş birçok ülke ekonomik çıkarları gereği Çin’in insanlık dışı uygulamalarını görmezden geliyor.
Uygurlarla ilgili sorun sadece bunlar da sınırlı değil. Sık sık ABD emperyalizminin ne kadar kötü olduğunu anlatan, ABD emperyalizmi ile kafayı bozduğu sanılan kişi ve grupların oluşturduğu manipülasyon… Çin tipi bir emperyalizmin, yayılmacılığın avukatlığına soyunan bir takım kişi ve gruplar, Çin’in toplama kamplarını “eğitim kampı” yalanıyla tezkiye etmeye kalkarken, diğer yandan da insan hakları ihlallerinin en ağılarının şahidi olan Uygurları terörist olarak lanse etmeye çalışıyor. Düşünün Çin bile kendi yaptıklarını bu denli savunmazken, bu kişiler ailesinden koparılan, evinden edilen, gözaltında yok edilen, insanca yaşama hakkı elinden alınan, yüz tanıma sistemleri ile takip edilen ve fişlenen Uygurları terörist ilan edebiliyor.
Çin’in zulmü, Çincilerin manipülasyonları arasında kalmış Uygurların sözlerine, yaşadıklarına, yaşadığı dünyadan bir nebze de olsa sorumlu olduğuna inananlar için bir kez daha bakmak gerekiyor.
Dolayısıyla siyasi çıkarlar, ekonomik beklentiler, holding muhabirliği, tarafgirlik arasında milliyetçilikten faydalanmayı esirgemeyenlerin seslerini bilerek ve isteyerek duymayanlara karşı, Uygurların sesini duyurmak zorunlu bir ödev olarak sürekli önümüze geliyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2025
7.11.2024
31.10.2024
9.10.2024
26.08.2024
20.08.2024
15.08.2024
28.07.2024
21.07.2024
20.06.2024