Cemile Bayraktar
Şarku’l Avsat yazılarımdan birinde, sosyal medyanın birçok etkisi olduğundan ve bu etkilerden birinin de toplumları diledikleri şekilde konsolide etmek isteyen egemenlerin hem konsolidasyon arenası hem de kontrol etmekte her zaman başarılı olamadıkları bir arena olarak gördükleri için tehlikeli bulduklarını, bu alanları da kontrol etmek için türlü mekanizmalar (troller, algı yöneticileri vesaire) kullandıklarından bahsetmiştim. İnternet çağında, akıllı makinelerle birlikte gün geçmiyor ki hayatımıza bir başka uygulama girmesin… Bu uygulamaların ortaya çıkışının bazen maksatlı olduğu malumunuz ancak bazen de şartlar gereği ortaya çıkıyorlar. Bugün bahsedeceğim uygulama ise ClubHouse isimli bir uygulama… Uygulamanın ortaya çıkışını doğal nedenlere bağlıyorum zira COVİD-19 karantinaları sırasında, evlere kapanmak zorunda kalan, evden çalışan insanlar için bir sosyalleşme imkanı sağlıyor. Farklı etkileri varsa ondan da bahsetmek elbette mümkün…
ClubHouse, genelde alışkın olduğumuz “yazışma” temelli uygulamaların aksine, sesli olarak iletişim kurulan bir alan… Türkiye’nin dünyada bu uygulamaya katılan ülkeler arasında ilk üçte olduğu söyleniyor. Mikrofonu eline alınca bırakmayanların çoğunluğa denk geldiği bir toplum olmamızdan kaynaklı olduğunu düşünmüyorum ancak fikir beyan etmeyi, konuşmayı çok seviyoruz, bunun nedenine daha sonra değineyim ancak belirtmem gerekiyor ki dinlemeyi çoğu kez unuttuğumuz da doğrudur. Ancak diğer sosyal medya araçlarında iletişim bildiğiniz üzere “yazarak” gerçekleşiyor, yazışma bir iletişim aracıdır ancak iletişimin temel şekli yazışma değil, konuşmadır. Konuşma imkanı sağlayan bir uygulama elbet de rağbet görecektir. Bu uygulamaya yönelik ilgiyi kısmen açıklasa da tümden açıklamıyor çünkü uygulamayla ilgili durum katılımcıların uykusuz günler, geceler geçirecek kadar burada vakit geçirmesi, yani burada geçirilen vakitlerin keyifli olmasıyla ilgili bir durum… elbette başka etkenler de var…
Türkiye’de ve hatta dünyada Twitter isimli sosyal ağ, uzunca bir süredir hem haber alma hem de haberlere yönelik yorum yapma imkanı sağlıyor, siyasi tarafların tarafgirlik üzerinden oluşturduğu gerilim hattının en önemli zemini olan Twitter aynı zamanda bir savaş arenası… Linçler, saldırılar, yargılamalar ve hatta tutuklamalar bu sosyal medya üzerinden gerçekleşiyor. En makul insanı bile zıvanadan çıkartacak tartışmaların yaşandığı Twitter’ın bir özelliği de ömür törpüsü olması. Diğer yandan cehaletle övünüldüğünü de -2009’dan bu yana Twitter kullanan biri olarak söylüyorum- Twitter’daki keskin tartışmalar arasında yeşerdiğini tecrübe ettim. Yani tartışma o kadar gerginleşiyor ki normalde samur kürk olsa üzerinize almayacağınız cehalet sıfatı, aklın baştan gittiği tartışmalar arasında bir övünme vesilesi bile olabiliyor.
Klasik haber alma kurumları olan televizyonlar da keskin tartışmaların, ötekileştirmenin, kutuplaştırmanın ekrandakilerden, izleyiciye aktarıldığı bir diğer alan. Kadrolu bir grup yorumcu/gazetecinin her akşam televizyon kanallarında, ülkeyi germek için kurduğu bu düzenekte, izleyici öfkeli bir vatandaşa dönüşsün, kendisi gibi olmayana sürekli saldırı modunda dolaşsın diye her tür imkanı oluşturuyor, ekrana doğrudan müdahale edemeyen ancak içi öfkeyle doldurulmuş olan izleyici/vatandaş, elindeki telefondaki sosyal medya –ve özellikle Twitter- üzerinden biriktirilen öfkesini, kendisine muhalefet edene kusuyor. Dolayısıyla gündemi takip eden ve gündeme dair fikri olan her birey, sosyal medya ve ekranlar üzerinden akli melekelerini kullanamayacak, sürekli öfkeli ve gergin, hedef gösterilene saldıracak bir pozisyona getiriliyor. Konuşma ve iletişim ise bu sistemde yok, sadece öfke, nefret ve saldırı var.
Bu gerilim hattı arasında ClubHouse alternatif bir dinleme ve konuşma imkanı sağladı. ClubHouse ile tanışmamız ise Boğaziçi eylemlerinin yaşandığı döneme denk geldi. Türkiye’de çok sert tartışmalar üzerinden ele alınan Boğaziçi meselesi, ClubHouse’ın da gündemi oldu ancak çok büyük bir farkla…
Klasik medya olarak ifade edebileceğimiz televizyonlarda yorumcuların konuyla ilgili sert çıkışları, siyasilerin gergin açıklamaları, Twitter’da konunun kan gövdeyi götürecek şekilde gerginlik içinde ele alınması arasında çok ilginç bir şekilde aynı tartışmanın konuşulduğu ClubHouse’a döndüğümüzde Boğaziçi eylemleri konusunda öğrencilere ve eylemcilere destek verenler ve rektör atamasına destek verenler arasındaki tartışmaların seviyesini görünce gerçekten ufak sayılmayacak bir şok yaşadım. Türkiye’de uzun zamandır ilk defa farklı görüşten insanların, kavga etmeden, hakaret etmeden, birbirinin sözünü kesmeden, nezaketi koruyarak tartıştığına şahit oldum. Bu cümleyi tekrarlamak istiyorum; yaklaşık 24 saat boyunca, farklı görüşten insanların, hakaret etmeden, birbirlerini “terörist, hain” ilan etmeden, tartışmalarda tansiyon yükselince çoğunluğun tartışanları sakinliğe davet ettiği, insanların hem konuşmayı hem de dinlemeyi bildiği, komplo teorisi değil hemen hemen her alanda aynı değil farklı kişilerin mevcut teorileri tane tane izah ettiği, bilginin uzmanlarınca tane tane verildiği ve katılımcıların bundan ne kadar keyif aldığını bizzat tecrübe ettim. Mevcut Türkiye atmosferini düşününce bu gerçekten çok ama çok şaşırtıcı bir gelişmeydi. Umutlandım, birkaç günü gerçekten yüksek moralle geçirdim ve bunu hisseden tek kişi değildim.
Bu yazıyı yazmak için uzun mesai yaptığım ClubHouse’ın reklamını yapmak niyetinde değilim, bir süre sonra suni girişimlerle o alanın da savaş alanına döndürülmeyeceğinin bir garantisi yok ancak… Birkaç günlük tecrübemin bana gösterdiği şu; belli şahsi kazançları için ülkeyi gerenlerin, diledikleri gibi yönlendirmek için kitleleri öfkelendiren ve korkutanların kısa vadede elde ettikleri kazançlar günü kurtarabilir ya da tabanlarını diledikleri gibi davranmaya itebilir ancak tüm bu gürültü içerisinde huzuru, sakinliği, saygıyı, öğrenmeyi, dinlemeyi özleyen yığınlar var. Bir tarafı kutuplaştıranların en büyük hatası, aynı şekilde karşılarındakileri örgütlediklerinin de farkında olmamaları… kavga etmekten bıkmış, sakince konuşmayı özlemiş, öteki olanı dinleme imkanı arayan, öğrenmeyi özleyen, okumak ve yazmak için fırsat kollayan yığınlar var. Birkaç gün için bile olsa, farklı görüşleri kavga etmeden dinlemenin, Gazali’den tutun da yapay zekaya kadar birçok konuda konuya hakim kişilerin dolu dolu yorumlarına şahit olmanın, iyi espriler duymanın keyfini yaşarken bunu ne kadar özlediğimi, konuştuğum çok sayıda insanın da aynı özlemi dindirdiğini fark ettim. Uzun süren kısmi umutsuzluğumuz, COVİD-19’un yıpratıcı etkisiyle azalan sosyal hayatımız, sürekli kutuplaşmanın üzerimizde bıraktığı olumsuz etki gibi türlü türlü olumsuzluk arasında uzun zamandır ilk defa iyi hissettiğimizi söylesem abartmış olmam. Bu anlamda bir uygulamayı çok sevmemizin nedeni, o uygulamanın kendisi değil bize dayatılanların ve dolaylı yoldan susturulmaların arasında bi nebze huzur ve konuşma imkanı bulabilmiş olmak.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2025
7.11.2024
31.10.2024
9.10.2024
26.08.2024
20.08.2024
15.08.2024
28.07.2024
21.07.2024
20.06.2024