Eser KARAKAŞ
Bilmiyorum yeni kuşaktan Georges Politzer’in “Felsefenin temel ilkeleri” kitabını okuyan var mıdır, bizim kuşakta okumayan çok az kişi vardı, ben de galiba lise yıllarında okumuştum.
Kitap Fransa’da Editions Sociales’den (Paris) 1954 senesinde yayınlanmış, Türkçeye de 1969 senesinde Muzaffer Erdost’un çevirisi ile Sol Yayınlar tarafından kazandırılmış idi.
Georges Politzer’in “Felsefenin temel ilkeleri” kitabı kapitalist üretim tarzı, Marksist kavramlar, Marksist felsefe, emek-sermaye ilişkileri konusunda biraz galiba fazla popüler bir anlatım biçimi benimsemiş idi, bu üslup çok eleştirildi, çok fazla bir popüler/didaktif üsluba sahip olduğu söylendi.
Bu eleştirileri getirenlerin büyük bölümü de daha entelektüel ufuklara yelken açmış sosyalistler, sol felsefeyi benimsemiş kişilerdi; çok popüler/didaktif bir üslupla sol konulara yaklaşanlara “sen galiba fazla Politzer okumuşsun” diye takılırlardı.
Ancak, son senelerde Türkiye’de, diyelim en azından altı, yedi seneden beri, Georges Politzer’in kitabına getirilen bu eleştirilerin haksız eleştiriler olabileceği konusunda görüşler oluştu bende.
Türkiye’de öyle şeyler yaşanıyor ki, bu yaşananların “normal” bir ülkede, “normal” bir devletin olduğu bir ülkede yaşanması pek söz konusu olamaz kanısındayım.
Bu yaşananların yine “normal” bir kapitalist ülkede de yaşanması pek söz konusu değil.
Türkiye’de olan biten, hep beraber yaşadığımız bazı yasadışılıkların, bazı usulsüzlüklerin, hatta bazı kepazeliklerin batıda başka bir kapitalist ülkede yaşanıyor olmasını düşünmek bile zor.
ABD gibi, Fransa gibi, İngiltere, Almanya gibi gelişmiş kapitalist ülkelerde egemen ilişkiler, Marksist bir formasyondan geliyorsanız emek-sermaye ilişkileri açısından eleştirilir, normaldir, bu ilişkiler, detaylara girmiyorum, kapitalist üretim tarzının doğasında vardır ama aşağıda vereceğim bazı örnekleri bu ülkelerde, hiç olmaz demiyorum ama yaygın olarak gözlemlemek kolay değildir.
Sevdiğim bir anektod var Rusya için, SSCB dağıldıktan ve Rusya’ya yeni bir rejim(!) geldikten sonra ortaya pıtrak gibi mafyaların çıktığını gözlemlendi. Ruslar ve herkes ama özellikle SSCB döneminde eğitim görmüş Ruslar ve herkes arasında bir fark vardı, bu Ruslar bu mafyaların ortalığa saçılmasını olağan karşılamışlardı çünkü SSCB döneminde aldıkları eğitimde kendilerine kapitalizmin (Rusya’ya geldiği çok şüpheli ama) bir mafya düzeni olduğu öğretilmiş, Gorbaçev sonrasında yaşananları da Ruslar hayretle karşılamamışlardı böylece.
Kapitalizmin, emek-sermaye ilişkilerine getirilebilecek eleştiriler saklı kalmak koşuluyla, bir mafya düzeni olduğunu söylemek pek kolay değildir çünkü mafyalara akan para kapitalizmin kendi birikim modeline aykırıdır.
Türkiye’de devlet bütçesine destek amaçlı olmak üzere mesela Motorlu Taşıtlar Vergisi ikinci kez alındı mükelleflerden, Anayasa Mahkemesi maalesef bu durumu olağan karşıladı ama kamu maliyesinde aynı matrah üzerine iki kez vergi salmak düşünülebilecek bir konu değildir ama bizde oldu.
Birileri çıkıp özellikle büyük depremin doğurduğu ihtiyacı bu anormalliğin meşruiyet nedeni olarak sunabilir, buna da bir ölçüde belki hak da verilebilir ama kamu maliyesinin bu kadar kaynağa ihtiyaç duyulduğu, aynı matraha iki kez vergi salındığı bir ülkede çok tanınmış, çok büyük bir müteahhitlik firmasının devlete olan 1.2 milyar avro borcunun 22 (yazı ile yirmi iki) sene ertelenmesini nasıl açıklayacaksınız?
Böyle bir skandalın bu kadar zor bir dönemde olağan bir kapitalist ülkede yaşanması sizce mümkün müdür?
Kesinlikle değildir, ancak Rusya’da, Türkiye’de falan rastlanabilecek bir durum ve bu durum da gerçek kapitalist ülkelerle bizim aramızdaki farkı çok netleştiriyor.
İş ya da dedikodusu burada da bitmiyor, ülkenin Maliye Bakanının oturduğu evini bu borcu 22 sene ertelenen holdingin inşaat şirketinden aldığı yönünde bir söylenti de sosyal medyada dolaşıyor, Allah’tan Maliye Bakanı Bakanlığı sitesinden bu konuda bir yalanlama yayınlanıyor, bu çok iyi bir şey, keşke herkes böyle yapabilse ama 2007 senesinde satın aldığı evinin müteahhidinin kim olduğunu bu açıklamada da göremiyoruz.
Türkiye’de bir işsizlik fonu var, ismi üzerinde, esbab-ı mucibesi (gerekçe) işsiz kalanlara destek ama 2023 senesinin ilk dokuz ayında bu fondan 40 milyar TL para harcanmış, 28 milyarı işverenlere destek amaçlı kullanılmış, işsizlerin payına sadece 11 milyar TL düşmüş.
Bu paranın işverenlere tahsis edilmesinin gerekçesini işsizliğin oluşmasını engellemek olarak sunmak çok zorlama bir açıklama, böyle bir şey gerçek bir devlette, gerçek bir sosyal hukuk devletinde, gerçek bir kapitalist ülkede pek görülemez.
Kapitalizm demek, gerçek bir piyasa ekonomisi demek, tekraren ifade ediyorum, emek-sermaye yapısal ilişkilerinin doğası saklı, kurallı bir sistem, yasaların uygulandığı bir devlet demek.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı’nın “çürüyoruz” diye özetlenen bir çığlığı var, Başsavcı bu çığlığı HSK’ya verdiği bir dilekçede atıyor ama bu ülkenin Adalet Bakanı’ndan henüz konuya ilişkin detaylı bir açıklama duymadık, böyle bir skandal normal bir hukuk devletinde, bir gerçek kapitalist ülkede olabilir mi?
Örneğin bir başsavcı böyle bir çığlığı Fransa’da, İsviçre’de, İngiltere’de atsa yer yerinden oynar, zincirleme soruşturmalar açılır ama bizde devletimiz kulağının üzerine yatmış görünüyor.
Bütün bunları gördüğümüzde Politzer’e haksızlık etmiş olduğumuzu düşünmeden edemiyorum çünkü gerçek bir devlette, gerçek bir kapitalist ülkede bu yaşananlar ancak kapitalist sistemin karikatürü olarak tanımlanabilir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025
8.09.2025
1.09.2025
29.08.2025
25.08.2025