Eser KARAKAŞ
Son günlerin en popüler tartışma konularının başında istikrar programının (!) bir parçası olarak gündeme getirilen kamuda tasarruf kavramı.
P24’de yayınlayacağım yazılarda kamunun genelini ilgilendiren konuları daha teknik bir üslupla ele almak niyetindeyim.
Bu amaca yönelik olarak da 17 Mayıs 2024 tarihli Resmî Gazetede “Tasarruf tedbirleri” konulu bir Cumhurbaşkanlığı genelgesi yayınlandı.
Bu genelgenin içinde olanlar var ama aynı zamanda olmayanlar da var.
Olanlara zaten 17 Mayıs tarihli Resmî Gazeteden ulaşabiliyorsunuz ama bir de olmayanlar konusu var ve bu olmayanların başında iki temel konu geliyor, birincisi Sayıştay denetimi konusu, ikincisi ise kamu ihaleleri.
Başka “olmayan” konular da mevcut ama bu satırların yazarının olmayanlar içinde en önemsediği, “olmaz ise olmaz” niteliğinde gördüğü iki konu Sayıştay denetimi ve kamu ihale sistemi; bugünkü yazıda sadece Sayıştay performans denetimi konusuna değinmek istiyorum, kamu ihale sistemi ve kamu harcamalarında tasarruf ve etkinlik konusu umarım başka bir yazıya.
Sayıştay denetiminin etkin ve saydam olmadığı bir kamu maliyesi sisteminde kamu harcamalarında tasarruf kavramı tamamen anlamsız bir kavramdır kanımca.
Sayıştay Kanununun ikinci maddesinde dört tür Sayıştay denetimi tanımlanıyor: Düzenlilik denetimi, mali denetim, uygunluk denetimi ve performans denetimi.
Bu dört denetim de kamu harcamalarının etkinliği açısından son derece yaşamsal ama ben bugünkü yazıda daha ziyade performans denetimi konusuna ağırlık vermek istiyorum.
2010 tarihli, 6085 sayılı Sayıştay Kanununun ikinci maddesinde performans denetimi şöyle tanımlanıyor:
Madde 2: d) Performans denetimi: Hesap verme sorumluluğu çerçevesinde idarelerce belirlenen hedef ve göstergeler ile ilgili olarak faaliyet sonuçlarının incelenmesi.
Sayıştay Başkanlığı 2014 senesinde Performans Denetim Rehberi isimli bir çalışma yayınlıyor, önsözde dönemin Sayıştay Başkanı Doç. Dr. Recai Akyel performans denetimi için şöyle diyor:
“Kurumsal düzeyde performans denetimi, idarenin plan ve program belgelerinin ışığında izleyeceği yolu ortaya koyan amaç ve hedefleri ile bütçe uygulaması sonucunda ortaya çıkan faaliyet sonuçlarının performans göstergeleri çerçevesinde ölçülmesi şeklinde yapılır. Bu çerçeve içinde performans denetimi sonucu hazırlanan denetim raporu idarenin dönem sonundaki performansını başlangıçtaki hedefleriyle karşılaştırarak ortaya koyar.”
Aynı çalışma performans denetimine ilişkin temel kavramları şöyle tanımlıyor:
Performans esaslı bütçeleme: Kaynakların kamu idarelerinin amaç ve hedefleri doğrultusunda tahsisini ve kullanılmasını sağlayan, performans ölçümü ve değerlendirmesi yaparak ulaşılmak istenen hedeflere ulaşılıp ulaşılamadığını tespit eden ve sonuçları raporlayan bir bütçeleme sistemidir.
Performans göstergesi: Kamu idarelerince performans hedeflerine ulaşılıp ulaşılmadığını ya da ne kadar ulaşıldığını ölçmek, izlemek ve değerlendirmek için kullanılan ve sayısal olarak ifade edilen araçlardır.
Performans hedefi: Kamu idarelerinin stratejik planlarında yer alan amaç ve hedeflerine ulaşmak için program döneminde gerçekleştirmeyi planladıkları çıktı-sonuç odaklı hedeflerdir.
Performans programı: Bir kamu idaresinin program dönemine ilişkin performans hedeflerini, bu hedeflere ulaşmak için yürütecekleri faaliyetleri ile bunların kaynak ihtiyacını ve performans göstergelerini içeren programdır.
Performans yönetimi sistemi: Performans bilgisinin üretilmesi, yönetilmesi ve Raporlanmasına ilişkin idareye ait iç politikalar, yapılar ve süreçlerdir.
Tüm bu yarı teknik bilgileri neden aktarıyorum?
Evet, Türkiye’de devlet bütçesi performans bütçe sistemine göre yapılmaktadır. 2024 bütçesine ya da 2024 bütçe gerekçesine bakarsanız performans bütçeye yönelik uygulamaları göreceksiniz ama bu arada başka bir şey daha göreceksiniz, bu da maalesef performans bütçe uygulamalarının adeta tamamen göstermelik olarak yapıldığı gerçeğidir.
15 Kasım 2023 tarihinde Artı Gerçek sitesinde “2024 bütçe gerekçesinde sağlam saçmalıklar” başlıklı bir yazı yayınlamışım, konu yine performans bütçe sistemi.
Aşağıda bu yazımdan bazı alıntılar yapıyorum:
“Koruyucu sağlık” programı var, 2024 bütçe gerekçesinin 197. Sahifesi.
“Aynı program için ikinci anahtar gösterge bin canlı doğumda bir sene içinde Bebek ölüm oranı, bu oran 2023 için 9.3, 2026 için ise 8.8’dir ve bu oranlar çok ama çok yüksektir.
Bu oranları program performans analizinde gösteren sorumlu idare Sağlık Bakanlığı böylece büyük zafiyetini sergilemektedir.
Ancak, Sağlık Bakanlığı bu oranları verirken bir de performans analiz sisteminin büyük bir eksikliğini de göstermektedir; bu oranların anlamlı olması ve daha sağlıklı bir performans bilgisi sunabilmesi için program performans analizine MUTLAKA küresel örnekler de ilave edilmelidir.
Anne ve çocuk ölümleri bir ülkenin gelişmişlik düzeyi için en önemli gelişmişlik göstergelerindendir, bu tablolara Yunanistan, İtalya, Portekiz gibi ülkelerdeki aynı oranlar ilave edilirse durum daha netleşecektir.*
En ilginç ve en korkunç gösterge milyar TL cinsinden tarımsal hasıla büyüklüğüdür.
Düşen tarımsal çıktıya rağmen 2023 senesinde planlanan tarımsal hasıla bin milyar TL iken 2026 tarımsal hasıla tahmini 4.1 bin milyar TL’dir.**
Bu manzaranın söylediği önümüzdeki üç sene içinde çok ama çok yüksek bir tarımsal ürün fiyatları enflasyonunun bizi beklediğidir.”
Aşağıdaki dipnotlarda da belirttiğim gibi ülkemizde performans bütçe sisteminin işleyişinde çok önemli sorunlar vardır ve emin olunuz, bunu bir kamu maliyecisi olarak söylüyorum, performans denetiminin iyi yapıl(a)madığı ülkelerde kamuda tasarruf ve etkinlik kavramları yerli yerine oturmayan kavramlardır.
Nedendir bilinmez, Türkiye’de Sayıştay performans denetim görevini gereği gibi yapmamaktadır. Bu yasal görevin yerine getirilmediği ülkelerde ise enflasyon ve kamu harcamalarında etkinsizlikler adeta kadere dönebilmektedir.
Tabii, kamuda tasarruf hedefi de boşa düşmektedir.
*Bin canlı doğumda bir yaşına gelene kadar kaybettiğimiz bebek sayısı bizim kaynaklarda 10’un altında gözükürken yabancı kaynaklarda 18 olarak görülmektedir, bu durum bizdeki performans denetimini daha da kuşkulu hale getirmektedir.
**Tarımsal hasılada (parasal olarak) bu artış ancak çok yüksek bir enflasyonla mümkün iken, Merkez Bankasının enflasyon tahmini ile bu parasal artış uyuşmamaktadır, bu durum da performans denetimine ilişkin kuşkuları artırmaktadır; klasik ifadedir, “ölçemediğin büyüklüğü yönetemezsin”.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025