Eser KARAKAŞ
Meseleyi duymayan, bilmeyen kalmadı ama çok kısa bir hatırlatma yapayım yine de, tanınmış gazeteci Özlem Gürses bir Youtube videosu yayınlıyor, Kobane (Ayn el Arab) ile ilgili bir yorum yapıyor ve bu yorumda bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Suriye Milli Ordusunun (SMO) mealen ortak hareket ettikleri yönünde bir ifade kullanıyor, İŞİD’in de orada olabileceğini söylüyor, bu durum sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açıyor, Özlem Gürses Ankara’daki otelinden gece vakti alınıyor, karayolu ile İstanbul’a götürülüyor, savcılık tutuklanması talebi ile mahkemeye sevk ediyor, mahkeme de Özlem Gürses’e ev hapsi cezası veriyor, ne yalan söyleyeyim, süresini bilmiyorum.
Bu olay ve sonrasında yaşananlar tam bizim “tencere dibin kara, seninki benden kara” sözünü hatırlattı bana, devletin (yargının) kararı, eylemi çok yanlış, hukukçu değilim ama açmaya çalışacağım, ancak basında, sosyal medyada, siyasette Özlem Gürses’ten yana(!) gibi tavır alanların tepkileri de en azından yargının tavrı kadar yanlış, arada olan da hukuka ve gazetecilere oluyor.
Evet, tencere dibin kara, seninki benden kara çünkü ne yargısal eylemde ne de bu eyleme yönelik tepkilerin herhangi bir yerinde hukuk yok, hukuk olmayınca da her iki taraf için de tencerenin dibi kararıyor.
Özlem Gürses’e soruşturma devlet kurumlarını aşağılama suçundan yani TCK 301’den açılıyor, maalesef, malum, bu soruşturmanın açılabilmesi için (301 davalarında) Adalet Bakanının ön izni de gerekiyor, demek ki, Adalet Bakanı da bu izni vermiş, yani siyasetin de tenceresinin dibi yargı kadar, bizim muhalifler kadar kara, o dönemin Adalet Bakanı da Hrant Dink için bu 301 iznini vermiş ve o korkunç cinayete giden yol açılmış idi.
Evet, tencere dibin kara, seninki benden kara; neden mi, anlatmaya çalışacağım, hukukçu değilim ama bu konuların hukuk matematiğini bildiğimi zannediyorum, değerlendirme değil ama teknik bir hatam olursa hukukçu dostlar uyarsınlar beni.
Siyaseti hukuka öncelemeyen bir Adalet Bakanımız olursa bir gün, inşallah, önerim, tüm hakim ve savcı odalarına, HSK toplanı salonuna, masalarının üzerindeki duvara Anayasa 90’ın son cümlesini ve Handyside kararının bu cümlesini kalın harflerle bir panoya yazdırıp asılmasını mecburi kılmasıdır, bu durum çok muhtemeldir o duvara Cumhurbaşkanı resmi asmaktan hukuk sistemimize çok daha yararlı olacaktır.
BAĞLAYICI HANDYSİDE KARARI
Anayasanın meşhur 90. Maddesi var, çok önemli ve olumlu bu değişikliği 2004 senesinde AKP yaptı, son cümle aynen şöyle: “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşmalar esas alınır.”
Yukarıdaki Anayasa maddesini okurken lütfen “milletlerarası antlaşma” yerine “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS)”, “kanunların” kelimesi yerine de “TCK 301’i” koyun, bakalım nasıl bir manzara çıkıyor karşımıza.
AİHM kararları, içtihadı AİHS’nin mütemmim cüzü ve 1976 tarihli çok ünlü, Avrupa standartlarında amir hüküm niteliğinde, bu standartlar bizi de hukuken tamamen bağlıyor, ifade özgürlüğünü tanımlayan, sınırlarını belirleyen Handyside kararı var, bu kararda yine aynen şöyle deniyor: “ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ŞİDDET ÇAĞRISI, ÖVGÜSÜ YAPMAYAN AMA DEVLETİ VE TOPLUMU SARSICI, ÇOĞUNLUĞUN DEĞER YARGILARINI ALT-ÜST EDİCİ, BİREYLERİ ŞOKE EDİCİ FİKİRLERİN ÖZGÜRCE AÇIKLANMASIDIR .”
Evet, bu karar, yukarıdaki cümle bizim hukuk sistemimizin bir parçasıdır ve kanunlarımızla bu ifade (Handyside kararı) çelişiyor ise kanunlarımızı değil bu kararı uygulamak Anayasanın (madde 90, son cümle) tartışılmaz amir hükmüdür.
Hukukçu olmayan bendeniz bile Anayasa 90 ve Handyside’ı senelerdir yazmaktan, hatırlatmaktan sıkıldım ama bazı savcı ve hakimlerimiz görmezlikten, bilmezlikten gelmekten sıkılmadılar.
Siyaseti hukuka öncelemeyen bir Adalet Bakanımız olursa bir gün, inşallah, önerim, tüm hakim ve savcı odalarına, HSK toplanı salonuna, masalarının üzerindeki duvara Anayasa 90’ın son cümlesini ve Handyside kararının bu cümlesini kalın harflerle bir panoya yazdırıp asılmasını mecburi kılmasıdır, bu durum çok muhtemeldir o duvara Cumhurbaşkanı resmi asmaktan hukuk sistemimize çok daha yararlı olacaktır.
Mesele sadece uygulanması hukuken mecburi Handyside kararı ile de sınırlı değil, TCK 301. Madde de hukuken çok sakat bir madde çünkü yine AİHM’in 2012 tarihli Taner Akçam- Türkiye kararında TCK 301’inci maddeyi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesine (ifade özgürlüğü) aykırı bulunuyor.
TCK 301. Maddenin varlığının yazarlar, gazeteciler, düşünürler, öğretim üyeleri üzerinde “chilling effect” yarattığı yani caydırıcı, korkutucu hatta dondurucu etki yaptığı ifade edildi ama bizim savcılar ve hakimlerimiz hala, AİHM kararı orada dururken, insanları TCK 301’e aykırı davrandıkları iddiasıyla yargılayabiliyorlar, cezalandırabiliyorlar.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 46. Maddesinin birinci paragrafı şöyle: “AİHM kararlarının bağlayıcılığı ve uygulanması- Yüksek Sözleşmeci Taraflar taraf oldukları davalarda Mahkemenin (AİHM)kesinleşmiş kararlarına uymayı taahhüt ederler.”
Türkiye AİHM kesinleşmiş kararlarını uygulamayarak taahhütlerini yerine getirmemiş oluyor; bir devletin uluslararası bir taahhüdünü yerine getirmemesi o devletin saygınlığı için çok vahim bir durumdur, illaki de AİHM 2012 kararına rağmen TCK 301’i uygulamak istiyorsa bizim yargı bence yapması gereken ilk şey bu taahhütlerin yerine getirilmesini engelleyen kişi ve resmi kurumlar aleyhine bu sevimsiz maddenin uygulanmasını sağlamaktır çünkü hiçbir şey devletin saygınlığını uluslararası taahhütlerini yerine getirmemek kadar sarsamaz.
Gelelim yazının başlığında neden “tencere dibin kara, seninki benden kara” deyimini kullandığıma.
Bizim ulusalcı yerlici ve milliciler Özlem Gürses’i güya savunurken Anayasa 90’ı, AİHS’ni, bizim için de bağlayıcı Handyside kararını işaret etmiyorlar, bence ayıp bir ifade ile Özlem Gürses’in bu kelimeleri sehven kullandığını söyleyebiliyorlar.
GÜRSES’İ AYIP BİR İFADE İLE SAVUNUYORLAR
2024 Türkiye yargı erkinin ne AİHS’si, ne Handyside kararı, belki de daha önemlisi ne Anayasa 90. Madde umurunda, tam bir hukuk skandalı.
Ama, madalyonun öbür yüzünde de bizim sözde muhalefet var, bu olay üzerine Özlem Gürses’in güya yanında pozisyon alan kişiler de hiç Anayasa 90’dan, AİHS’nden, Handyside kararından, Akçam kararından bahsetmediler, muhtemelen bu kesim için de, açıktan söylemeseler bile, bir AİHM kararının normlar hiyerarşisinde bizim kanunlarımızın üzerinde olmasına çok da sıcak bakmıyorlar.
Bir tarafta dinbaz yerlici ve milliciler var ama öbür tarafta da ulusalcı, güya milli egemenlikçi yerlici ve milliciler var, olan da arada hukuka oluyor, mesela gazetecilere oluyor.
Bizim ulusalcı yerlici ve milliciler Özlem Gürses’i güya savunurken Anayasa 90’ı, AİHS’ni, bizim için de bağlayıcı Handyside kararını işaret etmiyorlar, bence ayıp bir ifade ile Özlem Gürses’in bu kelimeleri sehven kullandığını söyleyebiliyorlar; hoş, Özlem Gürses’in bizzat kendisi de o cümlede İŞİD kelimesini sehven kullandığını ifade ediyor, bu kendi tercihidir ama ifadenin ilk şeklinin bile Handyside kararı bağlayıcılığını korurken neden suç oluşturduğunu anlamakta zorlanıyorum, ilk ifade devleti, toplumu şoke edebilir, değer yargılarını alt-üst edebilir ama konu gerçek bir hukuk devleti isek yargının alanı olmamalıdır çünkü AİHS’in altında hala devletin imzası durmaktadır, devletimiz hala AİHM’in yargı yetkisini kabul etmiş durumdadır.
Türkiye’de hukuk varsa Özlem Gürses’in kullandığı ifadesinin ifade özgürlüğünün koruması altında olma mecburiyeti var ama bizim sözde ilericiler meseleye böyle bakamıyorlar.
Emekli generaller “ben Özlem Gürses’i tanırım, böyle bir ifade kullanmaz, kendisi Atatürkçüdür, vatansever bir gazetecidir” benzeri hukuku dışlayan, devreye almak istemeyen sözde savunmalar yapabiliyorlar, zerre kadar düşünmeden “vatansever” gibi bir kavram kullanabiliyorlar, sanki ellerinde kimin vatansever, kimin olmadığına dair hassa bir terazi varmışçasına.
Hukuku başat kategori olarak almayan bir vatanseverlik kavramı kimseye yarar getirmez, bunu unutmayalım.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları







































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025