Eser KARAKAŞ
Evet, abartmıyorum, bir kanunun iki, hadi bilemediniz üç maddesi Türkiye’yi sıfırladı.
Kamu ihale kanunu çok önemli bir kanun, devlet toplam harcamalarının yaklaşık dörtte birini bu kanun üzerinden yapıyor. Bu kanun maddeleri ile yapılan harcamalar etkinlikten yani saydamlıktan ve rekabetten uzaklaştıkça Türkiye baştan başa bir yolsuzluk bataklığına döndü, etkinlikten, verimlilikten uzak harcamalar bütçe disiplinini tamamen bozdu, bugün yaşadığımız enflasyon belasının da önemli bir faili haline geldi.
Kamu İhale Kanunu 4734 sayılı ve 4 Ocak 2002 tarihinde kabul edilen bir kanun, bir Kemal Derviş kanunu, Dünya Bankası formatında yazılmış mükemmele yakın bir kanun (idi).
Bu toksik maddeleri özetleyelim:
1-Madde 19, bu madde toksik madde değil, açık yani rekabetçi ihale usulü.
2-Toksisite 20. Madde ile başlıyor, ihale idarenin saptadığı davetliler arasında yapılıyor, yolsuzluk kapısı açılmaya başladı bile.
3-Madde 21-b, madde Türkiye’yi çökerten madde, davet usulü ihaleler, koşullar belirtilmiş ama dinleyen, ipleyen kim, denetleyen de yok (Sayıştay nerede??)?
4-Madde 22, doğrudan alımlar maddesi, hiç ihaleye çıkılmadan yapılan kamu alımları, bu madde saydam bir ülkede gerekli görülebilir ama bizde nedense (!) her sene Madde 22 ile yapılan alımların oranı artıyor, acep nedendir?
Yukarıda Kemal Derviş’in getirdiği bu kanunun mükemmele yakın bir kanun olduğunu söyledim çünkü Derviş bazı kelimelerin nasıl suistimale konu olabileceğini düşünmemiş, mesela 21-b’nin uygulanacağı şartlar yazılırken her durumun bunların altına sokulacağını akıl edememişti.
Benzer bir iyi niyet hatasını Derviş Merkez Bankası kanununa bağımsızlık maddesini getirirken de yapmış, Başbakanın ya da Cumhurbaşkanının Merkez Bankası Başkanını görevden alabilmesini çok somut kriterlere bağlamamıştı, Erdoğan’ın bu yasa ile neler yaptığını ve korkunç sonuçlarını gördük.
AKP 2002’de, Erdoğan 2003 İlkbaharında iktidar oldular ve en başta AB müzakere sürecinin açılması olmak üzere çok olumlu işler yaptılar ama bozulma kanımca ilk olarak daha 2003 senesinde Kamu İhale Kanununu ucundan ucundan Dünya Bankası rekabet formatından uzaklaştırarak başladı ve belirli bir süreç içinde de AKP bence bitti, geçtiğimiz hafta 24. yaş gününü kutlayan partinin kaçıncı yaş günü olduğunu tam kestiremiyorum ama bu parti 2004 yılında AB ile müzakere sürecini açan, Anayasa 90’a son paragrafı ekleyen, İstanbul Sözleşmesini imzalayan, “Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü” diyen parti ASLA değil.
Ve buraya gelişte kamu ihale sistemi eminim baş rolde idi.
Türkiye’nin AB yolunu da yine bu kanun kapattı, müzakere sürecinin tıkanmaması için önünde siyasi engel olmayan kamu alımları dosyasını açmak gerekiyordu, bu yapılırsa Türkiye kamu alımları piyasası AB ülkeleri rekabetine açılacaktı, AKP öcüden korkar gibi korktu bundan ve böylece süreç durdu.
Bu piyasa AB rekabetine açılsa idi ne olacaktı, mesela Ankara-Konya arasında hızlı tren işletmesi için açılacak ihaleye yine mesela Fransızlar, İtalyanlar da katılacaklardı, bu ihaleyi bizimkiler de alsa çok daha düşük bir fiyata alacaklardı rekabet nedeniyle, ahlaksız üleşim alanı daralacaktı ama vergi mükellefi vatandaşlar bu yolu daha ucuza elde etmiş olacaklardı, AKP keyfi üleşim alanı geniş kalsın istedi,
Ha birileri de lütfen bizim iç piyasaya neden Almanlar, Fransızlar girsin demesin çünkü bu iş mütekabiliyet esaslı olacaktı, bizim müteahhitler de Alman, Fransız ihalelerine katılacaklardı.
Başka bir ifade ile ihale sisteminin rant üretme mekanizmaları önce AKP’yi sonra da Türkiye’nin AB tam üyelik ihtimalini yok etti.
Şimdi görüyoruz ki bu ihale rantları aranışı CHP’yi de çok zorlamakta.
2019 yerel seçimlerinden sonra CHP’nin aldığı tüm belediyelerde kamu ihaleleri 19. Madde’ye göre (rekabetçi, açık ihale usulü) yapılsa idi sanki bugünlere gelinmez idi sanısı var bendenizde.
O tarihten (2019) bu güne tüm CHP’li belediyelerin açtığı ve 21-b ile yaptığı tüm ihaleleri 21-b’de tadadi biçimde belirtilmiş nedenlerden hangisine dayanarak yaptıklarını bir açıklasalar da ben de bir iktidar muhalifi olarak göğsümü gere gere bu son açılan davalara itiraz edebilsem.
İhale süreçleri kökenli rant kollama merakı önce AKP’yi bitirdi, sonra AB sürecini durdurdu, böylece Türkiye’nin geleceğini ipotek altına aldı, en sonunda da CHP’yi pençelerine aldı.
Çok net söylüyorum, daha doğrusu itiraf ediyorum, çıkış yolunu da göremiyorum artık.
Yazarlar
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"TKP 7. Kongresi "Üzerine Çözümleme ve Eleştirel Değerlendirme... 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUHiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDöndün dolaştık yeniden ‘End game’ yokluğuna dayandık 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYeni aşama başladı mı? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBarış sürecinde iç siyasetin sahne alma zamanı… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURCHP’nin `Kürt Sorunu´, Kürtlerin sorunlarını çözebilir mi? 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALÜcret asgari, yoksulluk azami… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERKanun önünde eşitlik 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşu5 Aralık tecavüzü… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİşte faturalar: Şirketi kurduğu gibi ESK ile anlaştı! ‘Genç boğalar’ hep ondan alınmış 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTepki oylarını yönetmek başka, iktidar olmak başka 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir kongrenin düşündürdükleri… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAdaletsizliğin böylesi 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANZor ve kırılgan sürece girdik! 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan‘Terörsüz Türkiye’ye evet ama mış gibi yaparak mümkün mü? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTürkiye Yüzyılı okullarda zorbalığı niye durduramıyor? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBahçeli–Öcalan görüşse... 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciErdoğan ne zaman iktidara gelecek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergil“Hakikat Sonrası” dünya: “Post-truth” ne demek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBireysel borçluluk gerçekten düşüyor mu? 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezBüyüme Buysa Niçin Şikâyet Ediyorlar? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUHaksızlık mı dediniz? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞReel politika, pragmatizm, ilkesizlik, oportünizm batağında AKP 1.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025
8.09.2025