Eser KARAKAŞ
Sayın Davutoğlu’nun başbakanlık görevini bırakma sürecini yaşadık.
Bir de, hemen arkasından, Can Dündar ve Erdem Gül’ün “devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama” suçundan mahkumiyetleri geldi.
Konuları özetlemiyorum, her aşamasını birlikte, naklen yaşadık.
Duruma çok şaşırmadım, ne yalan söyleyeyim, bu kadar kısa vadede olmasa bile, bu sonuçları bekliyordum.
Beni en çok şaşırtması, üzmesi gereken konu bu sonuçlara şaşırmamam, bekliyor olmam olmalı.
Türkiye’de sapkınlık derecesine varan bir devlet tapınması var.
Kimse Birleşmiş Milletlerin İnsani Gelişmişlik Endeksinde Türkiye’nin 72. Sırada olmasını tartışmaz, konuşmaz, eleştirmez ama iki bin senelik olduğunu söyledikleri bir devlet geleneğinden bahsederler ve bununla övünürler.
Aslında, bu kadar gurur duyacağımız bir devlet geleneğimiz varsa insani gelişmişlik sıralamasında neden dünyada 72. sıradayız, bu konuyu hiç irdelemeyiz.
Belki de bu durum bu devlet geleneği yüzündendir, o da başka bir konu.
Ancak, son günlerde yaşananlar kadim bir devlet geleneğini değil, sıradan bir kabile devletini akla getiriyor.
Davutoğlu’nun görevden el çektirilmesi meselesinin nedenleri, muhtemel sonuçları çok detaylı bir biçimde tartışılıyor ama kimse anayasal olarak, hukuk devleti olarak bu durumun bir devlet rezaleti olduğunu açıktan konuşmuyor.
Bu durum, bir anlamda, tecavüze alışma, kanıksama gibi bir durumu çağrıştırıyor.
Açık söylüyorum, devletin en yüce mevkiinin anayasayı, hukuku bu kadar aleni bir biçimde ihlali kabile devletlerinde bile görülmez zira kabileler de bile kendi kadim gelenekleri çerçevesinde kabile reislerinin sıkı sıkıya uydukları kurallar vardır, oralarda kimse “anayasa var ama ortada fiili bir de durum var” gibi bir saçmalığı ağzına almaz.
Devletimizin görünümünün kötü bir kabile devletini çağrıştırması sadece anayasanın Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açık ihlalinden de kaynaklanmıyor.
Cuma günü Can Dündar ve Erdem Gül hakkında ilk derece mahkeme mahkumiyet kararı verdi.
Tabii ki, gazeteciler de, akademisyenler de, cezasızlık kapsamında değillerdir, olmamalıdırlar da zaten.
Ancak, suçlamalar ve cezalar de evrensel hukuka ama herşeyden önce de akla, mantığa uygun olmalıdır.
Mahkeme kararını verirken casusluk, darbe gibi suçlamaları bir kenara bıraktı, devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama suçunu ön plana çıkardı.
Cumartesi günü bir kanalda Aydınlık gazetesinin bir çalışanı aynı bilgileri, aynı biçimlerde Cumhuriyet gazetesinden yaklaşık bir sene önce açıkladıklarını söylüyordu.
Başka bir ifade ile de bu bilgiler, neden devlet sırrıdır bilinmez, zaten alenileşmiş bilgiler.
Ben bile, Cumhuriyet’in o günkü nüshasını elime aldığımda, yeni bir bilgiye rastlamadığımı hatırlıyorum.
Herkesin bildiği bir bilgiyi açıklamaktan iki gazetecinin mahkumiyet alması muhtemelen ancak kabile devletlerinde olur.
Bir de, bir suçun, mesela illegal örgütlere, silah sevkiyatının devlet sırrı olmaması gerektiği gerçeği var.
Devlet, devlet sırrı bahanesi altında suç işleyemez.
Bu yol açıldığında yolun nasıl eğik bir zemine dönüştüğünü en iyi bu ülke vatandaşları biliyor.
Meselenin özü, kimse kusura bakmasın, bence şu: Durumun hassasiyetini (!!?) çok iyi bilen yargıçlarımız mesleki ve doğru kaygılarla casusluktan ya da darbeden ceza veremediler ama malum kaygılarla, hışma uğrama korkusundan beraat kararı da veremediler ve böylece herkesin bildiği sırları (!!!) açıklamaktan Dündar ve Gül’e, birilerini tatmin için ceza verdiler.
Malum infaz yasalarıyla, Yargıtay da aynı hışım korkusunu kararına yansıtsa bile, zaten iki gazetecinin çok içeride kalmayacağını biliyorlar.
Ve bu doğrultuda hukuka dayalı değil muhtemelen dengelere dayalı kararlar üretiyorlar.
Anayasa ayaklar altına alınıyor, kimseden ses yok.
Yargı hukuk değil, denge kararları veriyor, yine kimseden ses yok.
Ama muhtemelen birileri bana “sen nasıl kabile devleti dersin” diye kızacaktır.
Buna da benden ses yok.
ESER KARAKAŞ / HABERDAR
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları








































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025