Eser KARAKAŞ
Bugün Cumartesi, konum da her hafta cumartesi günleri olduğu gibi eğitim.
Eğitim de, diğer sektörler gibi bir sektör. Ama en önemli, buna rağmen de en sorunlu sektör. En önemli sektör çünkü diğer tüm sektörlere, eksiksiz, girdi veriyor. Bu niteliği haiz başka sektör pek yok. Ama aynı zamanda da en sorunlu sektör zira bir dizi nedenden küresel gelişmelere ayak uydurmada en zorlanan sektör.
Aslında, eğitim sektörü, bırakın küresel gelişmelere ayak uydurmada zorlanmayı, küresel gelişmelerin lokomotifi olması gereken sektör.
ABD gibi ülkelerde araştırma-geliştirme süreçleri, doğrudan ya da dolaylı eğitim sektörünün bir parçası, tüm ülkenin ve küresel gelişmelerin lokomotifi. Bizim gibi ülkelerde ise, eğitimin, bırakın küresel gelişmeleri, milli süreçlerde bile ne kadar itici bir gücü var, belli değil. Hatta bırakın itici gücü, belki frenleyici bir etki bile söz konusu olabilir.
Bu neden böyle, durumu iyi incelemek lazım.
Eğitim sektörü çalışanları, paradoksal olarak – belki de değil – Türkiye toplam işgücünün en tutucu kesimini oluşturuyorlar kanısındayım. Her türlü değişime, yeniliğe, bırakın radikal olanlarını, mutedillerine bile karşılar.
Neden mi? Kanımca iki temel nedeni mevcut.
Birincisi; bizim gibi bir ülkede, muhtemelen dünyada tek de değiliz, eğitim sektörüne izafe edilen temel misyon yaratıcı, eleştirel kuşaklar yetiştirmek yerine, şu ya da bu doğrultuda şartlandırılmış kuşaklar üretmek.
Temel amaç şartlandırılmış kuşaklar üretmek olunca yenilikçilik, yaratıcılık asla şu ya da bu doğrultuda amaçlanan tutuculuğun önüne geçemiyor. Tutuculuk, temel misyon doğrultusunda, daha fazla prim yapıyor. İkinci temel neden ise; eğitim sisteminin pozitif katma değer üretememesine rağmen bu sektörde piyasa ayıklanmasının yaşanmaması.
Çocuklar altı ya da yedi sene İngilizce okuyorlar ama en temel bağlaçları, kelimeleri dahi bilmiyorlar. ÖSS’de kırk adet matematik sorusu var, doğru yanıt ortalaması beş dolayında. Pozitif katma değer üretilemiyor derken muradım da bu.
Eğitimin anahtar kelimesi bilgidir. Son otuz senede bilgi kavramında devasa değişimler yaşandı. Kıt kaynak olan bilgi artık bedava bir mal. Ama, eğitimin anahtar kavramında yaşanan bu temel değişikliğe eğitim sektörü davranışsal olarak yanıt üretemedi, hala her şey eskisi gibi sürüyor.
Bunun sonucunda ise büyük kriz yaşayan bir sektör var elimizde. Bu kriz sektörde istihdam sorunu da yaratmadığı için semptomlarının izlenmesi gecikiyor.
Krizini vurduğu yer ise öncelikle milli gelirimiz. Dolar bazında kişi başına gelir 2008’den bu yana değişmiyor ise, bu durumun, başka nedenlerin yanı sıra, temel belirleyicisi verimliliğe katkı yapmayan eğitim sistemidir.
Eğitim konularını artık şartlandırma yanlışından kendimizi sıyırıp verimlilik, mutluluk bazında tartışmamızın zamanı geldi de geçti bile.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025