Eser KARAKAŞ
“Volkan Bozkır’dan görevi devralan AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin çok önemli olduğunu ancak yegâne seçenek de olmadığını belirterek, AB’den “terörle mücadelede” çifte standartta bulunmamasını istedi.
AB yeni Bakanı Sayın Ömer Çelik göreve, basından öğreniyorum, bu sözlerle başlamış.
Bu Ankara nasıl bir yer, bakanlık koltukları nasıl yerler, anlamakta çok zorlanıyorum; buralara giden herkes devlet dilini hemen benimseyebiliyor.
AKP’nin en sivil dilli mensubu gibi duran Sayın Çelik bile AB konusunda resmi dili hemen terennüm ediyor.
Sayın Erdoğan’a ya da Sayın Başbakan’a münhasıran rica edeceğim, beni de bir haftalığına bir bakanlığın başına getirsinler, yemin ediyorum yedinci günün sonunda hemen istifa edeceğim. Acaba benim dilimde de bir devlet kayması başlayacak mı, gerçekten çok merak ediyorum, görmek istiyorum.
AB meselesi ile hem siyaseten hem de akademik düzeyde ilgilenmeye başladığımdan beri hep şunu söylemişimdir: “AB’ye tam üye olmaz isek gök kubbe başımıza çökmez”.
Gök kubbe başımıza çökmez ama bu durumda, yani 21. Asrın ilk otuz ya da kırk senesinde AB üyesi olmaz isek neler olur ya da daha önemlisi neler olmaz, bu sonuçları çok iyi tahlil etmemiz lazım.
Bu tahlil denemesinin ilk ve en yalın yanıtı bence şudur: AB’ye tam üye olamaz isek Türkiye’de işler bugüne kadar nasıl yürüdü ise, öyle yürümeye devam eder; bir dış dinamik olmaksızın işlerin kökten değişimi nasıl olur, bu sorunun yanıtı pek yoktur.
Bugüne kadar meseleleri nasıl çözdük isek, yine öyle çözeriz, ne yaptıysak aynısını da yapmaya devam ederiz.
Temel mesele de tam da budur.
AB meselesi bugüne kadar yapılanlardan, bulunan çözümlerden memnun olmayanların hayati meselesidir.
Bugüne kadar yapılanlardan memnun iseniz zaten AB sizin işiniz değildir.
Bu yapılanlar ve yapılamayanları da detaylandırabiliriz.
Türkiye’de kişi başına gelir endeksinin AB ortalamasının yarısının bile altında olmasından şikâyetçi değilseniz, “AB, sizin için tek seçenek değildir”.
Sizin o zaman mutlaka, içeride devlet rantları kaynaklı rekabete dayanmayan başka gelir olanaklarınız var demektir.
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi, eğitim, sağlık ve gelir düzeylerinden hareketle hesaplanıyor, Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında 72. sırada olmasından rahatsız değilseniz, “AB sizin için tek seçenek değildir”.
Siz Türkiye’de aile olarak Norveç insani gelişmişlik düzeyinde yaşıyor olabilirsiniz ama ülkenizde iç savaş varsa yarın ne olacağı da belli değildir, bunu da hiç unutmayın.
Basın özgürlüğü endekslerinde dünya sonunculuğuna doğru hamle yapan bir ülkenin vatandaşı olmaktan müşteki değilseniz, “AB sizin için yine tek seçenek değildir”.
Ancak, şunu da unutmayalım, basın özgürlüğü basının özgürlüğü değildir, ortalama yurttaşın, hükümetlerin hoşuna gitsin ya da gitmesin, bilgilenme özgürlüğüdür, yani aslında sizin özgürlüğünüzdür.
Bugün için siyasi iktidar eski vesayet odakları ile iyi geçiniyor olabilir, ama siz yine de Milli Güvenlik Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığı, MGSB (Milli Güvenlik Siyaset Belgesi), Talim ve Terbiye Dairesi gibi kurumlardan şikâyetçi değilseniz “AB yine sizin için tek seçenek değildir”.
Siz siz olun, askeri vesayet ya da başka vesayet kurumları geride kaldı diyenlere hiç kulak asmayın, Anayasanın 117, 118, 136 gibi maddelerine bir göz atın ve nerede yaşadığınızı bir kez daha hatırlayın.
Bu listeyi çok uzatmak, sahifelerce örnek vermek mümkün ama okuduğunuz yazı nihayetinde bir köşe yazısı.
“AB yegâne seçenek değil.” diyenlere ben basit bir soru yöneltmek istedim hep: “Sürdürülebilir büyüme, demokratikleşme, evrensel standartlarda bir hukuk devleti için öneriniz ne?”
Cevabınız iç dinamikler ve siyaset derseniz ben de size 2010 öncesi ve sonrasının mukayesesini öneriyorum.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025
8.09.2025
1.09.2025
29.08.2025
25.08.2025