Eser KARAKAŞ
Uzun süredir AB hakkında yazı yazmıyorum.
Muhtemelen, konunun maalesef toplumun gündeminden düşmesi bunda rol oynuyor.
Ama hata yapıyorum, yapıyoruz.
2010 sonrası yaşadıklarımız AB kurumsal yapısının Türkiye’nin refahı, özgürlüğü ve güvenliği için ne kadar önemli olduğunu herkese gösteriyor.
Bu temel gerçeği sadece kısa vadeli şahsi çıkarı her şeyin üzerinde olanlar görmüyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan TBMM’nin açılış konuşmasında “AB’ye ihtiyacımız kalmadı” diye buyurmuş.
Bu yazıda asla polemik yapmayacağım, çok temel bazı gerçekleri hatırlatmakla yetineceğim ama önce bir basit soru soracağım.
Bu sorumun muhatabı, da hala kaldı ise, şuurunu yitirmemiş AKP’liler.
Sorum şu: 2003-2010 Türkiye’si mi, yoksa 2010 sonrası Türkiye’si mi sizce daha yaşanabilir bir yer?
Şayet adrese yazılı kamu ihaleleri ile, parsel bazında imar planı değişiklikleri ile torunlarınızın bile geleceğini güvenceye almayanlardansanız bu sorunun yanıtının çok açık olduğu net.
Türkiye 2003-2010 arası hızlı büyüyen ekonomisi, artan özgürlük koşulları ve iyileşen güvenlik ortamı ile geleceğe güvenle bakılan bir ülke idi.
Bugün gelinen noktada ise 2008’den beri artmayan dolar bazında kişi başına gelir, dünyanın en kötü hukuk devleti koşulları ve inanılmaz bir güvensizlik ortamı mevcut.
Bu berbat dönüşümün kanımca temel nedeni AKP yönetiminin komplekse kapılmadan 2008, 2009’a kadar bu üç temel alanda, ekonomi, özgürlük ve güvenlik, AB reçetelerine uyması ama sonra birilerinin kendilerini usta ilan ederek kendi yöntemlerini dayatmaya başlamaları.
AB kurulduğu günden beri kendine bir Avrupa hedefi çizdi ve bir tanım yaptı.
AB, kurucularından günümüze, zengin, özgür ve güvenli bir bölge olarak kendini tanımlamak istiyor.
Bu konuda da çok büyük mesafeler aldılar.
Birisinin çıkıp “AB’ye artık ihtiyacımız yok” diyebilmesi için Türkiye’nin AB kadar zengin, AB kadar özgür ve AB kadar güvenli bir bölge olabilmesi ve bu üç özelliğin (zenginlik, özgürlük ve güvenlik) istikrar kazanmış olması lazım.
Bizde ise durum tam tersi.
2008’den beri artmayan dolar bazında kişi başına gelir ekonomide bu hedefin çok uzağına düştüğümüzü gösteriyor.
2023’de kişi başına gelirin 25 bin dolar olması hedefleniyordu, bu hedefin bugün ne kadar anlamsız kaldığı ortada.
Özgürlük alanında durum tam bir facia; tüm uluslararası adalet, özgürlük, hukuk devleti endekslerinde en berbat ülkelerden bile daha berbat bir durum düşürüldük.
Güvenlik meselesi muhtemelen en korkuncu; Güneydoğu’da durum ortada, TSK sınırda yirmi gündür tatbikat yapıyor, kadınların güvenlik durumu içler acısı, tüm sınır ülkelerimizle kavgalıyız, tamamen çökmüş, komik hale gelmiş bir dış politika ile zaten güvenlikten bahsetmek teorik olarak olanaksız.
Ama, bu ortamda bile birileri, Türkiye’nin zenginlik, özgürlük ve güvenlik meseleleri olmadığını, AB’ye de ihtiyacımızın kalmadığını söyleyebiliyor.
Bizlerin, aklını, şuurunu, vicdanını yitirmemiş olanların yapması gereken şey önümüzdeki dönemde verimsiz bir Erdoğan muhalefetini bir kenara bırakıp, aşıp AB ile ilişkileri tekrar canlandırmaya aday politikalar üretmeye hazırlanmak, hatta başlamak.
Aksi takdirde, bir Erdoğan gider, başka bir Erdoğan gelir ama işler asla iyileşmez.
AB ile ilişkileri düzeltmek, tam üyelik müzakere sürecini canlandırmak, tam üyelik için bir tarih hedefi koymak, AB üyelerini, başkentlerini ve Brüksel’i ikna etmeye çalışmak yapılacak ilk iş.
Bu topraklarda hukuk devleti içeriden maalesef üretilemiyor, AB çapası olmadan da, ben size söyleyeyim, kimse kızmasın, hukuk devleti üretimi adeta imkansız.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025