Eser KARAKAŞ
Geçen hafta bir televizyon tartışması izliyorum, katılımcılardan biri de emekli bir general. Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı da yapmış, Sayın İsmail Hakkı Pekin.
Sayın Pekin tartışma esnasında, hatta galiba programın en sonunda, Türkiye’nin süper güçler ile ABD, Rusya, Çin ile ilişkileri tartışılıyor, ilginç bir ifade kullandı ve şöyle dedi:
“Türkiye ve akademisyenler ABD, Rusya, Çin ile ilişkilerimizde tercihini yapmalıdırlar.”
Türkiye’yi de pek anlamadım, neden akademisyenler, bunu hiç anlamadım ama anladığım ve bugünkü yazımda tartışmak istediğim temel konu bu meselelerde Türkiye’nin, bir Fransız deyişiyle, öküzleri arabanın arkasına koyduğu gerçeği.
Evet, Türkiye tercihini yapmalıdır ama bu tercih özünde ve öncelikle dış politika tercihi değil, daha temelde bir tercih olmalıdır, ne demek istediğimi anlatacağım.
Ahval internet gazetesinde haftada bir kez ağırlıklı olarak makroiktisat konusunda yazıyorum. Bugünkü yazım ilk bakışta öyle gibi durmuyor ama kanımca Sayın Pekin’in söz konusu yanlış değerlendirmesini aşmadan, neden yanlış dediğimi anlatacağım.
Türkiye’nin sürdürülebilir bir ekonomik büyümeyi ve buna bağlı olarak da daha kabul edilebilir bir gelir bölüşümü hedefini, daha nitelikli bir eğitim dünyasını, daha rekabetçi bir hukuk devletini yakalaması mümkün değil. Yakalayamadığı ölçüde de Türkiye’nin huzur yüzü görmesi zaten mümkün olmayacak.
Rekabetçi hukuk devleti ifademi de yabancılamayın lütfen çünkü hukuk devleti düzeyi 21. Yüzyıl dünyasında küresel sermaye hareketleri ve doğrudan yabancı sermaye çekiminde en önemli, en belirleyici kaynak dağılım mekanizması haline gelmiş bulunuyor.
Dış politika süreçleri, enstrümanları iç politika tercihlerinin bire bir yansımasıdır, normali de budur, öyle olması gerekir. Ülke içinde nasıl bir hukuk, siyaset ve ekonomi çerçevesi oluşturmak istediğiniz dış politika çerçevenizi de belirler.
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sayın İsmail Hakkı Pekin’in “Türkiye ve akademisyenler dış politika süreçlerinde ABD, Rusya ve Çin yönelimleri arasında bir tercih yapmalıdır” ifadesi bu anlamda Fransızların deyişiyle öküzleri arabanın arkasına bağlamak gibidir.
Çünkü ABD, Rusya, Çin dış politika tercihi, bu alternatifler arasında neden Avrupa Birliği yok bunu da anlamadım, içeride ancak nasıl bir ülkede yaşamak istediğinizin belirlenmesi sonrası anlamlı bir seçiş ifade edebilecektir.
Ülke içinde en geniş tanımıyla ifade özgürlüğünden, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkından, rekabetçi dışa açık bir piyasa ekonomisinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi düzeyinde temel hak ve özgürlüklerden, hukuk devletinden yana iseniz dış politika yöneliminiz kanımca bir ölçüde belirleniyor.
Hem en geniş anlamıyla temel hak ve özgürlüklerden, dışa açık rekabetçi bir piyasa ekonomisinden yana olacaksınız, dış politikada da Rusya (Putin) ya da Çin ile beraber hareket edeceksiniz, burada kanımca çok bariz bir çelişki, hatta bir imkânsızlık söz konusu.
Rusya (Putin) ya da Çin doğrultusunda dış politika tercihi içeride de çok sınırlanmış, standartları çok düşürülmüş bir temel hak ve özgürlükler çerçevesi, rekabetçilik vasfını büyük ölçüde kaybetmiş, dirijist, temel karar süreçlerinde piyasanın değil de devletin egemen olduğu, kamu ihalelerinde dışa açıklığın bir kenara bırakıldığı, Sayıştay raporlarının göz ardı edildiği bir ekonomik yapılanma gerektirmektedir.
Bir dizi konuda olduğu gibi bu konuda da araba ile öküzlerin yeri değiştirilmiş, araba öküzlerin önüne bağlanmıştır, hangi sürecin temel tercih, hangi süreçlerin sonuçlar olduğu meselesi karıştırılmıştır.
Yazımın başlığında kullandığım ‘S-400’lerin ekonomi politiği’ ifadesi de tümüyle bu anlamda kullanılmıştır. Türkiye’nin hava sahası güvenliği için ABD menşeili Patriot’ları mı, yoksa Rusya çıkışlı S-400’leri mi tercih edeceği meselesi kesinlikle bir teknik tercih değildir. Ülke içinde tercih edilecek hukuki, siyasi, ekonomik çerçevenin yansıması bir dış politika tercihi olacaktır.
Konu ile biraz ilgili herkes NATO üyesi bir Türkiye’nin hava sahası korunması için yapacağı Rusya menşeili S-400 füzeleri tercihi ile NATO üyeliğinin bağdaşamayacağını bilmektedir, ifade etmektedir. Ama siyasi iktidar ısrarla bu tercihi öne çıkarmaktadır, hatta alımlarda belirli bir mesafe dahi alınmıştır.
Burada da temel mesele S-400 hatta daha genel bir çerçevede NATO üyeliği değil, açık toplum ya da kapalı toplum tercihidir; NATO üyeliğinin bile gündemde oluşu muhtemel bir nihai kapalı toplum ya da iyimser bir ifadeyle çok denetimli bir açık toplum tercihinin sonucudur.
Bu tercih ise Türkiye’nin dış politika yönelimlerini ve tercihlerini şekillendirecektir; unutmayalım, S-400 füzelerinin konuşulmaya başlanması ile Türkiye’nin evrensel anlamda temel hak ve özgürlükler çerçevesinin dışına çıkışı yaklaşık aynı döneme tekabül etmektedir ve bu anlamda çok da tutarlıdır.
Ancak, mesele S-400 füzeleri tercihi ile evrensel temel hak ve özgürlükler çerçevesinde çok gerilememiz ile sınırlı değildir. Bu paralel gelişmeye başka bir paralel hat daha oluşmuştur.
Bu paralel hat da ekonomide sıkıntıların gündeme gelmeye başlaması, büyüme oranlarının düşüşüdür ve ekonomide yaşanan bu sıkıntının da temel nedeni batı âlemiyle kavganın, itişmenin başlaması, AB çerçevesinin yaklaşık tümüyle dışına çıkılmasıdır.
Yukarıda da belirttiğim gibi ülke içinde geçerli hukuk devleti standartları ve bu standartların uluslararası mukayeseli hali 21. Yüzyılda küresel sermaye, doğrudan yabancı yatırım dağılımının en belirleyici kaynak dağılım mekanizmasıdır.
Türkiye içinde hukuk devleti standartlarının evrensel standartlardan 2007-2008 itibariyle sapmaya başlaması ile doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında azalma ve bu duruma doğrudan endeksli olarak büyüme oranlarında düşme eğiliminin baş göstermesi demektir.
Ancak, işin belki daha da ilginç yanı, S-400 füzelerinin NATO üyesi Türkiye tarafından alınması tartışması da bu döneme tekabül etmiştir ve olumsuz anlamda da son derece tutarlı bir süreç, tutarlı bir birlikteliktir.
İleride tarihçiler, araştırmacılar muhtemelen her yönden çok çirkin 15 Temmuz faciası ile Türkiye’nin NATO üyesi bir ülke olarak Rusya’dan S-400 füzeleri satın alma iradesi arasında da ilginç bağlantılar yakalayacaklardır.
Gelelim nasıl bir Türkiye’de yaşamak istediğimize ve bu istek doğrultusunda gündeme gelmesi beklenen dış politika tercihlerine; bu tercih de, doğal olarak benim sübjektif tercihim ama yazımın hemen sonunda ifade edeceğim bir objektif üstünlüğü var.
Ben, sübjektif tercihim olarak ülkemde evrensel standartlarda temel hak ve özgürlüklerden, tüm kurum ve kurallarıyla hukuk devletinden, rekabetçi dışa açık bir piyasa ekonomisinden ve demokrasiden, Türkiye’nin en makul ve en kısa sürede Avrupa Birliği tam üyeliğinden, NATO üyeliğinin devamından yanayım.
Böyle bir iç tercih -NATO üyeliği de nihai analizde bir iç tercihtir- Türkiye’nin dış politikasının Avrupa Birliği’yle, Avrupa Birliği ülkelerinin başkentleriyle, ABD ile uyumunu da beraberinde getirir.
Bu tercih Putin ile, Çin ile, Katar ile kavga etmek demek değildir ama temel yönelim buralar olamaz, daha özgür, daha zengin ve daha güvenli bir Türkiye için olmamalıdır da.
Gelelim son noktaya yani bu sübjektif tercihimin objektif üstünlüğüne.
Ülke içi tercihiniz bunlar yani evrensel standartlarda hukuk devleti, dışa açık piyasa ekonomisi, açık toplum, demokrasi olursa kısa ve orta vadede ekonominiz daha hızlı büyüyecek, bu büyüyen geliri hukuk devleti içinde daha adil bölüştüreceksiniz demektir ve bu sonuç da çok bariz bir objektif üstünlüktür.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları












































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025