Eser KARAKAŞ
Bu yazıya benzer başka bir makaleyi yaklaşık yirmi beş sene önce yazdığımı hatırlıyorum, maalesef değişen bir şey yok.
Önce detaylara girmeyelim ve çok temel iki soruna değinelim.
Sene 2019, başka sorunları şimdilik kaydıyla bir kenara bırakalım, Türkiye siyasetine iki temel ve çok önemli konu hâkim.
Birincisi laiklik meselesi, ikincisi ise Kürt meselesi.
Benim görüşüme göre bu iki sorun da aynı kapıya çıkıyorlar, aynı madalyonun iki eş yüzü, Türkiye’de devlet-vatandaş ilişkisinin iyi tanımlanmamasından kaynaklanıyor, devlet vatandaşın etnik kökenine ve inancına anayasa düzeyinde bile kör değil, bu çok vahim bir durum.
Bu iki temel mesele, laiklik ve Kürt meseleleri, 2019’un ne anayasal düzeyde ne de pratikte çözülebilmiş sorunları.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarına mesela 1925’e dönelim, gazetelerin arşivlerinden bakalım, o dönemin de iki temel tartışma konusu var, biri laiklik, öbürü Kürt meseleleri.
Her iki konuda da doğrusu ciddi bir mesafe alınamamış.
Düşünebiliyor musunuz, bir ülkede, sanal bir siyasi dinamizm var, yaklaşık yüz sene sonra iki temel sorun, yine yaklaşık aynı çerçevede tartışılmaya ve ciddi bir çözüm ufukta görünmeksizin devam edip duruyor.
PKK sorunu hâlâ gündemin en önemli maddelerinden ama Kolombiya’da FARC (Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia) örgütü silah bıraktı, Kolombiya Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos bu süreçte, 2016’da, Nobel Barış Ödülü'nü aldı.
Çözüm sürecinin başarıya ulaşmasını, Kürt meselesine anayasal çözümler bulunmasını, PKK’nın silah bırakmasını kim istemezdi ki?
Bu süreçte de Erdoğan rahatlıkla Nobel Barış Ödülü'nün sahibi de olabilirdi.
Laiklik meselesi de yine aynı kısır döngü içinde tartışılıyor, mahkemeler şiddet içermeyen bir dini yaklaşımı, dikkat buyurunuz, bu yaklaşım ifade özgürlüğüne aykırıdır diye değil, “bu yaklaşım İslam dininin özüne aykırı” diye niteleyebiliyorlar, yasaklayabiliyorlar günümüzde.
İngiltere’nin başını çok ağrıtan IRA meselesinin de geçmişte kaldığını hatırlatalım.
Yunanistan, Almanya, İtalya’nın da başlarını çok ağrıtan örgütler gibi.
Kıbrıs meselesi, EGE hava sahası, Ege kıta sahanlığı, adalar meselesinin de senelerdir çözülemediği gibi.
1950’lerden günümüze Kıbrıs meselesi gündemimizde; bu tarihten bugünlere dünyanın hangi sorunları geride bıraktığını bir düşünün, isterseniz araştırın, ne demek istediğimi anlayacaksınız.
AB tam üyelik meselesi de en azından hukuki anlamda 1963’den beri günümüzde ama gelinen nokta çok ümit verici değil.
Enflasyon meselesi, yüksek faizler, düşük büyüme de adeta kronikleşmiş meseleler, iktidarlar değişiyor, bu sorunlar da ancak marjinal değişiklikler görülebiliyor.
Neden bizim ülkemizin sorunları kalıcı olarak çözülemiyor?
2016 darbe girişimi çirkinliği askerî darbe geleneğinin bile geçmişte kalamadığını gösteriyor.
Toplumsal konularda Türkiye çok dinamik bir görüntü veriyor gibi ama anlaşılan bu dinamizm (?) aldatıcı ve verimsiz bir dinamizm.
“Neden meselelere kalıcı çözüm üretemeden, geride bırakamadan ilerleyemiyoruz?” sorusuna bu satırların yazarının yanıtı yanlış reçetelerde ısrarcı olmamız.
Şayet bir mikrop kapıp ateşiniz yükselmiş ise antibiyotik kullanırsınız ama kullandığınız antibiyotik ateşinizi düşürmezse aynı antibiyotikten daha fazla kullanmanın bir anlamı yoktur.
Yapılması gereken bir antibiyogram yaptırıp doğru antibiyotik kullanımıdır.
Kürt meselesini, daha gerilere gitmiyorum, 1984 Eruh’tan günümüze, çok kısa bir dönem hariç, güvenlik güçlerimizle çözmek istiyoruz ama çok etkin sonuçlar aldığımız söylenemez çünkü Kürt meselesinde silahlı yasal güçler kullanmak, bu kullanımın dozajını her geçen gün arttırmak belki de ateşinizi düşürmeyen antibiyotiğin kullanımını arttırmakla aynı şey.
Çözüm süreci bir köşesinden antibiyogram yapmak gibi bir şey idi ama demek ki bünyeye uymadı ve hemen geri alındı.
Her ülkenin sorunları vardır ve olacaktır ama esas olan mevcutları geride bırakıp, yenileriyle mücadele etmeye başlamaktır.
Türkiye ise laik devlete tehditler, Kürt meselesi, Kıbrıs gibi meseleleri geride bırakamadığından ileri yönlü yürüyüşü hep ayağında prangalarla oluyor, yeni sorunları mesela bilgi çağının getirdiği sorunları yeterince çözemiyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025