Eser KARAKAŞ
23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenlerinde Kars’ta çok ilginç bir olay yaşandı.
Bu olay galiba Türkiye’nin ve AKP’nin geldiği noktayı çok net gösteriyor görmek isteyenlere.
İsterseniz meseleye aklıma gelen eski bir olaydan başlayarak yaklaşalım.
2011 senesinde Çanakkale’de 18 Mart törenlerinde dönemin Başbakanı Erdoğan bir konuşma yapıyor, ayrılırken de Çanakkale Garnizon Komutanı Korgeneral Engin Alan ayağa kalkmıyor, bu tavrının da Başbakan’a bir protesto olduğunu ifade ediyor.
Başbakan Erdoğan, bence de çok haklı nedenlerden Korgeneral Engin Alan’a büyük tepki gösteriyor, Alan meslekten ayrılıyor ve MHP’den milletvekili oluyor.
Burada da ilginç nokta Bahçeli’nin dönemin Başbakanı Erdoğan’a protokoler bir saygısızlık yapan Korgenerali parti rozeti ile taltif edip milletvekili yapması.
Bugün aynı şey yaşanır mı, takdirlerinize bırakıyorum.
Geçtiğimiz hafta ise 23 Nisan (Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı) törenlerinde Kars’ta en hafif kelimeyle tuhaf bir olay yaşanıyor.
Yeni seçilerek göreve başlayan HDP’li Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen de 23 Nisan törenlerinde protokolde yerini alıyor (Eşbaşkan Şevin Alaca da) ve el sıkışma ritüeli sırasında Kars Garnizon Komutanı Tuğgeneral Özgür Nuhut, Belediye Eşbaşkanları Ayhan Bilgen ve Şevin Alaca tarafından kendisine uzatılan elleri sıkmıyor, eller havada kalıyor.
Meselenin siyasi boyutunu bir kenara bırakın, ne olursa olsun, bir kadının ve de herkesin uzatılan elini havada bırakmak gerçekten çok da nezaket içeren bir tavır değil, bu da meselenin bir başka boyutu.
23 Nisan milli egemenlik bayramıdır ve Kars’ta seçmenlerin oyuyla başkanlığa gelmiş Ayhan Bilgen ve Şevin Alaca’nın uzatılan ellerini havada bırakmak, nezaket meselesinin ötesinde, milli egemenlik kavramına da ters bir harekettir.
Bu nezaketsizlik ya da milli egemenlikle bağdaşmayan el sıkmama tavrı Korgeneral Özgür Nuhut’u muhtemel olması gereken idari sonuçlarıyla bağlar.
Ancak, meselenin Korgeneral Özgür Nuhut’u da çok aşan boyutları vardır.
AKP yani Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar bu el sıkmama tavrı karşısında acaba nasıl bir pozisyon alacaktır?
2011 senesinde bence de çok haklı gerekçelerle Çanakkale’de Korgeneral Engin Alan’a çok sert tepki gösteren dönemin Başbakanı Erdoğan bu son olay karşısında ne yapacaktır?
Muhtemelen, Erdoğan da, Akar da ve hatta bir kurum olarak Genelkurmay Başkanlığı da bu meseleyi görmezden gelecektirler çünkü eli sıkılmayan görevliler seçilmiş de olsalar HDP’li Eşbaşkanlardır.
YSK bu iki HDP’linin seçime katılmasına onay verdiğine göre bu kişilerin şahıslarına yönelik bir suç iddiası yoktur.
Bu şartlarda, 23 Nisan törenlerinde uzatılan elleri havada kalan kişiler sadece iki Eşbaşkan değil, HDP’li ve hatta tüm Kars seçmenleridir.
Bu tavrın ne hukukla, ne demokrasiyle ve hatta ne de yeni ortaya atılan Türkiye ittifakı iddiası ile bir ilişkisi olamaz.
Korgeneralin Kars’taki tavrı çok belirgin bir biçimde bir 28 Şubat tavrıdır.
AKP’nin iktidarının 17'nci senesinde açık bir 28 Şubat tavrının iktidar cenahından büyük bir müsamaha ile karşılanması da çok ilginçtir.
Bu son Kars olayı maalesef hem Türkiye’nin hem de AKP’nin geldiği noktanın çok sevimsiz bir özeti niteliğindedir.
Devlet protokolü bir anlamda önemlidir ama bu protokolün devlet otoriteleri tarafından “kör” bir biçimde uygulanması yani AKP’li, CHP’li, MHP’li, HDP’li ayırımı yapılmadan gerçekleşmesi protokolün kendisinden de çok önemlidir.
Türkiye maalesef bu işi de başaramamıştır.
“Neyi, neden başaramamıştır?” diye soran ya da tepki gösteren olursa Kars Garnizon Komutanı Korgeneral Özgür Nuhut’un nasıl bir müeyyide ile, en azından bir uyarı cezası gibi, karşılaşacağını izleyelim lütfen.
“HDP’li seçmenler, Kürt kökenli (!) vatandaşlarımız bizim kardeşlerimizdir, birinci sınıf vatandaştırlar” diyenlere bu birinci sınıf seçmenlerin siyasi iradelerinin de yani göreve getirdiklerinin de birinci sınıf belediye başkanı olduklarını hatırlatmak lazım.
Yukarıdaki cümlemde iki izaha muhtaç konu var.
Birincisi “Kürt kökenli” ifadesinin yanına koyduğum ünlem(!) işareti.
Neden Türkler için “Türk kökenli vatandaş” denmez de bu ifade illaki de Kürt vatandaşlar için kullanılır, anlamak mümkün değildir, buna dikkat çekmek için bu ünlemi kullandım.
İkinci konu da yine Kürt vatandaşlar için kullanılan “birinci sınıf” tabiridir; tanım gereği, bir yerde birinci sınıf varsa mutlaka ikinci sınıf da vardır, aksi halde bu birinci, ikinci lafları anlamsızdır.
Peki o zaman, “ikinci sınıf” vatandaş kimdir?
Elleri sıkılmayanlar mı?
Evrensel hukuk ilkelerini ciddi bir biçimde ihlal etmedikleri sürece kimse böyle bir muameleye layık değildir.
Uzatılan elleri havada bırakma meselesi sıradan bir el sıkmama meselesinin çok ötesindedir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025