Eser KARAKAŞ
Her depremde illaki de depremciler, jeologlar, inşaat mühendisleri konuşacak değiller ya, bizlerin de söyleyecek sözleri olabilir.
Her şeyden önce tüm Denizlilere geçmiş olsun diyelim, burası Türkiye, 6.0 şiddetinde depremlerde bile ölümler olabiliyor, galiba can kaybı yok, bu iyi haber.
Ama, haberlerin hepsi, can kaybı olmaması kadar iyi değil.
Konu yine deprem ve depremlerle doğrudan bağlantılı olarak kamu ihale sistemi ve siyasetin finansmanı.
Bu konuyu senelerdir yazıyoruz, çiziyoruz, Türkiye ilginç bir ülke, hiçbir şey değişmiyor, her şey adeta bir “dejà vu”.
6 şiddetinde bir depremde yaralılar var, enkaz kaldırma çalışmaları var, Allah’tan enkaz altında vatandaşlar yok.
Ve, kanımca işin en önemli yanı, bu depremden daha çok etkilenen binalar özel binalar değil kamu binaları.
Valilik galiba ikinci bir emire kadar kamu binalarına girişi yasaklamış.
Burada Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin uzun senelerdir AKP tarafından yönetiliyor olmasına özel bir vurgu yapmayacağım çünkü durum üç aşağı beş yukarı tüm belediyeler için benzer.
Burada anahtar soru neden kamu binalarının 6 şiddetinde bir depremden bu ölçüde etkilendiği.
Bu şiddette bir depremde gelişmiş ülkelerde ne hayat ne de iş duruyor.
Bu depremlerin bu yönünü yani kamu inşaatlarına yıkıcı etkisini yaklaşık otuz senedir izliyorum, değişen bir şey yok.
Denizli’deki Perşembe (8 Ağustos) günkü depremde Büyükşehir Belediye binasının makam odasının duvarı çöküyor, Valilikte de benzer durumlar yaşanıyor.
Düşünün, bizim necip ülkemizde özel inşaatların da kalitesi çok kötü ama kamu binalarının durumu çok daha kötü.
Bu durumun açıklanabilir tek bir nedeni olabilir, bu neden de bu binaların yapımında uygulanan kamu ihale kanununun izin verdiği, hadi yol açtığı diyelim, yolsuzlukların kamu binalarını 6 şiddetinde bir depremde esir alabilmesi.
Devletin tüm karar alma mekanizmaları bir araya geliyorlar ve depremlerde devlet okulları, devlet hastaneleri, belediye binaları, valilikler sarsıntılara teslim oluyorlar.
Ben bu meseleyi yazmaktan bıktım, devlet yetkilileri kulaklarının üzerine yatmaktan bıkmadılar.
2003 senesinde Bingöl depreminde Çeltiksuyu Yatılı Bölge Okulu'nun enkazı altında 83 öğrenci ve bir öğretmeni kaybettik.
Burada okulun ismine dikkatinize çekerim, Çeltiksuyu, bu isim yerin özelliğini çok net belirtiyor; burada, suyun içine bir yatılı okul inşasına kim izin verdi, 83 çocuğun ölümünün sorumluları kimlerdi, bu sorumlular ne cezalar aldılar, lütfen basit bir internet araştırması yapın ve Türkiye’nin bu yüzünü iyi görün.
Niyetim geçmişi sorgulamak değil ama 6 şiddetindeki Denizli depreminde kamu binalarına girişin Valilikçe yasaklanması durumun her yerde ve her zaman aynı olduğunu gösteriyor.
Devlet kendine bina, mesela okul, mesela hastane, mesela emniyet müdürlüğü, yapmak için ihale açıyor ama ihaleyi alan ya da daha doğru Türkçe ile ihalenin verildiği yüklenici (müteahhit) devletten aldığı paranın bir bölümünü siyasetin finansmanı için iktidar partisine, bir kısmını da doğrudan rüşvet olarak yetkililere (!) verdiği, vermek zorunda kaldığı için kamu binasının inşasında kaçınılmaz güvenlik riskleri oluşuyor çünkü binaya on lira harcamak zorunda iken yedi lira harcayınca malzemeden ya da başka kaynaklardan kısmak gerekiyor, bunun başka yolu yok.
Aslında yok değil, başka bir yol da rekabetçi olmayan ihale yöntemleri ile on liralık kamu binasını 15 liraya ihale etmek, beş lirayı da iktidar partisi (merkez ya da yerel) on liraya düzgün bina yapmak ama bu yöntemin sonucu da vergi mükellefinin cebinden beş liranın siyasetin ve siyasetçinin finansmanı için çıkması.
Kamu ihale sisteminin bizdeki işleyişi ülkenin en temel problemi; işte size on altı maddede temel deprem-ihale problematiğinin özeti:
1: Kamu ihaleleriyle siyasetin finansmanı nedeniyle siyaset de bütçe de kirleniyor.
2: Bütçe kaynakları etkin kullanılamıyor.
3: Sayıştay denetimleri, zaten sıfırlanma yolunda, anlamsızlaşıyor.
4: Basit denebilecek depremlerde kamu binaları hazan yaprağı gibi sallanıyorlar.
5: En çok da ahlak sallanıyor.
6: Kimse bu depremler sonrası ihale yöntemlerini tartışmıyor.
7: 2003 Mayısında Bingöl depreminde Çeltiksuyu’nda o yatılı okul binasını mesela İsveçliler AB tipi bir ihale yasası ile yapsa idi muhtemelen, çok muhtemelen o kaybettiğimiz 83 çocuğumuz şimdi üniversitelerde, iş hayatında olacaklardı.
8: Ama, bizim milliyetçiler (ulusalcılar) “ne demek ihalelere yabancı müteahhitlerin girmesi?” demekten vazgeçmediler (bunun anlamı insanlar ölsün, yolsuzluklar sürsün demektir).
9: Yerli ve milli ihale kurumları, kuralları rekabete açılmadan her depremde, hatta beş şiddetinde depremlerde bile insan kaybedeceğiz kamu binalarının enkazlarında.
10: İşte ben buna yerli ve milli muhafazakâr milliyetçilik derim doğrusu.
11: Önünde siyasi engel olmamasına rağmen neden kamu ihaleleri müzakere dosyası Türkiye (Babacan?) istemediği için açılamadı?
12: Kimlerin kafalarında (!) insanımızın hayatından daha önemli çıkarlar var acaba?
13: Kamu ihale sisteminin işleyişi hem yolsuzluk hem cinayet üretiyor.
14: Bu yolsuzluklar, bu cinayetler/ölümler AB/Dünya Bankası türü ihale sistemleriyle adeta sıfırlanabilir.
15: Siyasetin finansmanı için başka daha saydam ve daha ahlaklı yöntemleri devreye sokmak lazım.
16: 2002’den günümüze İhale Kanunu'nun 21 ve 22. maddeleri ile kimler ihaleler aldılar, bir incelense, neler çıkar ortaya acaba?
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025