Eser KARAKAŞ
Sözlükler “milli egemenlik” kavramını şöyle tanımlıyorlar: “Egemenliğin, kişilere veya belli zümrelere değil, doğrudan doğruya millete ait olması.”
Aklı başında birinin bu tanımla meselesi olamaz zaten ama ben yine bir ekleme yapmak ve “milli egemenlik” kavramının günümüzde (1920’lerden bahsetmiyorum) toplumsal olarak çok daha değerli bir kavram olabilmesi için bu kavramın içinin demokratik hukuk devletinin evrensel ilkeleri ile bezenmesi gereğini belirtmek istiyorum.
Günümüz dünyasında etrafımıza bir bakalım, çok sayıda “milli egemenlik” ilkesi iddiasında ama demokratik hukuk devleti ilkelerinin yanından bile geçmeyen ülkeler göreceksiniz; kimse alınmasın, demokratik hukuk devleti ilkeleri ile bezenmeyen bir milli egemenliğin kâbus bir rejime dönüşme ihtimali az değildir.
Gelelim “tam bağımsızlık” kavramına.
Tam bağımsızlık ne demek?
“Tam bağımsızlık demek; siyaset, maliye, iktisat, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda... tam serbestlik demektir.” Tam bağımsızlık, devletimizin başka bir devletin veya herhangi bir uluslararası kuruluşun kesin etkisi ya da vesayeti altında bulunmamasıdır. Bir diğer yönüyle Tam Bağımsızlık “yabancılara hiçbir ayrıcalık tanınmaması” demektir. Bütün bu saydığım alanlarda meclis, cumhurbaşkanı ve hükümetin, yargının bütün karar ve tercihlerinin, serbestçe ve Millî İrade’ye uygun olarak gerçekleştirilmesidir.”
Bu, bir profesörün sitesinden aldığım tanım. (Prof. Cihan Dura, Erciyes Üniversitesi emekli öğretim üyesi)
Milli egemenlik kavramı ile, şayet içi evrensel demokratik hukuk devleti ilkeleri ile dolduruluyorsa, hiçbir sorunum yok; hukukta “egemenlik devri” diye bir kavram da var, bu kavram milli egemenlik kavramının bağlayıcı etkilerini, şayet bu devir kararı demokratik hukuk devleti ilkelerine göre alınıyor ise, büyük ölçüde azaltıyor, mesela AB üyesi ülkelerin tümü demokratik bir çerçevede egemenlik haklarının bir bölümünü AB kurumlarına devrederek bu süpranasyonal kuruma üye oluyorlar.
Ancak, “tam bağımsızlık” ilkesi milli egemenlik kavramından daha sorunlu bir kavram.
Milli egemenlik kavramının yaratabileceği sınırlamalar AB gibi kurumlar bünyesinde demokratik bir çerçevede “egemenlik devri” ile aşılabiliyor.
Peki, tam bağımsızlık kavramını böyle bir hukuki enstrümanla aşmak mümkün mü?
“Bağımsızlık devri” diye bir kavram yok bildiğim kadarıyla siyaset teorisinde.
Lütfen yukarıdaki tanımı iyi okuyalım.
Tanımda, örneğin adalette, “tam bağımsızlık” adalette tam serbesti olarak tanımlanıyor, yargının bütün karar ve tercihlerinin serbestçe ve milli iradeye uygun olarak gerçekleştirilmesi amaçlanıyor.
Gelelim 2020 Türkiye’sine; milli egemenlik ve tam bağımsızlık kavramlarının iktidar tarafından “her şey yerli ve milli olacak” sloganıyla yüceltildiği Türkiye.
Çok merak ediyorum, özellikle sözde sol cenahtan (ulusalcı) gelen bu tam bağımsızlık söylemine sarılanlara sormak isterim: Türkiye’nin bir Avrupa Konseyi kurumu olan ve yargı yetkisini de kabul ettiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da olmasa yargı kararlarımızın (yerli ve milli) gideceği perişan durumu görmüyorlar mı?
Yine aynı ulusalcı tam bağımsızlıkçılara sormak isterim: Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliğine karşılar mı?
Başka bir soru daha: Bu yargısal dış denetim olmaz ise hukuk düzeyimizin yükseleceğini mi düşünüyorlar?
Tam bağımsızlıkçı ulusalcı arkadaşlar AB tam üyelik perspektifine de karşılar mı?
Aynı arkadaşlar, hâlâ “AB’ye girelim ama onurumuzla girelim” gibi anlamsız bir söyleme sahip çıkıyorlar mı?
“Tam bağımsızlık” kavramı ile azınlık hakları ihlalleri arasında acaba bir korelasyon var mıdır?
“Tam bağımsızlık” kavramının önemini, içeriğini 20’li, 30’lı yıllar için tartışmıyorum, iki savaş arası bambaşka bir dünya vardı ama bugün bu kavram çok özgürlükçü, hukuk ve refah üretmeye yönelik bir kavram olarak durmuyor galiba.
Tam bağımsızlıkçılar ile “tam yerlici ve milliciler” arasındaki farkı da tam anladığımı söyleyemem doğrusu.
Kabahat benim mi, emin değilim.
Tam bağımsız ülkeler görmek mi istiyorsunuz, işte İran, işte Venezuela, işte Kuzey Kore.
Bu ülkelerin tam bağımsız olmadıklarını iddia edebilecek bir arkadaş var mı?
Örnek ülkeler çok hoş değil mi?
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025