Eser KARAKAŞ
Avrupa Birliği (AB) son dönemlerde sıkıntılı günler de yaşıyor; Birleşik Krallığın AB’den çıkışı (Brexit) başlı başına büyük bir talihsizlik.
AB bünyesinde Macaristan, Polonya gibi ülkelerin bulunması, bu ülkelerin uygulamaları ve söylemleriyle Erdoğan, Trump, Bolsonaro vari Cumhurbaşkanları, Başbakanlar tarafından yönetiliyor olmaları yine AB için Brexit kadar büyük bir talihsizlik.
Kıbrıs’ın Ada’da nihai bir çözüm olmadan genişlemeden sorumlu komiserlerin verdikleri sözlere rağmen tam üye olarak kabulü de özellikle bizim için büyük bir sıkıntı oluşturuyor; bu kararın neticesini ben biraz Kenan Evren’in “Roger’s Planını” kabul etmesine (!!!) ve sonuçlarına benzetiyorum.
Ancak, tüm zorluklara rağmen AB kurumsal olarak içinden geçtiğimiz ilginç zamanların hala uzak ara en güven veren örgütü, keşke biz de içinde olabilse idik, bugünler yaşanmazdı diyemiyorum, Macaristan ve Başbakan Orban aklıma geliyor, ama daha az sancılı olacağı kesin idi.
xxx
Vera Jourova Çekya vatandaşı, AB’nin “Değerler ve Saydamlık”tan sorumlu Komiseri ve aynı zamanda AB Komisyonunun Başkan yardımcısı; AB konusunda daha az bilgili okurlar için çok küçük bir bilgi notu düşeceğim, AB, biraz paradoksal olacak, bir klasik devlet yapılanmasına da benzer, yürütme (AB Komisyonu), yasama (AB Parlamentosu, Konsey) ve yargı (AB Adalet Divanı, Lüksemburg) organlarından oluşur, AB Konseyi ise ağırlıklı olarak yasama işlevi görmekle birlikte biraz sui generis bir organ.
AB Komisyonu yürütme yani AB hükümeti, başında Ursula von der Leyen isimli bir Almanya vatandaşı kadın var, AB’nin Başbakanı.
Von der Leyen’e bağlı çok sayıda AB Komiseri var, bu komiserler de AB’nin ilgili konuda bakanları adeta; Vera Jourova ise Başbakan Yardımcısı yani AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda da “Değerler ve Saydamlık” Bakanı (Komiseri).
Vera Jourova’yı izlemeye almama neden olan mesele Macaristan (AB üyesi) Başbakanı Victor Orban’ın Jourova’nın görevden alınması için AB Komisyonu Başkanına (Başbakan) yaptığı başvuru.
Bir süre önce Vera Jourova Almanya’nın ünlü yayın organı Der Spiegel’e bir demeç veriyor ve bu demecinde şu cümleyi kullanıyor: “Macaristan Başbakanı Victor Orban ülkesinde illiberal bir demokrasi inşaa ettiğini söylüyor ama kanımca inşaa ettiği sadece hasta bir demokrasi”.
Bu demece çok sinirlenen Macaristan Başbakanı, Zat-ı âlileri bizim Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın da Avrupa’daki en iyi hatta tek dostudur (belki biraz da Polonya Cumhurbaşkanı), Jourova’nın Macaristan’a ve halkına çok ağır hakaret ettiğini belirtiyor ve kendisinin hemen görevden alınması için Başbakan (AB Komisyonu Başkanı) Ursula von der Leyen’e resmi başvuru yapıyor.
Bu görevden alma başvurusunun nasıl sonuçlanacağı, AB Komisyonunun bir üye ülke Başbakanına ne kadar direneceği gerçekten ilgimi çekiyor, izleyeceğim; Avusturya eski Başbakanı faşist Heider’in görevden alınması konusunda AB çok düzgün davranmış ama meselenin arkasını getirememiş idi, bunu da not edelim.
Üye ülkelerin, mesela Macaristan, bir dizi konuda, oybirliği gerektiren konularda, çok güçlü olabildiklerini çünkü oy birliği kuralının veto yetkisi demek olduğunu da hatırlatalım; mali konular, genişleme hala oybirliği gerektiren konular, Brexit sonrası da AB bütçe konularının çok dikenli konular haline geldiğini de biliyoruz.
Ben Vera Jourova’yı izlemeyi sürdürüyorum, izlerken de keşke bizim de Jourova gibi hukuk devleti konusunda bu ölçüde duyarlı bir Cumhurbaşkanı Yardımcımız olabilse idi düşünmekten, iç geçirmekten kendimi alamıyorum.
Aşağıda Vera Jourova’nın Euronews’a verdiği bir demeçten yargıya ilişkin olan görüşleri aktarıyorum, değerlendirmenin Türkiye ile ilgisini düşünmek de okurların takdiri.
“Eğer genel bir değerlendirme yaparsam, temel sorunlar yargı dünyasında, özellikle hükümetler ve yürütme organları tarafından yargısal sistem, hakimler üzerinde daha fazla siyasi baskı uygulama eğilimleri.
Her ülkede, kimin kim olduğuna ve kimin nasıl ele alınacağına bakarak değil, hukuka göre karar verecek bağımsız hakimlerimiz olduğuna dair mutlak bir kesinliğe ihtiyacımız var. Yasalar önünde eşitlik, sahip olduğumuz çok açık bir ilkedir ve bunun hakimler tarafından korunması hayatidir. Dolayısıyla yargının siyasileşmesi, aynı şekilde çoğu ülkede gördüğümüz medya üzerindeki siyasi ekonomik baskılar, giderek daha kötü bir hal alıyor.
Daha önce dediğim gibi, medya demokrasiyi savunmada ya da gerçek resmi vermede çok önemli rol oynuyor. Yüksek seviyede sorumluluk hisseden profesyonel gazeteciler elbette vatandaşa bilgiyi ulaştırması gereken kişilerdir çünkü biz vatandaşın iyi bir şekilde bilgilendirilmesini ve kendi hükümlerini vererek seçimlerini yapabilmesini istiyoruz, özellikle de seçimlerde.
Yolsuzlukla mücadele konusunda bazı üye devletlerde daha fazlasını yapmamız gerek. Yolsuzluğa karşı mücadele için iyi işleyen mekanizmaların olduğunu gördük. Ancak bazı ülkelerde böyle bir resim görmüyoruz.”
Vera Jourova’yı izlediğinizde AB’nin Türkiye için neden yaşamsal olduğunu daha net görüyoruz.
Çok daha net gördüğümüz bir şey de karanlıkçıların neden hep AB karşıtı oldukları.
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
23.07.2025
19.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
15.06.2025
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025