Eser KARAKAŞ
Türkiye’nin hukuk devleti dökülüyor.
Yargı dökülüyor, doğal olarak da yargı kararlarının kalitesi dökülüyor.
Laik devlet ilkesi dökülüyor, demokrasi dökülüyor.
Bu dökülme durumlarının da somut hatta aritmetik olarak yansıdığı bir yer var.
Avrupa Konseyi ve onun organı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarının niteliği aritmetik olarak hesaplanabilen bir hukuk devleti dökülme manzarası sunuyor önümüze.
AİHM her sene taraf devletler hakkında mahkemenin verdiği kararları maddeler bazında istatistiki olarak bir rapor halinde yayınlıyor ve bu rapor Türkiye devletinin Rusya ile beraber en çok insan hakları ihlali gerçekleştiren ülke olduğunu gösteriyor.
AİHM’in kararlarını, yönünü beğenmiyorsanız yapacağınız şey Avrupa Konseyi’nden çekilmektir; çekilmiyorsanız AİHM kararlarını uygulayacaksınız, nokta.
Altında Türkiye devletinin de imzası olan yani bizi bağlayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. Maddesi aynen şöyle:
“AİHS Madde 46:
1.Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkeme’nin kesinleşmiş kararlarına uymayı taahhüt ederler.
2.Mahkeme’nin kesinleşmiş kararı, kararın uygulanmasını denetleyecek olan Bakanlar Komitesi’ne gönderilir.”
Birinci Maddedeki “taahhüt ederler” ibaresini ben italik ve koyu yazdım.
Türkiye devleti AİHM kararlarını uygulamayı Sözleşmenin altına attığı imza ile taahhüt etmiştir.
Bir de hukukta latince “pacta sunt servanda” (ahde vefa) diye bilinen bir uluslararası hukuk kuralı vardır.
Anlamı üç aşağı beş yukarı şöyle: “Sözleşmelerde tarafların birbirine verdikleri vaadleri yerine getirme taahhütüdür.”
Kimse kızmasın, kimse alınmasın, bir devletin ve devleti temsil eden yöneticilerinin şerefi uluslararası hukukta altına imza attıkları ve parlamentolarında onayladıkları antlaşmalara uydukları kadardır.
İsmi üstünde “ahde vefa”.
Türkiye devleti maalesef çok sayıda AİHM kararını altında imzamız olan Sözleşmenin 46. Maddesine rağmen uygulamamaktadır.
Bu uygulamama keyfiyetinin son tezahürü Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala hakkındaki AİHM kararlarıdır.
AİHM Selahattin Demirtaş için Türkiye devletine kesinleşmiş AİHM kararının uygulanması için 30 Eylül’e kadar süre vermiştir.
Osman Kavala için ise Aralık 2021’e kadar beklenecektir, bu gecikmenin altında muhtemelen Kavala’nın Ekim ayında bir kez daha Türkiye’de hakim önüne çıkacak olmasıdır.
Türkiye bugün kurumsal üyelik anlamında hala batı değerler sisteminin bir parçasıdır ama batı değerler sisteminden tamamen kopmuştur.
NATO üyesidir, Avrupa Konseyi üyesidir, AİHM’in yargı yetkisini kabul etmiştir, Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakereleri süreci en azından kağıt üzerinde devam etmektedir.
NATO üyesidir ama S-400 alabilmektedir Rusya’dan.
Avrupa Konseyi üyesidir ama bir Avrupa Konseyi kurum olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi AİHM kararlarını uygulamadığımız için ihlal mekanizmalarını işletmek üzeredir.
Bakanlar Komitesi adı verilen organ Avrupa Konseyine üye 47 ülkenin Strasbourg’daki Avrupa Konseyi nezdindeki büyükelçilerinin dışişleri bakanlarını temsilen katıldıkları bir komitedir ve aralarında Türkiye de vardır.
AİHM üyesidir ama AİHM kararlarını artık sistematik hale gelmeye başlayan bir biçimde uygulamamaktadır.
AB ile tam üyelik süreci 2004 senesinde açılmıştır ama AB tam üyelik müzakereleri sürecinde altı senedir yaprak kımıldamamaktadır.
Hem Türkiye’nin hem de batı kurumları ve merkezlerinin artık bir karar aşamasında olmaları gerekmektedir.
Hoş, artık Erdoğan her vesileyle “Eeeey Avrupa, eeeeeey Amerika” dememektedir ama bu durum sadece konjonktürel bir durumdur.
Batı değerler sistemine dönüş artık Erdoğan ile kanımca imkansızdır ama temennim ilk cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri sonrası Türkiye’nin tekrar çağdaş dünya patikasına dönmesidir.
Bir devletin ve yöneticilerinin şerefi ahde vefa ilkesi çerçevesinde çok önemlidir.
Ahde vefa göstermeyen devlet ve devlet yöneticileri bu düştükleri durumdan şikayetçi değiller ise yapacak bir şey de yok demektir.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
1.09.2025
29.08.2025
25.08.2025
18.08.2025
12.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
19.07.2025