Eyüphan KAYA
Türkiye’nin handikaplarıdır; biri diğerine gözdağı veriyor, bir başkası başkasına yan bakıyor, kimisi de başkasına bağırınca kendini bir şey sanıyor. Hele, “sen kim oluyorsun?” sorusu her halde en çok Türkiye’de kullanılıyor ne dersiniz, mizaha da konu olabilecek kadar; Türkiye’de insanlar birbirinin pek tanımıyorlar galiba.
Aslında bu anormal hallerin nedeni kimi yetersiz insanların bir zamanların JİTEM uzman çavuşları mantığıyla hayata bakmaları, başında bulunduğu kurumu bu şekilde idare etme meselesidir.
Peki ne yapalım?
Bakanlığın il temsilcisi durumunda olan yetkilileri, il müdürlerini önce “Yönetim akademisine” alacaksınız, medeni bir yönetici kurumu nasıl idare eder, çalışanları ile nasıl iletişim kurar, kurumun toplam kalite verimini nasıl yükseltir, bunları öğrendikten sonra ataması yapılmalıdır.
Ayrıca kaç yıllığına bu kurumun başında olacak? kurumu nerden nereye getirecek? bu konuda elinde bir eylem planı var mı? Yok mu? Yapmayı taahhüt ettiği çalışmalar akla uygun mu? yoksa gelişi güzel hayaller mi? Böyle bir donanımla kurumu kendisine teslim ederseniz, her geçen gün yapacağı işi olur, kendini muhasebeye çeker bir eksik aksak varsa tamamlamaya çalışır, yerli yersiz bağırıp çağırmaya, çalışanlarının moralini bozmaya fırsatı olmaz, hem kim demiş ki bir baş hekim bir hademeden daha kıymetlidir. İnsana bakış açımız oturduğu koltuğa bağlı oldukça halimiz böyle olur.
Bu sene bir münasebetle tıp fakültesinin temizlik işletme müdürünü ziyaret ettim, gayet kibar ve düşünce adamı, bir o kadar da bey efendi kendisine hitaben dedim ki, “Arkadaş senin görevin en az baş hekimin görevi kadar önemlidir bence, çünkü temizliğin olmadığı yerde sağlık olmaz” her halde bu ifademi yadırgayacak biri olmaz değil mi?
Kamu hastanelerinin başına birilerinin adamını getirirseniz elinde bir eylem planı olmazsa zaman zaman boşlukta kalınca birilerine bu şekilde hava cıva ataması da beklenir.
Onun için diyorum ki böyle militarist insanlara üst düzey görev verilmek doğru değildir. Hani kelin saçı olmayınca berbere demiş ki, “saçımı tarama bırakın dağınık kalsın.” Böyle yeteneksiz insanları da kurumun başına getirerek sıkıntısının ortaya çıkmasına sebep olmayalım. Elinde eylem planı yok ki iş yapsın.
Hem bu görev nedir ki olanca gücüyle birileri dört elle koltuğa yapışıyor. Benim bildiğim görev bir sorumluluktur, fazla mesaidir, kendinden, ailende ödün vermektir, yani iş yapmak niyetiyle üstlenilmişse bir fedakârlıktır. Yok eğer başka bir amaçla göreve gelirseniz zaten neticen vahim olur.
Görevden alınanın üzülmemesini gerektiren bir durum olmadığı gibi verilen göreve hayır demek de doğru değildir. Mesleğinizin her kademesinde çalışma kabiliyetine sahip olmalısınız ki kurum işlesin.
Bir önceki sekreter Dr. Mehmet Güzel yersiz yere görevde alınca kendisine bir eksiklik mi meydana geldi? Hayır, üstelik daha huzurlu olduğuna inanıyorum. Kısacası olan kurumlara oluyor, olan halka oluyor. Hükümetin de hanesine kırık not olarak geçiyor.
Bize gücünü yasalardan alan, ancak informal ilişkiyi iyi kullanabilen ve kurumu nüfuzuyla idare eden, nitelikli kurum liderlerine ihtiyacımız var, bağırıp çağıranlara değil, bilmem anlatabildim mi?
Herkesin her yerde kendini birilerinin şerrinden emin ve güvende hissettiği günleri yaşamak dileğiyle…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.03.2020
26.08.2019
20.08.2019
17.06.2018
17.04.2018
11.03.2018
25.10.2017
16.10.2017