Yeniden merhaba,

Mecliste grubu bulunan dört partinin resmi olmayan Türkiye geneli oy oranı şöyle;

Ak parti %45,5

CHP %28

MHP %15

BDP %6

Hükümet bin bir türlü bahaneyle yıpratılmaya çalışıldığı halde, doğal olan iktidarın oylarının düşmesi muhalefetin ön plana çıkması beklenirken tam tersi bir başarı elde ediliyor. Böyle bir başarı, sloganlarla, duygusal gerekçelerle, soyut nedenlerle elde edilemez. Bu başarıda emek var, yatırım var, istikrar var, güven var ve çözüm sürecinin semeresi var. Bir yıllık eylemsizlik sürecinin millete kazandırdığı huzur var.En önemlisi de muhalefetin başarısızlığı var.

Ey CHP kendini yokla, iktidar olmak istiyorsan Anadolu’nun değerleriyle barış, sadece cumhuriyet tarihiyle değil Osmanlı tarihiyle barış!.. Anadolu’nun tüm renkleriyle selamlaş, ama eğer iktidar olmaya niyetiniz yoksa o başka, öyle ya muhalefet olmak daha kolay. Ama unutmayın ki gittikçe küçüleceksiniz, AK Parti az daha iyi çalışırsa meclis dışında da kalabilirsiniz.Tercih sizin, ben iktidarın alternatifi olabilecek kadar güçlü bir muhalefet isterim, çünkü iktidarı daha aktif hale getirir. Dolayısıyla plan projeniz olmalı, elle tutulur hedefleriniz olmalı, Atatürkçülük üzerine siyaset yapmanız doğru değildir.

Ey MHP’nin sempatik genel başkanı partinizi sokak serseriliğinden koruduğunuz için her fırsatta uyardığınız için size candan teşekkür erdim. Malumunuz milliyetçi bir partinin, bir ırka dayalı siyaset yapan bir partinin bu ülkede iktidara gelmesi çok zor, hatta mümkün değil, geriye doğru baktığınız zaman sadece ara ara koalisyon hükümetlerinde yer almış o kadar. Partinin oy oranını koruduğunuz için sizi tebrik etmek lazım. Kendinizi sorgulayıp, partinizin vizyonunda bir yeniliğe gitme zamanıdır diyorum.

BDP fark ettiyse oy oranında bir gerileme var. Aslında bu oranda oy aldığı için şükretmesi lazım, barışa bir derece yaklaştığı için bu oyları alabilmiştir. Kürt muhalefeti BDP’ye yine kıyamadı, bir pirim daha verdi barışın tarafı olduğu için. Ama bu BDP için son şanstır. Artık BDP olarak seçimlere girmezse daha iyi olur bence, çünkü barışla birlikte siyasette kullandığı argümanlar ellerinden alınacak, hani seçmeninin HDP’ye verdiği oy oranı da bunu gösteriyor. Ayrıca birileri BDP’ye oy verme adına Diyarbakır seçmenlerinin bir vesileyle tehdit edilmesi de bir kara tablo olarak tarihe kayıt edilmektedir. Böyle bir yaklaşımı lanetliyorum benim insanımın oyunu bu tür hileyle alan kimselere de teessüf ediyorum .

Hükümete gelince,

Etrafını yoklamalı, bir şekilde devletin imkanlarını birbirine peşkeş çeken menfaat şebekeleriyle arasını açması lazım. Her türlü hata hatır gönül için es geçilebilir ama yolsuzluk arsızlık asla bu halk tarafından af edilmeye gelmez.

Eğitim öğretime sahip çıkmalı, artık milli eğitime dokunmanın zamanı gelmiştir. Yönetici atama yasaıyla hafif bir iyileştirme yaptınız ama öğretmen yetiştirme ve mesleğe atama usulünde bir değişiklik olmadığı gibi öğretmenlerin özlük hakları ve mesleğin konumu hakkında da bir yapılanmaya gidilmelidir.

Aile kavramını Türkiye gündemine taşımak lazım, aile elden gidiyor. Bu yıl içinde boşanmalarda artış evliliklerde düşün olması bir tehlikenin sinyalini veriyor. Aile eğitimi aile eğitimi, Anadolu aile kavramını kayıp ederse kıblesi belli olmayan soytarı bir topluluğa dönüşecek ki bu toplumu yönlendirmek, huzura kavuşturmak imkan dışında kalacaktır.

İl bürokratlarını yönetin akademisinden geçirdikten sonra atanmalı ve devleti milletle barıştırmalı.Dorusu İl müdürlüklerine gayet nitelikli ve alanında başarılı kimseler atanmalı ve halkla selamlaşmayı beceremeyen müdürleri en kısa zamanda görevden alınmaları lazım. İl bürokrasisi Hükümetin yereldeki sesidir. Siz ne kadar başarılı bir hükümet olursanız olun eğer atadığınız kaymakam ilçeyi idare edemiyorsa  çalışmalarınız bir anlam ifade etmiyor.

Akar yakıttan bazı vergileri kaldırmalı, malum akar yakıtta bir çok kalemden vergi alınıyor. En kısa zamanda bir değerlendirme yapılarak peyderpey bazı vergi kalemlerini akaryakıttan gerişi almak lazım. Birileri zulüm düzeyinde bu cari kaleme vergi bırakmışsa hükümetin bunu devam ettirmesi doğru değildir.

Soruşturma kavramı dairesinde abartmadan, ülkenin gündemi haline getirmeden, siyasi bir tartışmaya dönüştürmeden yolsuzlukları, arsızlıkların üzerine gitmek lazım, bu yakın sürecin faillerinin bulunması ve cezalandırılması için çaba sarf edilmeli ama toplumda öteki oluşturulmasına meydan vermemelidir. Bu toplumda kitlesel olarak öteki oluşturmak doğru değildir. Bu ülke bundan çok çekti, daha fazla tahammülü kalmamıştır.

Ey siyaset aktörleri bu sağduyu ile seçim sonuçlarını değerlendirecek sağduyulu vatandaşın olduğu için Yüce Allah’a şükür etmelisiniz.

Saygı, sevgi ve umutla arz ederim.