İbrahim Kahveci

İbrahim Kahveci
İbrahim Kahveci
Tüm Yazıları
Esaret gibi!
10.02.2025
135

Benim hayatımda dönüm noktası olarak gördüğüm 2 yıl nedir derseniz söyleyeyim: 1993 ve 2014

93 yılı adeta ülkenin dönüm noktası: Uğur Mumcu ile başlayan, Eşref Bitlis ile devam eden Adnan Kahveci ve Turgut Özal ile süren ölümlere 33 silahsız askerin şehit edilmesi, Sivas ve Başbağlar katliamlarını da ekleyebiliriz. Ve daha burada sayamadığım nice karanlık cinayet-olay.

Nereden bakarsanız bakın 80’lere imza atan Özal orta-direk diye diye bu ülkeyi bir rotaya sokmuştu ve hızla büyüyorduk. Sonra 93 ölümleri ile beraber bu yol kesilmiş oldu. (Bu dönemlerin verilerini geçmiş yazılarımda çokça işlemiştim; arzu eden bakabilir)

Ve 2014…

Nasıl ki, 93 yılı bizim için felaketin kapısını açtı ise benzer bir kapı 2014 sonrası açıldı. Herkes Başkanlık Sistemi diyor ama detaylı baktığımızda 2014 yılı ile bozulmaların başladığını görüyoruz.

Mesela Şeffaflık Örgütü verilerine göre 2013 yılında 53. Sırada olduğumuz yolsuzluk sıralamamızda 2023 yılında 115. Sıraya yükseldik.

Yolsuzluk artışı inanılmaz.

Türkiye’de 2014 sonrası hızla artan yolsuzluk karşısında hızla gerileyen bir endeks var: Adalet Endeks; yani hukukun üstünlüğü endeksi. 2014 öncesi 60-70 sıralarında yer alırken şimdi orada da 116. Sıraya düşmüş durumdayız.

2014 sonrası temel değer ne varsa nerede ise hepsi çökmeye başlıyor. Hukuk; adalet, bilim ne varsa…

Mesela doğum oranı 2,19’dan 1,51’e geriliyor. Böylece Türkiye’nin çok derin bir nüfus sorunu oluşmaya başlıyor.

2014 yılında 77,7 milyon olan nüfus 2024 yılında 85,7 milyon kişiye çıkıyor. Nüfus artışı 8 milyon ama 0-6 yaş nüfus 1,3 milyon azalıyor. Oysa aynı dönemde 65 ve üstü yaş nüfus 2,9 milyon artıyor.

2014 yılında 0-6 yaş nüfus 8,8 milyonken 65+ yaş nüfus 6,2 milyondu. 2024 yılında ise 0-6 yaş nüfus 7,5 milyona düşerken 65+ yaş nüfus 9,1 milyon acıkıyor. Artık yaşlı nüfus çocuk nüfustan daha fazla.

Bugün çok daha farklı bir veriyi daha detaylı vereceğim:

2014 yılında 77.696 bin nüfus vardı ve bir hane 3,57 kişiden oluşuyordu. Böylece 2014 yılında Türkiye’de 21.743 bin hane (aile-ev) bulunuyordu.

Bugün (2024) nüfus 85.665 bin kişiye yükseldi ve hane sayısı da 27.516 bine çıktı. Artık bir evde 3,11 kişi yaşıyor.

2013 yılından 2024 yılına artan hane sayımız 6 milyon 388 bin olmuştur. Bu yeni hanelerin 3 milyon 212 bini ise kirada oturmaktadır.

Tekrar edeyim: 2014 ve sonrasında ülkemizde 6,4 milyon yeni hane-yeni aile kurulmuştur. Bu ailelerin ise 3,2 milyonu kirada oturmaktadır.

2014 sonrası oluşan yeni hanelerin kiracılık oranı %50,3’e karşılık gelmektedir. Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra oluşan her 2 aileden 1’i kiracıdır.

Bakın yıl yıl yeni hane ve kiracıları veriyorum Ortada felaket bir tablo var:

screenshot-at-feb-09-23-18-43.jpg

 

Bir ülke böyle bir yükü taşıyamaz. Bunu net olarak kenara yazın.

Hukukun bittiği

Yolsuzluğun ayyuka çıktığı

Geleceğe ilişkin umutların söndüğü bir ülkede temel değer ne varsa çökmüş demektir.

RTÜK Başkanı televizyonlarda İHA’lardan SİHA’lardan bahsedin diyor; sorunlardan pek bahsetmeyin diyor: Galiba kendisi ve yakınlarının ev sahipliği yüksek.

Ülkenin temel değerleri bu kadar kısa sürede nasıl çökebilir? Bunu kim başarabilir? Acaba MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Senden Cumhurbaşkanı olmaz” konuşmasında çok mu haklıydı?

Sonuçlar ortada.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar