İbrahim Kahveci
Bu ülkede ne zaman elektrik sorunu yaşanmaya başlar, işte o zaman beni bir tedirginlik alır.
Yakın tarihte hatırladığım iki elektrik kesintisi dönemi var. İlki 40 yıl önceye ait. 80 öncesi yaşanan elektrik sıkıntısı sonrası 12 Eylül askeri darbesi geldi. ikinci kesinti dönemi ise 2000 öncesine ait. Yani Post-modern darbe dedikleri 28 Şubat sürecinde de yine elektrik kesintileri yaşanıyordu.
Bu ülkenin karanlıkta kalmaması gerekiyor. Karanlıkta kaldığımız an; bir daha aydınlığa çıkmakta çok zorlanıyoruz.
Son günlerde her nasıl oluyorsa yeniden elektrik kesintileri başladı. Kamuoyuna açıklanan bilgilere bakıldığında “büyüme düştüğü için elektrikte üretim fazlası var, doğalgaz santralleri bu yüzden çalıştırılmıyor” deniliyor.
Karar Gazetesi olarak yaptığımız çalışmada ise durum tam tersi çıktı. Doğalgaz sorunu nedeniyle santrallerin çalışmadığı ortaya çıktı.
Acaba neden kamuoyuna yanlış bilgi verildi? Veya neden gerçekler kamuoyundan saklanmaya başlandı? Sorun nerede?
***
Bu ülkede elektrikte kurulu güce bakıldığında karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor (EPDK):
2011: 52.911 MW
2012: 57.059 MW
2013: 64.007 MW
2014: 69.520 MW
2015: 73.147 MW
2016: 77.667 MW (Ekim 2016)
Kurulu güce bakıldığında son 5 yılda (2011-Ekim 2016) kurulu gücün nerede ise yarı yarıya arttığını görüyoruz. Yani elektrik santrali kurmakta hiçbir sıkıntımız olmamış.
Elektrik üretim fabrikalarını kurduk ama nasıl işletiyoruz? Yani, elektrikte kurulu gücü ne kadar kullanmışız? Gelin üretim rakamlarına bakalım:
2011: 229.395 GWh
2012: 239.497 GWh
2013: 242.121 GWh
2014: 251.962 GWh
2015: 259.690 GWh
2011-2015 arasında kurulu güç 20.236 MW artışla 73.147 MW’a ulaşıyor. Elektrik santrallerinde kurulu gücümüzü yüzde 38,2 artırıyoruz ama aynı dönemde üretim artışı sadece yüzde 13,2’de kalıyor. 4 yılda elektrik üretim artışı sadece 30.295 GWh oluyor. Yani yıllık üretim artış oranı yüzde 3,30’de kalıyor.
Burada bir not ekleyelim: Türkiye’de elektrik tüketiminin büyüme oranının yaklaşık olarak iki katı olduğu hesaplanıyor. EPDK verilerine göre 2011-2015 arasında yıllık elektrik üretim-tüketim artışı yüzde 3,30’de kalıyor. Ama TUIK’in yeniden değerlendirdiği büyüme verilerine göre 2011-2015 yılları arasında büyüme oranı yıllık ortalama yüzde 6,7’ye geliyor. Kısaca TUIK yıllık yüzde 6,70 oranında ekonomi büyüdü derken, EPDK yıllık elektrik tüketim artışının sadece yüzde 3,30’da kaldığını söylüyor. Yani, TUIK’in yeniden değerlendirdiği büyüme oranı ila elektrik tüketimi arasında çok büyük bir zıtlık söz konusu.
Neyse şimdi konumuza yeniden dönelim.
***
Santralleri yapmışız ama çalıştıramamışız. Peki neden?
2011 yılında üretimin yüzde 43,8’ini doğalgaz santrallerinden karşılıyorduk. Ekim 2016 itibari ile bu oran yüzde 36,51’e geriledi.
2011’de ithal kömürlü elektrik üretimin payı yüzde sadece yüzde 12,3 ediyordu. Şimdi ithal kömürlü santrallerin üretim payı yüzde 19,52.
Kısaca 2011’de ithalata dayalı ithal kömür ve doğalgaz santrallerinden elektrik üretiminin yüzde 56,1’ini karşılıyorduk. Bugün ise bu oran yüzde 56,0. Anlayacağınız, ithalata bağlı elektrik üretimin payında sadece ve sadece 0,1 puanlık bir düzelme yaşanmış.
***
Gelelim bir başka meseleye. 2011-2015 arasında elektriği nerede kullandık? (2015 yılı)
Sanayi: %40,87
Ticarethane: %29,63
Mesken: %24,76
Sulama ve aydınlatma:%4,75
Kullanım tablosuna göre elektrik tüketimi en yüksek oranda üretimi ve ticari hayatımızı etkiliyor. Yani, ekonominin kalbinde elektrik-enerji yer alıyor.
Bu alanda TUIK’in yayınladığı “Arz ve Kullanım Tabloları, Girdi-Çıktı Tabloları 2012” çalışmasına bakabiliriz.
Bu tablolardan iki veriye bakmamız yeterlidir.
1-) İmalat sanayi yüzde 30,0 pay ile en yüksek üretim sektörünü oluşturuyor.
2-) Ekonomik faaliyetlere göre girdiçıktı oranı 0,83 ila birinci sırada enerji sektörü geliyor.
Gelin konuyu sonuca bağlayalım: 4 yıl önce 2015 yılı için kötü senaryoda dahi 291.790 GWh elektrik tüketimi olur tahmininde bulunan Türkiye, 259.690 GWh elektrik talebinde bile zorlanıyorsa...
“İyi ki ekonomimiz beklendiğinden az büyüyor” diye sevinebiliriz. Yoksa hepimiz yeniden karanlığa gömülme riski ile karşı karşıya olacaktık.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025