İbrahim Kahveci
Hazine açıklamalarından ne tür bir yolda olduğumuzu görmek istersek karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor:
19 Kasım tarihli “Dış Ekonomik İlişkiler” başlığı altına yapılan açıklama;
“2018 yılı dış finansman programı çerçevesinde Avro cinsinden Şubat 2026 vadeli bir tahvil ihracı için 7 Kasım 2018 tarihinde BNP Paribas, HSBC ve ING’ye yetki verilmişti. Söz konusu ihraç aynı gün sonuçlanmış ve ihraç miktarı 1,5 milyar Avro olarak gerçekleşmiştir. Tahvilin kupon oranı %5,20, yatırımcıya getirisi ise %5,25 olmuştur. Tahvile toplamda 200’den fazla yatırımcı, ihraç tutarının üç katından fazla talep göstermiştir. Tahvilin %35’i Birleşik Krallık, %20’si ABD, %14’ü Almanya ve Avusturya, %7’si İskandinav ülkeleri, %5’i Fransa ve İsviçre, %5’i Benelüks ülkeleri, %6’sı diğer Avrupa ülkeleri, %6’sı Türkiye ve %2’si diğer ülkelerdeki yatırımcılara satılmıştır.”
Şimdi 17 Ekim tarihli açıklama;
“2018 yılı dış finansman programı çerçevesinde Dolar cinsinden Aralık 2023 vadeli bir tahvil ihracı için 16 Ekim 2018 tarihinde Deutsche Bank, Goldman Sachs ve Societe Generale’e yetki verilmişti. Söz konusu ihraç aynı gün sonuçlanmış ve ihraç miktarı 2 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. İhraç tutarı 23 Ekim 2018 tarihinde hesaplarımıza girecektir. 23 Aralık 2023 vadeli tahvilin kupon oranı %7,250, yatırımcıya getirisi ise %7,50 olmuştur. Tahvile toplamda 250’den fazla yatırımcı, ihraç tutarının üç katından fazla talep göstermiştir. Tahvilin %60’ı ABD, %23’i İngiltere, %11’i diğer Avrupa ülkeleri, %5’i Türkiye, ve %1’i diğer ülkelerdeki yatırımcılara satılmıştır”.
Her iki açıklamaya göre Avro ve Doların yıllık faiz oranları şu şekilde:
Avro %5,25
Dolar %7,50
12 Aralık tarihli yeni açıklama ise şu şekilde;
“Bireysel yatırımcılara sunulan finansman araçlarının çeşitlendirilmesi ve yatırımcı tabanının genişletilmesi amacıyla Bakanlığımızca, 17 Aralık 2018 – 21 Aralık 2018 tarihleri arasında, 1 hafta boyunca Avro ve ABD Doları cinsinden Devlet tahvili ihracı talep toplama yöntemi ile gerçekleştirilecektir”.
Açıklamanın ekinde Avro ve Dolar için belirlenen faiz oranları ise şu şekilde;
Avro %2,50
Dolar %4,00
Özet mi?
Yabancıdan borçlanırken dolara yüzde 7,50 faiz veriyoruz ama yerli vatandaştan dolar borçlanırken yüzde 4,00 faiz veriyoruz. Avroda ise yabancıya yüzde 5,25 faiz veriyor ama yerliye yüzde 2,50 faizi yeterli görüyoruz.
Sorun yabancıya yüksek faiz vermek mi?
Hayır.
Sorunlardan biri yurt içinde bankalar piyasasına Hazinenin rakip olarak gelmesidir. Bazı bankaların sitelerinden döviz faiz oranlarına bakıyoruz: Dolar için yıllık faiz oranı yüzde 4,0’ün üzerinde göremiyoruz. Euro için ise faizler 1,0 seviyelerinde. Çok az 1,50 oran görüyoruz.
Kısaca Hazine yurt içinde döviz faiz oranlarını örtülü şekilde artırıyor.
07 Aralık tarihli Merkez Bankası verilerine bakıyoruz: 2 trilyon 82 milyar liralık toplam mevduatın 1 trilyon lirası yabancı para (YP) mevduatı. Döviz karşılığı ise 189,5 milyar dolar.
Özet mi?
Bankalarımız dövize Hazineden düşük faiz vermesine rağmen millet dövizi hala TL’den daha cazip görmektedir. Ve mevduatların yarısı dövize yatmış durumda.
Hazine kendi eliyle yurtiçinde dövizin cazibesini artırarak, TL mevduatlarının bir kısmının daha dövize yönelmesini istiyor olabilir.
Aynı hamleyi TL mevduatlarında ise göremiyoruz. 19 Kasım tarihli bu kez “Kamu Finansman” duyurusunda şöyle diyor:
“Yurtiçi tasarrufların artırılması, yatırımcı tabanının genişletilmesi ve finansman araçlarının çeşitlendirilmesi amacıyla 21Kasım 2018 valör tarihli TL cinsi sabit kira ödemeli Kira Sertifikası ihracı gerçekleştirilecektir”. Açıklamanın devamında ise 2 milyar liralık planlanan ihraçta 6 aylık kira oranının yüzde 8,95 olduğunu (yıllık %18,70) ilan ediyor.
20 Kasım günü ise 2 milyar TL yerine, 3 milyar 241 milyon liralık talebin geldiğini ve bütün talebin karşılandığını açıklıyor.
Şimdi biraz düşünelim: O tarihlerde yine devletin satmış olduğu vadesine 2 yıl kalmış tahvilin piyasa faiz oranı yüzde 20,00’nin üzerindedir. Hatta ertesi günü 20,80’in de üzerine çıkmıştır. Ama piyasada çok uzman ve getiri peşinde koşan yatırımcılar yüzde 18,70’den parasını faize yatırmak istemişlerdir.
Acaba daha düşük getiri peşinde koşan bu vatansever-vatanperver yatırımcılar kimlerdir?
Mesela işsizlik için işsizlerden kesilen paraları yönetenler midir? Ya da kamu bazı bankaları-yatırımcıları daha ucuzu varken, daha pahalısını almaya ikna mı etti?
Bence tam bir serbest piyasa örneği sergilenen dönem yaşıyoruz. Vatan sevgisinin-vatanseverliğin getiri oranının üzerine çıktığı bir dönem. Aşka dayalı bir ekonomik model dönemi. Aşkın aklın üzerine çıktığı bir dönem.
Ama n’olur lütfen kimse bu aşktan uyanmasın. Akıl başımıza gelirse halimiz nice olur düşünmek bile istemiyorum. ( 1993’deki süreç ve Nisan 1994 patlaması)
Şimdi biraz daha düşünelim; bizi bekleyen tehlikeler neler olabilir ve çözüm yolları nedir diye bakalım:
Kamu aşırı borçlanma içine girerek zaten kaynak sıkıntısı çeken mali sektörün en büyük rakibi haline geliyor. Bunun önüne geçmeliyiz. Biz bunu 90’lı yıllardan hatırlıyoruz.
Bu modelde faizler normalin dışında direnç kazanır ve daha geç sürede düşüş eğilimine girer; belki de giremez. Oysa piyasanın normalleşmesi için piyasa faizlerinin de düşüş eğilimini yüzde 20,0’lerin altına çekmesi gerekir. Bu süre daha uzayacaktır.
TL yerine, doları ve avroyu cazip hale getirerek dolarizasyona kendi elimizle zemin hazırlıyoruz. Bu tehlikeyi bir an önce bertaraf etmemiz gerekiyor. Ya da daha net söyleyeyim: Hazine altın gibi varlığa dayalı ihraç yapabilir ama asla yurtiçi müşterilere döviz borçlanması yapmamalıdır. Bunun yerine yurtdışındaki bireysel yatırımcılara ihraç yöntemi düşünülebilir.
Hazine bir an önce ulufe-seçim vaatleri yerine ekonominin çarklarını çalıştıracak harcamaları finanse etmeye dönmelidir. Kamuya işi yapan firmalara-şirketlere ve kamudan başta KDV alacağı olan özel sektör şirketlerin yükümlülüklerine odaklanmalıdır.
Seçim odaklı borçlanma artışı bizi yeni bir felaketin eşiğine getirecektir. Ve seçim sonrası daha büyük bir fırtınaya yol açılacaktır. (Ek: Yok eğer seçim sonrası bu çıkmaz için IMF ile anlaşmayı göze aldıysak elbette orası da bir çözüm yoludur. Çünkü görülen o ki, ekonomideki sorunları biz çözemiyoruz.)
Bakınız bankalardan zaten bir sermaye çıkışı yaşanıyor. BDDK verilerine göre 27 Temmuz tarihinde 185 milyar dolar olan döviz mevduatları 07 Aralık tarihinde 175 milyar dolara düştü. Hatta Ekim ayının başında kayıp 15 milyar dolara kadar çıkmıştı.
Buna karşılık yüksek TL faizine rağmen halen yerli tasarruf sahipleri TL mevduatlarını artırmıyor. 27 Temmuz-07 Aralık arasında 969 milyar TL olan TL mevduatlar sadece 8 milyar liralık artışla 977 milyara çıkıyor. Bu artış ise işleyen faizi zaten anca karşılıyor.
Kaynak sıkıntısı çeken mali kesime şimdi bir de Hazine gibi bir rakip daha geldi ve faizleri yükseltiyor. Bakalım ne olacak?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025