İbrahim Kahveci
Bugün işimiz epey zor.
İşin içinden nasıl çıkacağımız ben de bilemedim. O yüzden beraber bakalım diye bilgileri size de aktarıyorum. Gelin hep beraber bakalım...
Nüfusumuz beklentilerin üzerinde artıyor. Daha eski nüfus senaryolarında ise Türkiye’nin nüfusu hiçbir şekilde 100 milyonun üzerine çıkamayacaktı. Ama o senaryolar tutmadı. Son senaryoya göre artık nüfusumuz bırakın 100 milyonu, 120 milyonu bile aşacak.
Lakin iyimser senaryoda dahi 2018 yılında nüfusumuz 81 milyon 990 bin kişi olacaktı. Oysa adrese dayalı nüfus sayımına göre daha 2018 yılı nüfusumuz 82 milyonu bile aştı.
İyi de bu hızlı nüfus artışı nereden geliyor? Birden daha fazla mı çocuk yapmaya karar verdik?
Doğum oranlarına göre böyle bir artış yok. Yıllık doğum sayısı 1 milyon civarında oynuyor. Hatta 2017 yılında 996 bin yeni doğum var. Ama ölüm sayısı istikrarlı bir şekilde artıyor. 2012 yılında 376 bin olan ölüm sayısı, 2017 yılında 426 bin kişiye çıkıyor.
İsterseniz rakamları toplu verelim:
2012-2017 arasında toplam doğum sayısı: 6 milyon 086 bin kişi
2012-2017 arasında toplam ölüm sayısı: 2 milyon 395 bin kişi
Normalde doğumdan, ölüm sayısını çıkarınca nüfus artışının 3 milyon 692 bin kişi civarında olmasını bekleriz. Çünkü yurtdışına çıkan göç ve yurtdışından gelen göç bu sayıyı dengeler.
Ama bakıyorsunuz ki, 2012-2017 arasında toplam nüfus artışı 7 milyon 878 bin kişi olmuş. Yıllık göç istatistikleri bile bu nüfus artışını açıklamıyor.
Doğum-ölüm farkına göre 3 milyon 692 bin kişinin üzerinde 4 milyon 187 bin kişi daha nüfusumuz artış göstermiş.
İyi ama o zaman şu soru sorulmaz mı? Türkiye’de doğmayan bu 4 milyon 187 bin kişilik nüfus artışı nereden geliyor?
Göç istatistikleri 2016-2017 yıllarında var. O zaman son iki yıla bakalım:
Doğum: 2 milyon 069 bin
Ölüm: 849 bin
Doğum-ölüm sayısına göre artması gereken nüfus 1 milyon 221 bin.
Ama nüfus artışı 2 milyon 603 bin.
Hadi TÜİK’e göre ülkemize son iki yılda 416 bin net göç geldi diyelim. O zaman artması gereken nüfus 1 milyon 637 bin kişi oluyor ama nüfus 2 milyon 603 bin kişi artmış.
Acaba sadece 2016-17 yıllarında dahi 966 bin kişilik nüfus nerede artıyor? Bunlar ülkemizde doğmamış, ülkemize göç etmemiş ama ülke nüfusunda 966 bin kişi artış oluyor.
Kim bunlar?
Son iki yılın tam rakamlarını tekrar vereyim:
Doğum sayısı: +2 milyon 069 bin 472 kişi
Ölüm sayısı: -848 bin 507 kişi
Ülkemize gelen net göç: +415 bin 654 kişi
Artması beklenen nüfus: +1 milyon 636 bin 619 kişi
Adrese dayalı nüfus artışı: +2 milyon 602 bin 950 kişi
Açıklanamayan nüfus artışı: +966 bin 331 kişi.
YA EKONOMİ?
Gelelim yeniden reel tarafa.
Yani nüfusumuz beklentilerin üzerinde artıyor ama ekonomi ne durumda?
“Dolar düşüyor, faiz düşüyor ve ekonomi düzeliyor” mu? Kötü günler geride kaldı mı? Ya da, 22 Şubat Cuma günü Dünya Gazetesinin attığı şu başlık gerçek mi: “Ekonomiye cemre düştü faizler inecek”
Gerçekten cemre düştü mü?
Faizler bile düşse ekonomi canlanacak mı?
Mevsim etkilerinden arındırılmış imalat sanayi üretimi geçen yıl temmuz ayında 117,8 seviyesine ulaşmıştı. Sonraki aylarda sırası ile 115,5’e, oradan 112,5’e, sonrasında ise 109,6’ya ve kasım ayında 109,5’e düşmesinin ardından aralık ayında 107,8’e geriledi.
Yani üretim tarafında düşüş durmadı, devam ediyor.
İmalat sanayi kapasite kullanımı ise (yine mevsim etkilerinden arındırılmış) ocak ayında 74,3 seviyesinden şubat ayında 74,1’e geriledi. Diğer öncü göstergelerde de (ISO-PMI ve MÜSİAD-SAMEKS) düşüş durmuyor.
İhracatımız ise, eski stoklar kullanılırken 16 milyar dolar sınırına kadar dayanmıştı. Orada da artık yeniden 13 milyar dolar sınırına geri dönüş yaşanıyor.
Kısaca henüz bir işaret veya cemre görülmüyor. Sadece kamusal taraftan bakınca iyimserlik görmek isteyenlerin dileklerinden başka bir şey yok.
Peki, ne olacak?
Yeniden 2003 ruhuna dönülmez ise olacak bir şey yok. Ankara zayıflamazsa millet zayıflayacak. Formül bu kadar basit.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2025
10.11.2025
4.11.2025
3.11.2025
30.10.2025
28.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
21.10.2025
20.10.2025