İbrahim Kahveci
Dar gelirli ailenin giderlerinde büyük pay tutan mutfak fiyatlarında son bir yılda yüzde 30,0 artış oluyor.
İŞ-KUR’a kayıtlı işsiz sayısı bir yılda tam 1,5 milyon kişi artıyor. Kayıtsız işsizlerle beraber geniş tanımlı işsiz sayısı ise 8 milyon kişiye çıkıyor. Dar tanımlı işsizlerin sayısı da şimdilik 4 milyonu geçti.
Genç işsizlik oranı ise yüzde 25,0’ler seviyesine yükselerek toplumda gelecek kaygısını artıyor.
Yoksulluk ve mutluluk oranlarında ise ters sonuçlar var. Okuma oranı arttıkça yoksulluk oranı artıyor ama okuma oranı düştükçe yoksulluk oranı azalıyor.
Mutluluk oranlarında da benzer sonuçlar yaşanıyor. Hiç okumayanların mutluluk oranı hızla artarken, üniversite okuyanların mutluluk oranları hızla azalıyor.
Genel ekonomik daralma son çeyrekte yüzde 3,0’de kalsa bile, halkın hissettiği ekonomik kriz 2001 ve 2008-09 krizlerinin en şiddetli estiği çeyrekler seviyesinde. İç tüketim reel olarak yüzde 8,9 azalırken, önceki iki krizin en sert estiği çeyreklerde bu oranlar yüzde 9,0-9,3 seviyelerindeydi.
Kısaca;
bunca hayat pahalılığı
bunca işsizlik ve
bunca gelir kaybına rağmen seçim sonuçları genelde büyük bir değişim göstermedi.
2001 krizinde bugün yaşadığımız işsizliğin daha düşük seviye ve oranlarına rağmen ülkede siyasi partilerin nerede ise tamamı toplumun gözünden düşmüştü. Hatta seçimler bile krizden çıkışın yaşandığı 2002 sonbaharında yapılırken, toplum sıkıntılarını unutmamış ve sandık tercihini farklılaştırmıştı.
Bugün genel oy dağılımına bakıldığında aslında onca ekonomik sıkıntıya rağmen seçmenin iktidar partilerinden kopmadığı görülüyor. AK Parti + MHP oylarının oranı yüzde 51,62 ile hala yarıdan daha fazladır.
Krizin henüz başlamadığı 24 Haziran 2018 seçimlerinde ise bu partilerin oy oranı yüzde 53,66 düzeyindeydi.
Yerel seçimlerde yurtdışı oyların kullanılmaması nedeniyle olacak ki, toplam seçmen sayısı 24 Haziranda 59 milyon 355 bin kişiden 31 Martta 57 milyon 093 bin kişiye geriledi.
Seçmen sayısı : -2 milyon 262 bin
Kullanılan oy sayısı : -2 milyon 845 bin ve
Geçerli oy sayısı : -3 milyon 699 bin azalıyor.
AK Parti ve MHP ortaklığı ise Haziran seçimlerinde aldıkları oylardan -2 milyon 932 bin daha az oy alıyor. Bu sayı sandığa gitmeyenler ve geçersiz oylara bakıldığında tamamen oy kaybı olarak görülemez. Gerçek oy kaybının 950 bin civarında olduğu söylenebilir.
İktidar ortaklığının oy kaybı ülke genelinde geçerli oyların yüzde 5,85’ine karşılık geliyor. Ama İstanbul’da bu oran yüzde 7,85...
Ne oluyor da iktidar ülkemizin 3 büyük şehri yanında, Adana, Antalya gibi şehirleri de kaybediyor ama ülke genelinde oy oranında büyük değişim yaşmıyor?
Elbette bu seçim üzerine çok fazla analiz yapılacaktır. Daha geniş araştırmalar ve sonuçlarda ortaya çıkacaktır.
Lakin şunu şimdiden söyleyebiliriz ki, AK Parti ve MHP’nin ortak söylemi olan “Beka” taşrada tutmuştur. Her iki partide “Güvenlik” odaklı tercihleri kendine toplamıştır.
Bu seçimlerde belki de ilk kez açlık-yoksulluk parti tercihlerine yansımamıştır.
Şehir merkezlerinde ya da orta sınıfta yansıma görülse bile taşrada fakirlik artışı ile iktidarın oy artışı paralel yürümüştür.
Bunun slogan vari söylemi şuydu: “Aç kalırız ama yedirmeyiz”.
Evet Türk Halkı aç kaldı ama yedirmedi. Tıpkı Venezuela gibi...
Orada da ekmek yok, açlıktan millet zayıflıyor ama Maduro iktidarını koruyor. Venezuela’da ‘varlık’ kuyruğu yerine ‘yokluk’ kuyrukları olmasına rağmen seçmen tercihini değiştirmiyor. Hatta komşumuz İran’da bile “DİNİ” yönetime rağmen yoksulluk ve açlık sandıklarda daha keskin sonuçlara yol açabiliyor.
Peki, neden ülkemizde ekonomik nedenler sandıkta karşılık bulmadı? Neden orta sınıf ve şehir merkezleri iktidar ve ortağını eritirken, taşrada bu erime kapatıldı?
Sanırım bunun iki temel nedenini şimdiden söyleyebiliriz:
1. neden hiç şüphesiz muhalefetin eksikliğidir. Nereden bakarsanız bakın, toplumun ‘güvenlik ve beka’ gibi bir temel algısına yeterli cevap gelmemiştir. Ülkemizde adalet açısından mevcut yöntem çok sorun çıkarsa bile daha inandırıcı şekilde bu sorunun her parti açısından temel öncelik olduğu halka anlatılabilirdi.
2. neden ise toplumun algısındadır. Hala yabancı sermaye desteği ile son yılla kadar yaşanmış bir hayal dünyasının etkileri sürmektedir. Acılar başlamış olsa bile gerçekleri görme süresi için bir süre daha geçecektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025