İbrahim Kahveci
Yaklaşık 4 yıl önce (Mayıs 2016) başlayan finansal kriz, 2018 ortasında reel krize dönüştü. Finansal krizin reel krize dönüşmesinin ardından artık finansal göstergelerin hükmü de ortadan kalkmış oldu.
Finansal kriz esnasında bütün korku, bu krizin reel kesime yansıyıp yansımayacak olmasıydı. Ve korkulan olmuştu.
Reel krizin başlaması ile aslında bütün odak noktamız burası olması gerekirken, maalesef bu sefer de finansal göstergelerin durgunluğu ile avunmaya başlamış olduk. Oysa finansal kriz sürerken de şişirdiğimiz reel göstergelerle avunuyorduk.
Hangi gösterge bozulmuşsa, onu artık görmez oluyorduk. Böylece sorunları da görmezden gelerek daha derin sorunlar yaşamaya başlıyorduk.
Şimdi başka yoldayız.
Reel krizi aşmak için yeniden ekonomiyi şişirmeye başladık. Mevduat faizinden bile düşük kredi vererek tüketimi hedefledik. Bu sayede reel kesimde zorda kalan şirketler de nefes almış olacak.
Aslında tablo ilk bakışta gayet güzel. Nitekim birçok inşaat firması bu sayede nefes aldı. Hatta yeniden yapılandırmalar ile bankacılık sektöründe sorunlu kredilerde de düşüş yaşandı. Tabii ki görüntüde...
2019 yılının ilk yarısında yerel seçimlere yönelik kamu bankaları eliyle başlayan parasal genişleme, yılın ikinci yarısında beklentilerin tersine daha da hızlanarak devam etti. İlginç şekilde kaynak sıkıntısı da çekilmedi. Merkez Bankası - Kamu Bankaları eliyle şeffaf olmayan ama fazlaca soru işareti barındıran bir parasal hareketin içine girilmiş olundu.
Kısaca yeniden parasal genişleme ile 2017 Kredi Garanti Fonu (KGF) hareketinin daha serti geldi. Ama unuttuğumuz bir şey var: Altı dolmayan bu tür genişlemeler önce balonu şişiriyor ama balon bir süre sonra patlıyordu.
Şu anda tüm gözümüz şişen balonu seyretmeye dönmüş durumda. 1993 ve 2000 yılında da bir balon şişirilmişti. Ama o dönemlerde bile sadece faiz balonu üzerinden piyasalara meydan okunmuştu.
Şimdi durum daha derin ve daha komplike. Faiz baskısı yanında çok T’li başka piyasalarımız da var. Kur üzerinde MB’nin odak olduğu swap işlemlerinin henüz bir açıklaması bile gelmedi.
Döviz hesaplarında buzlaşmış bir bekleyiş yaşanırken, faiz düşüşü devam edecek mesajları geliyor. Ama diğer yandan onca zamma rağmen yükselmeyen bir enflasyon mucizesi de diğer kenarda bizi bekliyor.
2020 yılına ait borsa beklentilerine baktığımızda A.A.’nın aldığı görüşlerde 130-135 binli rakamlardan bahsediliyor. Demek ki, balon biraz daha şişecek.
İyi ama balon hep şişerek mi devam edecek? Ya da balonun şişmesinden niye korkuyoruz?
Bu konuda geçmiş tecrübelerimiz oldukça kötü anılar barındırıyor. Balonların şişmesinde çok övünen siyasetin, balon patlayınca ortalıkta görülmediğini gördük. Ama bu argüman son yıllarda ‘Dış Düşmanlar’ ile telafi ediliyor. O nedenle şimdiden bir dış düşman yaratmak zorundayız.
Şimdi asıl soruya cevap arayalım:
Balon ne kadar daha şişecek?
Balonun şiştiği dönemlerde başlayan dış ticaret açığı ve cari açık bizi ne zaman etkilemeye başlayacak? Çünkü bu sefer şişen balona dış destek hiç gelmiyor. Hatta tersine, her döviz ihtiyacımız çok daha derin dış faiz artışına yol açıyor.
O zaman ne kadar şişebiliriz? Ne zamanlar patlama tehlikesine gireriz?
İşte 2020 yılı için en önemli süreçler ekonomide bunlar olacaktır.
İnsani boyutta ise maalesef ışık verecek bir gelişme zor. Yatırımların güvene dayalı olduğunu, 2017 yılında bile 3 vardiya çalışan fabrikaların yatırıma gitmediğini hatırladığımızda durum gerçekten umut vermiyor.
Nüfus artışına dayalı ertelenen taleple birlikte kısmi büyüme görülse de, bunun kalıcı bir istihdam artışı ve kişi başına reel büyümeye dönmesi oldukça zor görülmektedir.
O günlerin geri gelmesi için siyasetin radikal bir dönüş yaparak tekrar hukuk adalet vs demesi gerekiyor.
Bu ihtimal ne kadar güçlü ise ekonomideki toparlanma ve kalıcı istihdam olasılığı da o kadar güçlüdür.
Formülü verdik. Sadece işleyişi hep beraber izleyeceğiz.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
26.12.2025
24.12.2025
22.12.2025
18.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
11.12.2025
9.12.2025
8.12.2025