Levent Gültekin
Dualar, cami açılışları, dini ritüellerin ağırlık kazandığı iftar programları, bu programlarda kadın siyasetçilerin başörtüsü takması, siyasetçilerin dindarlıklarını gösterme çabaları…
Bu seçimde, siyasette en belirleyici faktörlerin başına din ve dini söylemler oturdu.
Muhalefet de iktidara uydu
İktidar, zaten uzun zamandır inanç istismarı üzerinden bir siyaset sürdürüyordu.
Görünen o ki muhalefet de yarar getireceği düşüncesiyle benzer bir söyleme ve yaklaşıma ağırlık verme yolunu tercih etti.
Elbette bu durumda kampanya döneminin Ramazan ayına denk gelmesinin de etkisi var.
Dahası muhalif muhafazakâr partilerin kendi tabanlarını rahatlatma amacıyla muhalefet bloğundaki diğer partileri yönlendirmelerinin de etkisi büyük.
Biliyorum, birçok kimse seçim sürecinde muhalefetin bu tür davranışlarını zorunluluk olarak görüyor, iktidarın inanç istismarını boşa çıkaracak hamleler olarak değerlendiriyor.
Gerekçesi ne kadar haklı görünse de siyasette dinin, dindarlığın, dini ritüellerin bu kadar belirleyici bir faktör haline getirilmesinin yarar getirmediğini, getirmeyeceğini, tam tersine ülke açısından gelecekte ciddi sorunlar doğuracağını düşünüyorum.
Yarar getirmeyeceğini düşünüyorum çünkü seçmenin büyük bir çoğunluğu adaylar ve partiler arasında kararını vermiş durumda.
Kararsızları etkiler mi?
Seçimin kaderini, anketlerin gösterdiği yüzde 10 ila 15 bandındaki kararsız seçmenler belirleyecek.
Yani kararsız seçmenleri yanına çekmeyi başaran ittifak seçimde ipi de göğüsleyecek.
Bu kararsız seçmenlerin büyük çoğunluğu geçmişte AK Parti’ye oy veren, geriye kalan küçük bir kısmı ise çeşitli nedenlerle muhalefetten uzaklaşan seçmenlerden oluşuyor.
AK Parti’den kopan, şimdilerde kararsız olan seçmen, AK Parti dindarlıktan uzaklaştığı için o partiden kopmuş değil, bana göre tam tersi bir durum var.
Yani dindarlık bu seçmen üzerinde olumlu bir etki etmediği, muhtemelen yaşanan bunca yıkıma rağmen yapılan din istismarı bunları da rahatsız ettiği için partilerinden koptular.
Muhalefetten kopan, şimdilerde kararsız olan seçmen de muhalefet daha az dindar olduğu için kopmuş değil.
Diğer yandan dindarlık siyasette etkili bir faktör olsaydı Deva, Gelecek, Saadet gibi muhafazakâr partilerin belirgin bir oy almaları gerekirdi.
Yani AK Parti’den kopan, şimdilerde kararsız olan seçmen için en temel kriter dindarlık olsaydı, bu insanlar öncelikle muhalefetteki muhafazakâr partilere yönelirdi.
Böyle bir yönelme olmadığına göre kararsız seçmen üzerinde din ve dini söylemler öyle sanıldığı gibi bir etki yaratmıyor.
Yüzde 20’ye karşı yüzde 80
Diğer yandan birçok araştırma sonuçları bize gösteriyor ki Türkiye’de dini, dindarlığı esas alarak oy verenlerin oranı yüzde 20 bandını geçmiyor.
Bu yüzde 20’nin de hangi partiye oy verdiğini sanırım az çok tahmin edebiliyoruz.
Yüzde 80’lik devasa bir çoğunluğun böyle bir hassasiyetinin olmadığı ortadayken dinin, dindarlığın siyasette bu kadar belirleyici olması hem gerçekçi değil hem de anlaşılır değil.
Bana göre yüzde 20 dışındaki geriye kalan muhafazakâr seçmen için de esas olan siyasetçinin dindar olması değil, yaşam tarzlarına, inançlara ve bu inancın ritüellerine saygı duyan bir anlayışa sahip olması.
Dindarlık yarışına girmeden de bu saygı gösterilebilirdi.
Fakat muhalefet, inançlara, yaşam tarzlarına saygısını göstermekle yetinmek yerine, cami açılışları, dualı merasimler, iftar programlarında kadın siyasetçilerin başörtüsü takması, “Peygamber soyundan geliyorum” gibi lüzumsuz sözlerle adeta iktidarla dindarlık yarışına girdi.
Gelecekteki tehlike
Bütün bunlar yarar getirmediği gibi, gelecekte ülke açısından büyük bir tehlike de yaratıyor.
Biliyorum, birçok kimse seçimleri muhalefetin kazanacağını düşündüğü için bu durumu sorun olarak görmüyor.
‘Muhalefet seçimleri kazanırsa doğal olarak inanç istismarı da ortadan kalkacak, laiklik üzerindeki tehlike de son bulacak‘ diye bakıyorlar.
Hepimiz biliyoruz ki bu iktidarın politikaları neticesinde laiklik ciddi bir tehditle karşı karşıya.
Bu tehlike sadece iktidarın politikalarından değil, aynı zamanda bu politikaların yarattığı toplumsal dönüşümden de kaynaklanıyor.
Muhalefet, iktidarla girdiği dindarlık yarışıyla toplumdaki bu dönüşümü hızlandırdığının hatta daha da kalıcı hale getirdiğinin -sanırım- farkında değil.
Dindar olmayanın, annesinin, bir yakının başı örtülü olmayanın, kutsallık sınırını dindarların belirlediği çizginin dışına çıkanların, dini ritüellere gereğinden fazla önem atfetmeyenlerin ülke yönetimine gelemeyeceği algısı toplumda daha da yaygınlaşıyor.
Dediğim gibi muhalefetin kazanması durumunda bu anlayışın değiştirilmesi mümkün olsa da zaman alacak.
Ama muhalefetin seçimleri kaybetmesi durumunda, bu din ve milliyetçilik yarışının neden olduğu toplumsal değişimin gelecekte ülkeyi nasıl büyük bir açmazla karşı karşıya bırakacağının üzerine düşünmek gerekiyor.
Mısır örneği
Lübnanlı yazar Âmin Maalouf’un ‘Uygarlıkların Batışı‘ isimli kitabında Mısır lideri Enver Sedat’la dindarlık ve milliyetçilik yarışına giren muhalefetin bu politikalarının sonucunda Mısır’ın ne hale geldiğini anlattığı ilginç bir hikâye var.
Âmin Maalouf kitabında bu hikâyeyi anlatıp sonrasında mealen şöyle diyor: Seküler siyasetçiler dindar ve milliyetçi kesimin oyunu almak için din ve milliyetçilik yarışına kendilerini o kadar kaptırdılar ve toplum bu siyaset anlayışını o kadar kanıksadı ki sonrasında hiçbir siyasetçinin gücü toplumu bu anlayışın dışına çıkarmaya yetmedi, Mısır inanç siyasetine bütünüyle teslim oldu ve nihayetinde bir daha da ayağa kalkamadı.
Türkiye’de de benzer bir durum yaşıyoruz ne yazık ki.
Yani muhalefet, Tayyip Erdoğan’la din -ve milliyetçilik- yarışına girerek esasında Erdoğan’ın yapmaya çalıştığı toplumsal dönüşüme ciddi katkı vermiş, Türkiye’yi toparlanması zor bir noktaya sürüklemiş oluyor.
İyilik değil…
Tayyip Erdoğan’la girilen bir dindarlık yarışının muhalefete bir yarar getirmediği ortadayken laikliğin üzerindeki toplumsal tehdidi daha da büyütecek bu tür politikalara yönelmek bir anlamda mevcut iktidarın değirmenine su taşımaktır.
Siyasetçiler toplumu ikna edecek daha kapsayıcı politikalar geliştiremedikleri, güven verecek bir siyaset anlayışı ortaya koyamadıkları için kolaya kaçıp küçük hesaplarla değerler üzerinden siyaset yapmak isteyebilirler.
Ama toplum olarak bizim, hangi partiden gelirse gelsin değerler üzerinden yapılan siyaset anlayışına karşı durmamız gerekiyor.
Bunu hem ülkemizi hem de bu değerlerimizi korumak için yapmamız gerekiyor.
İnancımızı, mezhebimizi, kimliğimizi, kıymet verdiğimiz değerleri siyasetin malzemesi yapan siyasetçiler bize iyilik değil, kötülük yapıyorlar.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023