Markar ESAYAN
Eder.
Gözlerinizi kapatın, hayal edin ve dinleyin.
1970’lerin ortası. Güney Lübnan. Güneş, vadiler ve zeytin ağaçları diyarı.
İsrail-Arap savaşından kaçan Filistinliler ülkenin güneyindeki kamplardalar, bu kadar büyük göç ülkenin demografik yapısını Hıristiyanların aleyhine değiştirmiş. Müslümanlar iktidara ortak olmak isteyince...
Bir Müslüman-Hıristiyan savaşı...
Bir artı bir, bir eder mi? Eder. Dinleyin...
***
Birinci sahne...
Lübnan, yetmişlerin ortası. Kfar Khout. Yetimhane. Bir oda dolusu savaş artığı çocuk. Postallı militan saç kesiyor. Bir çocuk. Daha farklı diğerlerinden. Daha öfkeli. Kirli bir yüzün ortasında bir çift küçük göz. İsyan ve nefretle bakıyor dünyaya. Yere düşen saçlar, ayaklarının dibine düşüyor. Ayak bileğinde, üç tane nokta takılıyor göze. Kaderin şifresi.
İkinci sahne...
Fransa, 2009. Ölen bir kadın, Nawal Marwan. Bir noter ve annelerinin vasiyetini dikkatle dinleyen iki genç. Biri kadın, diğeri erkek. Jeanne ve Simon Marwan.
Vasiyet: “Babanızı ve erkek kardeşinizi bulun. Sessizlik kırılıp, söz tutulmuş olduğunda, o zaman mezar taşıma adımı yazabilirsiniz.”
Notere itiraz: “Babamın hikâyesini ve bir erkek kardeşimiz olmadığını biliyorsunuz.”
Noter: “Vasiyet kutsaldır. Bu hiç normal değil, biliyorum. Ama her şey annenizin istediği gibi olacak.”
Üçüncü sahne...
Fransa, yeni tarihler. Betonla doldurulmuş bir havuz, yalanla doldurulmuş bir geçmiş gibi, hazımsız. Nawal’ın gözleri, havuzun kenarında, bir erkeğin ayak bileğindeki üç noktada donuyor. Geçmiş, alıp yutuyor onu. O artık, içindeki zaman yolculuğunda.
Dördüncü sahne...
Güney Lübnan, 1970’lerin ortası. Bir zeytin ağacının altında korkulu bir buluşma. Müslüman-Hıristiyan savaşının tam ortasında, bir Müslüman-Hıristiyan aşkının birleşme savaşı. Nawal ve Wahab’ın aşkı, kardeşler tarafından yakalanış, önce Wahab’ın beynine bir kurşun, sonra tam kızkardeşe, derken...
Ninenin yetişen çığlığı, torunu sahipleniş, sonra aileye “utanç” getiren çocuğun doğuşu, kordon bağının kesildiği anda çöken ayrılık, bir gün bulabilsinler diye birbirlerini, ninenin bebeğin ayak bileğine iğneyle açtığı üç delik...
“Oğlum, bir gün mutlaka yeniden birleşeceğiz.”
Beşinci sahne...
Nine: “Şehre gideceksin Nawal. Okuyacak, düşünmeyi öğreneceksin.”
Şehre gidiş. Üniversitede sağcı milislerin cinayetlerine karşı örgütlenme. Sınırdaki Müslüman mültecileri savunma güdüsü ve Narwan’la bir diyalog: “Ama sen Hıristiyansın.” “Bunun dinle bir ilgisi yok, bu barış için...”
Müslüman milislerin Narwan’ın köyünün bulunduğu bölgede yaptığı Hıristiyan katliamı. Narwan’ın çocuğuma ne oldu telaşı. Herkesin kaçtığı yere yolculuk. Yolda bir otobüs. Müslüman bir kadın ve dünya tatlısı küçük kızıyla göz teması. Sonra...
Hıristiyan intikamcılar... İntikam için öldürülen masum insanlar ve o masum insanların intikamı için öldürülen başka masum insanlar. Otobüsün taranması. Şans eseri Narwan, Müslüman kadın ve kızının o anlık kurtulması.
“Mesiyyah! Mesiyyah!”
Militanların Narwan’ın Hıristiyan olduğunu anlaması, onu benzin döküp yakacakları delik deşik otobüsten çıkarırken, Müslüman kadınla göz göze geliş... Narwan’ın küçük kızı kurtarmak için çabası. Doğumda çocuğu kucağından koparılan bir kadının, bir başka ananın çocuğunu kucağından koparması...
Ama çocuk işte! Sonu ölüm olsa bile, anadan ayrılınır mı hiç?”
“Annee! Annee!”
İnfilak eden bir otobüs, otobüse koşan bir kız çocuğu, ondan daha hızlı peşinden yetişen bir kurşun.
Altıncı sahne...
Hıristiyan militanların lideri öldürülecek. Bunu Hıristiyan Narwan yapacak. Çünkü onun çocuğunun Fransızca öğretmeni. Çantaya saklanan silah, kolayca kaleye giriş, dersten sonra, liderin beynini dağıtan iki kurşun ve...
Kfar Ryat Hapishanesi...
Belki de bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir. Lübnan da, dünyanın cehennemi olmalı o sıra. Aynı işkenceci tarafından, adı Abou Tarek, defalarca tecavüze uğramak. Direnmek için işkenceye “Şarkı Söyleyen Kadın” olmak. İnat edip, tecavüz çocuklarını doğurmak, bir kız ve bir erkek çocuk, aynı anda...
Yedinci Sahne...
Lübnan, 2009. Jeanne ve sonrasında Simon’un ona katılmasıyla, Lübnan’a bir baba ve bir erkek kardeş bulmak için başlayan yolculuk. Annenin köyüne gidiş, köylülerin Jeanne’ı kovması: “Siz bu köye utanç getirdiniz!” Savaş bitmiş görünürde, ama ya nefret!
Babanın, yani savaş lordu Abou Tarek’in izini bulmak imkânsız. Ama erkek kardeş için güçlü bir umut var. Yetimhanenin kaydında adı çıkmıştır. Mayıs ayında bulunduğu için, adı Nihad May olmuştur. Welad Chemseddin komutasındaki Müslüman milislerin saldırısında öldürülmemiş, Müslüman milis yapılmak istenmiş, sonra annesini bulmak için bağımsız olmuş, keskin nişancı olmuş, sonra...
Kfar Ryat hapishanesinin işkencecisi olmuş. Adı değişmiş, Abou Tarek olmuş.
Bir artı bir, bir eder mi?
Eder.
Son.
* Orijinal adı, Incendies. Yönetmen, Denis Villeneuve.
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019