Mehmet BARANSU
Şöyle bir düşündüm Altan Tan’ın cevabını okuyunca; acaba Kürt davasını temsil etiğini düşünen, bugün bu davanın vitrininde boy gösterenler farklı, yani daha çaplı, daha liyakatli, daha az inişli çıkışlı insanlar olsalardı, bugün hem Türkiye hem de Kürtler bu halde olur muydu?
Bunun cevabını vermeyeceğim şüphesiz...
Ama Altan Tan gibi (kendi CV’sini fazlasıyla eksik dökmüş ortaya zira) bahse mevzu kesimin en üst düzey temsilcilerinde bile böyle anlık öfke patlamaları, en küçük eleştiride kendinden geçen karakterler ile bu davayı temsil etmeleri büyük bir haksızlık. Belki şiddeti yedeğine alan, her fırsatta önüne gelen herkesi tehdit eden zımni terör muhiplerine değil ama Kürtlere büyük bir haksızlık bence.
Anadolu’da bir söz vardır, “Ağır kazan geç kaynar” diye. Anadolu insanı bu lafı, çift anlamda kullanmıştır, ilki ağırdır; ağırbaşlı insan hemen öfkelenmez. İkincisi ise biraz can yakıcıdır; anlayışı kıt insanın bir şeyi kavraması zaman alır...
Altan Tan kısa süre önce kurşunlu adresli bir örnek vererek, “Adres sormayan kurşun katildir, teröristtir, ben güç kullanılmasına karşı olmadım, gücün kime ne kadar ve nasıl kullanıldığının sorgulanmasını gerektiğini savundum” türü kaş yapayım derken göz çıkardığında aslında zihniyetini yere vurup, çekirdeğini teker teker ayıklamak çok mümkündü. Ama bugün siyaseten arkasında durduğu ve her katliamında biraz daha dizlerine karnına çekip kendi iç evrenine yöneldiği terör o kadar gürültü çıkarmaktadır ki, Tan’ın bu saçmalamalarını bile kimse ciddiye almamaktadır.
Mesele şudur; ortalık yere çıkıp, ben şöyleyim, ben böyleyim diye afra tafra yapmak, kabadayı edasıyla ağzını açıp, hot zot diye aba altından sopa göstermek ne erdemle, ne liyakatle, ne de temsil hakkaniyetle ilgilidir.
Devlet Kürtlere yıllar yılı zulmetmiştir. Doğrudur. Kürtler ezilmişlerdir, hor görülmüşlerdir, hırpalanmışlardır, cinayetlere maruz kalmışlardır. Doğrudur. Ve de Kürtler mazlum millettir...
Ama bunun mefhum-u muhalifi külhanbeyvarî bir üslup mu olmalıdır? Her eleştiride insanların karşısına terörü, cinayeti, kanı mı koymak lazımdır? Yok mudur bu davanın aklıselimi, yok mudur âkil insanı, yok mudur şiddet değil fikir üreteni? Yok mudur tehdit değil, teklif yapanı? Soruyorum yok mudur?
Kalitesizlikte benzeşmek mi marifettir, seviyede yarışmak mı?
Biliyorum bu cümleler de Tan ve –maalesef– türdeşlerinin kimyasını bozacaktır. Yine kızacaklar, ağızlarını bozacaklar, tehdit edecekler, terör ile korkutacaklardır.
Ama gerçek de orada durmaktadır, bu ülkede Kürt meselesini temsil iddiasındaki kişiler ve siyasi kurumlar yetersizdir, eksiktir, hatalıdır.
Hizmet ettiklerini düşündükleri halkın hakkını hakkıyla arayamamanın da bir vebali, sorumluluğu olsa gerek. Altan Tan gibi afra tafra yaparken bile zikzaklı çizgilerle dolu geçmişiyle övünen zevata kalmış bir toplumsal davanın vereceği bir umut maalesef yoktur.
Yazık ki yoktur.
Aslında bu satırların Altan Tan’a yeterli bir cevap olduğunu düşünüyorum ama geçmişi zikzaklarla, siyasi hırslarla dolu birinin gazete sayfalarında yalan yanlış CV’lerle insanları kandırmasına da göz yumamam. İşte bu açıdandır ki, CV’nin çokça eksik kalan küçük bir bölümünü okurlar adına doldurayım.
Altan Tan, CV’sini ortaya dökerken, Melih Gökçek’in Keçiören Belediye Başkanlığı döneminde kendisi ve Ömer Vehbi Hatipoğlu’nun yardımcılığını unutmuş. Aydın Menderes’in kurduğu partideki görevi de yok CV’de. Cem Boyner’in partisine olan sempatisini de göremedim. Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde Mehmet Metiner, Ali Bulaç, Metin Kızmazla birlikte çıkardıkları sözleşme dergisi, belediyenin kültürel işlerinden aldıkları ücretleri de yazmasını beklerdim kendisinden.
Mesela isterdim ki Ahmet Bilgin’in Diyarbakır Belediye Başkanı olduğu dönemde yine Ali Bulaç, Mehmet Metiner’le birlikte aldıkları viyadük işini yazmış olsun. Seçimlerde belediyenin değişmesiyle işin yarıda nasıl iptal edildiğini? Mehmet Ağar’la yaptığı diğer görüşmeleri anlatsın. Bugün 367 kahramanlığı yapmasına rağmen, olayın doğrusunu anlatsın.
DYP’ye başvuru dosyasını kime verdiğini, 367 olayından sonra dosyanın Ankara’ya gitmesini, Mehmet Ağar’ın onu listeye koymadığını öğrendiği an tepkisini, Osman Bostan ekibiyle flörtünü yazsın isterdim.
Mardin’deki uluslararası öğrenci sempozyumu gecesi otel odasındaki görüşmeyi anlatsın isterdim. Ali Bulaç, Zeynel Abidin Erdem, Oya Peker ve bazı isimlerle bir AK Partili’nin kendi adına buluşmalarını yazsın. Konunun kendisinin Büyükşehir Belediye Başkanlığı olduğunu. Toplantıda teklifin kendisinden gittiğinin Ali Bulaç, Erdem’in ağzından AKP’liye açıklanmasını. Bülent Arınç ve İhsan Arslan’ın devreye sokulmak istenmesini. Aynı konunun Ali Bulaç tarafından İsttanbul’da yine aynı isme deklare edilmesini...
Galip Ensarioğlu’na kişisel dosyasını neden verdiğini yazsın...
Yerim yok, Tan’ın gerçek CV’si için yazacak çok şey var ama şimdilik bunlar sanırım yeterli.
Unutmadan Altan Tan... Şark kurnazı lafıma bozulmuşsun. “Çakal, alçak, kek, .. demek istemiyorum ama yazmış oldum” türü yazılar, ne kadar da haklı olduğumu gösteriyor. Şark kurnazlığı tam da bana yazdığın mektuptaki yazılanları kapsıyor.
Bu ülke siyasette çok fırıldak “Kubiler” gördü. Parti değiştireni. Meclis’e girmek için meşru, gayrı meşru yolda duranları. Ancak senin gibi savrulanına şahit olmadı. Bütün ömrü boyunca söylediklerini bugün reddedip, bunu da meşrulaştırmak isteyene şahit olmadı.
Meclis’e girmek büyük bir iş değil. Meclis’e girince sadece ve sadece cenazeniz Meclis’ten kalkıyor. Hepsi bu... Arkamda kimin olduğunu merak etmişsin, (sana yakışan üslupla, mertçe değil, lafı dolandırarak) söyleyeyim: ALLAH... Fırıldakların pek bilmediği bir isim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015