Mehmet BARANSU
Tam 18 gün önceydi. Ajanslar, Hakkâri’nin Şemdinli İlçesi’nde “şiddetli çatışma” olduğu haberlerini merkezlerine geçmeye başladı. Bu, Şemdinli’yle ilgili ilk ve son haberdi. Bölgede güvenlik koridoru da oluşturulmuş, giriş çıkışlar yasaklanmıştı.
Şemdinli’de bir hareketlilik vardı ama ne Başbakanlık, ne Genelkurmay, ne İçişleri Bakanlığı ne de devletin herhangi bir yetkilisi kamuoyuna açıklama yapıyordu. Her operasyonun ardından Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinden kamuoyunu bilgilendiriyordu ama bu kez onlar da derin bir sessizliği tercih etmişlerdi. Devlet katındaki bu sessizlik, yaklaşık iki hafta sürdü. Şiddetli çatışma başlayalı iki hafta geçmişti ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu sessizliği bozdu. Katıldığı bir programda, “Şemdinli” dedi. Orada ne olduğunu biliyordu ama bunu açıklayamazdı. Davutoğlu, sessizliği bozmuş ama Şemdinli’de ne olduğu yine anlaşılamamıştı. Davutoğlu’nu, İçişleri Bakanı takip etti. O da bir şey söylemeden konuyu geçiştirdi. Ardından Hakkâri Valiliği’nden bir açıklama geldi. Basında çıkan bazı yanlış bilgiler düzeltilmiş, yine kamuoyuna bilgi verilmemişti.
Şemdinli’de ne oluyor
Kamuoyu bu soruyla meşgul olurken, üç gün önce bir televizyon programına çıkan Başbakan, sessizliğini bozdu. İşin sonuç bölümüyle ilgili açıklama yaptı. Şemdinli’de 115 PKK’lı öldürülmüş, iki asker de şehit edilmişti. Tüm bilgi bundan ibaretti ve Şemdinli’de ne olduğu yine soru işaretiydi. Devlet Şemdinli konusunda derin bir sessizliğe bürünürken, dün bölgede görev yapan üst düzey bir güvenlik görevlisiyle Şemdinli’yi ve yaşananları konuştum. Operasyonun nasıl başladığını, 18 gündür neler yaşandığını öğrendim.
İşte örgütün Şemdinli planı
Güvenlik görevlisi “Aslında uzun bir dönemdir Şemdinli’ye bir baskın yapılacağını düşünüyorduk” diyerek söze başlıyor. Bir yıl önce Şemdinli’de yaşananlar, örgütün bir baskın planı yapacağını kendilerine düşündürmüş. Asıl bilgi ise yaklaşık bir ay önce teslim olan iki PKK’lıdan gelmiş.
Örgütten kaçan bu kişiler önce Jandarma’ya teslim olmuşlar. Ardından Hakkâri Emniyet Müdürlüğü’ne getirilip, terör ve istihbarat birimlerince sorgulanmışlar. Sorguda askerî yetkililer de bulunmuş. İşte bu sorgudaki itiraflarla da Şemdinli’de düğmeye basılmış. PKK’lılar Şemdinli’yle ilgili örgütün planlarını, aldıkları eğitimleri tek tek itiraf etmişler.
PKK aylar önceden hazırlık yapmış
Örgüt 2012 yılını “final yılı” olarak belirlemiş. Planlamalar arasında Şemdinli ayrı bir yere sahip. Kanlı ve ses getirecek bir plan hazırlanmış. Terör uzmanları Şemdinli’deki gelişmeleri son günlerde Suriye’de yaşananlara bağlasa da görüştüğüm güvenlik görevlisi planın çok önceden yapıldığını belirtiyor.
Yaklaşık bir ay önce teslim olan iki PKK’lı, üç dönem halinde dokuz ay Şemdinli üzerine operasyon eğitimi almış. Maketler üzerinde, uzun bir süre yaptıkları tüm çalışmaları ayrıntılı bir şekilde itiraf etmişler. Kullanılacak yollar, yöntem, yığınak bölgeleri gibi tüm eğitim, Hakkâri Emniyet Müdürlüğü’nde güvenlik güçleriyle paylaşılmış.
27 kişilik üç grup görevlendirilmiş
Teslim olan iki isim, Şemdinli’yle ilgili üç ayrı grup kurulduğunu, “Saldırı, Suikast ve Destek” adlı bu grupların her birinin 27 kişiden oluştuğunu da itiraf etmişler. Yapılacak baskının ardından Şemdinli’ye giren örgüt elamanları buradan çıkmamayı hedefliyormuş. Oluşturulan bu üç timde savunma grupları ise yer almayacakmış. Savunma grupları sözünü doğrusu anlamıyorum. Güvenlik görevlisinden bundan neyin kastedildiğini sorup, konuyu biraz daha açmasını istiyorum. O da zaten anlamadığımın farkına vararak “Savunma birlikleri” konusunu açıyor: “Örgüt, Şemdinli’ye girip çıkmamayı düşünüyor. Normalde PKK baskına geldiğinde savunma gruplarını da beraberinde getirir. Ancak bu kez grupları getirmeme kararı alıyorlar. Şemdinli’nin yakın bölgelerine, tepelere bu grupları yerleştireceklermiş. Baskında bulunmayacaklar ama bölgede dağınık olarak, yüksek tepelerde konuşlanacaklarmış. Şemdinli ele geçirilince dış bölge savunmasını yapacaklarmış.”
Teslim olmalarının ardından ifadeleri alınan örgüt elemanları, bu bilgilerin yanı sıra Şemdinli’de sivil vatandaşların da içinde bulunduğu üç bin kişinin öldürülmesinin planlandığını itiraf ediyorlar. Görüştüğüm güvenlik görevlisi bu bilgiler ışığında Şemdinli baskınının bugünün planı değil, minimum 10 aylık bir plan olduğunu söylüyor. Suriye’de son günlerde yaşanan gelişmelerle de Şemdinli arasında bir bağlantı kurmuyor. Ona göre gelen istihbarat raporları ve iki PKK’lının anlattıkları Şemdinli’nin özel bir çalışma ve etüt olduğunu gösteriyor.
Ankara’ya kırmızı alarm
İşte bu itiraflar ve anlatılanlar Hakkâri bölgesindeki tüm birimleri olağanüstü duruma sevk ediyor. Hem Ankara hem Hakkâri için kırmızı alarm veriliyor. İki örgüt mensubundan alınan bilgi hemen Ankara’yla paylaşılıyor. Başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere, İçişleri Bakanlığı, Başbakanlık konuyla ilgili bilgilendiriliyor.
Ankara gelen bilgilerin ciddiyeti üzerinde durup, Hakkâri’yle “anlık bilgi” alışverişinde bulunuyor. Asker ve polisin tüm istekleri acil yerine getiriliyor. Önce araç ve gereçlerin sayısı arttırılıyor. Eksikler tamamlanıyor. Kobraların ve silahların gücü artırılıyor. Polise özel harekât birlikleri takviyesi yapılıyor. Bu birlik Şemdinli’ye gönderiliyor. Aynı anda jandarma ve askerin de sayısı artırılıyor. Karakollara, birliklere tank takviyesi yapılıyor. Silahların gücü burada da gözden geçiriliyor. Bolu Dağ Komando Tugayı’nın yanı sıra özel birlikler Şemdinli ve Hakkâri’ye gönderiliyor.
300 PKK’lı saldırıya katıldı
İtirafların ardından Ankara ve Hakkâri’de bir ay geniş çaplı hazırlık yapıyor. Tüm hazırlıklar yapıldıktan sonra da “alıcılar açılıyor.” Her hareketlilik raporlaştırılıp önce Hakkâri’ye ardından da Ankara’ya bildiriliyor. MİT, Emniyet ve Jandarma üçlü bir yapıyla gelen istihbaratları, bölgedeki hareketliliği tek merkezde topluyor. Şemdinli’ye yaklaşan grupların kaç kişi olduğu tesbit ediliyor. Görüntüler alınıp, beklenmeye başlanıyor. İlk görüntü yaklaşık on beş gün önce cumartesi akşamı alınıyor. 20 kişi olduğu tahmin edilen grupla ilgili istihbarat bilgisi merkeze gönderiliyor. Ardından bölgedeki diğer hareketlilik rapor ediliyor. Yaklaşık iki yüz kişiyle Şemdinli’ye altı ayrı bölgeden PKK’lıların geldiği not ediliyor. Bu gruba daha sonra çevre bölgedeki yüz kişilik başka bir grup daha katılıyor. İşte yaşanan tüm bu hareketlilik aynı anda Ankara’ya rapor ediliyor. Ve beklenmeye başlanıyor.
PKK’dan önce komando sızdı
Ankara’yla görüşmenin ardından da operasyon düğmesine basılıyor. Daha önceki operasyonlarda yapılmayan bir şey yapılıyor ve cumartesiden pazar gününe kadar asker, PKK’lılara fark ettirmeden Goman Dağı’nın arkasına sızıyor. Burada beklemeye başlıyor. Pazar sabah beş gibi ise grupla temas kurup, ilk çatışmaya giriyor. Goman Dağı’nın ardına sızan asker PKK’lıları kıstırırken, uçaklarla, toplarla tanklarla bölge atış altına alınıyor. Belirlenen hedeflere ilk gün havadan ve karadan atışlar yapılıyor. Operasyonun ilk günü bölgede bulunan PKK’lılar yaptıkları telsiz konuşmalarında ağır kayıplar verdiklerini belirtip, çekilmeye başlıyorlar. Bölgenin en yüksek tepesi “Geniş Tepe” de askerler tarafından kısa sürede ele geçiriliyor. Örgüt burada 16 elemanını kaybediyor.
Yeni saldırı beklentisi
Görüştüğüm kişi operasyonun bu kadar uzun sürmesinin nedenini alınan istihbarat sonucu yaptıkları hazırlığa, Goman Dağı ve eteklerine sızan askere bağlıyor. Sızan askerler alan daraltarak örgüt elemanlarıyla çatışmaya girdikleri için operasyon uzun sürüyor. Şuan operasyon kısmen bitmiş, sıcak çatışma da yok. Bölgede PKK’lı olmadığı düşünülüyor. Civar komşu bölgelerde ise küçük gruplar halinde PKK’lılar var.
Güvenlik yetkilisine Başbakan’ın açıkladığı 115 PKK’lının öldürüldüğü, bu rakamın nasıl tesbit edildiğini soruyorum. Başbakan’ın açıkladığı rakam, İHA’ların aldığı görüntüler ve gelen istihbarat raporlarına dayanıyor. İstihbarat raporlarından kasıt ise telsiz konuşmalarında geçen bazı rakamlar. Son saldırıyla da ilgili bazı bilgiler paylaşan güvenlik yetkilisi, yakın zamanda bölgede çatışmaların artarak devam edeceğini düşünüyor. Özellikle 1984 yılı 15 Ağustos’unda başlayan ilk silahlı çatışmanın yıl dönümünde Şemdinli benzeri baskınlar bekleniyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Eline Hrant’ın kanı bulaşanlar…
29.01.2016 - Kar taneleri
5.02.2016 - Dengir Bey öyle kaçmak yok!
28.12.2015 - Şems-i itiraf!
15.12.2015 - İkametgâh Silivri- Suç darbe
9.02.2015 - Cesaretin bedeli
30.11.2015 - ‘Kelepçeyle gireceksin!..’ Sayın Arınç duymasın!
23.11.2015 - Avukatımız olur musunuz Sayın Arınç!
16.11.2015 - Hürriyet’i kim ‘kumpasa’ getirdi
9.01.2015 - Yüzünde tebessüm eksik olmayan ‘çınar’
26.10.2015
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Cirom zan
Degerli yazarımız bizleri gercek tarih dersi veriyor teşekkür ediyoruz saygılar.