Mesut YEĞEN
Ekim 2022 itibarıyla kalıcılaşmış, seçimlere kadar geçecek 7-8 aylık süre zarfında da değişecek gibi görünmeyen bir veri var elimizde: Cumhur İttifakı ve Erdoğan’a verilen seçmen desteği 2018 seçimlerinden bugüne 10 puandan fazla azalıp, yüzde 40 civarına gerilemiş ve buralarda bir yerde sabitlenmiş durumda. Ekonominin stop etmesi ya da muhalefetin bir anda cazibesini artırması gibi olağanüstü bir gelişme olmadığı takdirde iktidarın seçmen desteği buradan daha geriye çekilecek gibi görünmüyor. Bu da şu demek: Ekonomik durumdaki vahim tabloya rağmen seçmenin yüzde 40 kadarı iktidarı desteklemekten vazgeçmiyor, vazgeçecek gibi de görünmüyor.
Muhalif nazardan bakınca ‘akıl dışı’ gibi görünen bu tablo şuna işaret ediyor: Cumhur İttifakı ve Erdoğan kötü gidişe karşın iktidar oyununun dışına düşmek bir yana halen oyunun içinde, hem de kuvvetlice. Siyasi desteğindeki gerilemenin durması, seçim yasasındaki düzenlemeyle beraber yüzde 45 civarı bir oyla parlamentoda çoğunluğun elde edilebilecek olması ve ikinci tura kalması durumunda cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yönetimde istikrar motifiyle kazanılabilir oluşu, desteğin 5-6 puan artırması halinde Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın iktidarda kalabileceğini gösteriyor. Seçimlere kadar epey bir zamanın oluşu, Cumhur İttifakı’ndan kopan seçmenlerin bir kısmının muhalefet partilerini desteklemeye başlamamış oluşu ve halen “Türkiye’nin yüzyılı”, “100.000 sosyal konut”, “Yaparsa yine Erdoğan yapar” gibi kararsız seçmende heyecan uyandırıyor görünen hamleleri yapabilmesi Erdoğan’ın bu 5-6 puanlık açığı kapatmasının imkânsız olmadığını gösteriyor. 6’lı Masa’nın dağılması, çok adayla cumhurbaşkanlığı seçimlerine girilmesi ya da 7 Haziran 2015 sonrasındakine benzer kaos senaryolarının devreye alınması ihtimalleri de ayrı bir bahis.
Özetle, muhalif mahfillerin bir süredir vehmettiği gibi iktidar 2023 seçimlerinde ‘doğal olarak’ muhalefete geçecek gibi görünmüyor. Görünen bu. Hem de altı parti iyi kötü bir çatı altında kalmaya devam edip, yine iyi kötü bir adayda ortaklaşsa bile. Aynı çatı altında kalıp bir adayda ortaklaşmak işe yarayabilir yaramasına, ancak muhalefetin Erdoğan’ın önündeki oyun alanını kapatıp kesinkes iktidara gelebilmesi için şu üç şeyi birden becerebilmesine ihtiyaç var görünüyor: Cumhur İttifakı’ndan uzaklaşıp gri alana park etmiş seçmeni ‘evine’ döndürmemek, muhalefet partilerine destek vermeye başlamış ancak bağlılığı kuvvetli olmayan seçmenleri tercihlerine pişman ettirmemek ve Kürt seçmenleri cumhurbaşkanlığı seçimlerinden soğutmamak.
Kesin konuşmak istemem ama 6’lı Masa hemen herkesin farkında olduğu bu yapılması gerekenleri şimdiye kadar yaptıklarını yaparak becerebilecek gibi görünmüyor. Hem de seçim zamanı gelip çattığında iyi kötü bir çatı altında kalmaya devam edip, yine iyi kötü bir adayda ortaklaşsa bile.
Hayal ve Slogan
Erdoğan’ın önündeki oyun alanını kapatmak için yapılması gerekenlerin 6’lı Masa da farkında tabii ki ve kendi yol ve yordamınca ‘gereğini’ yapıyor. İki benzerden oluşan Cumhur İttifakı’nın karşısında benzemez çok sayıda partiden oluşuyor olmanın güçlüklerine rağmen, 6’lı Masa güçlendirilmiş parlamenter sistemde (GPS) ortaklaşmış, bir yol haritası ve bir tür hükümet programı üzerinde çalışıyor ve HDP’yle teması koparmamış durumda. Üzerine çalışılan yol haritası ve hükümet programı tamamlanıp, ortak cumhurbaşkanı adayı da dahil bu harita ve programı icra edecek kadrolar da ilan edilirse 6’lı Masa bütün dezavantajlarına rağmen az iş becermiş olmayacak. Ancak 6’lı Masa’nın şu ana kadarki mesaisinde kendisini gösteren arazlar, işleyişteki hantallık, Masa’nın ana hedefinin sıradan vatandaş için birinci derece önemli görünmeyen sistem değişikliği olarak lanse edilmiş oluşu vb. faktörler, seçim günü gelip çattığında bir arada kalmış olsa bile 6’lı Masa hakkında soru işaretlerinin devam etmesine yol açacak gibi. ‘Yanlış’ adayda ortaklaşma ihtimalinin düşük olmayışı var bir de…
Ancak seçim günü gelip çattığında 6’lı Masa hakkında devam edecek görünen soru işaretlerinin sebebi, sebeplerin anası başka: 6’lı Masa’nın Erdoğan’la özdeşleşene denk, buna muadil bir hayal, bir slogan icat edememiş oluşu. “Yeter, söz milletindir”, “Ak günler”, “Adil düzen” gibi sloganları ve bu sloganların ima ettiği siyasi hayalleri kastediyorum.
Haksızlık etmek istemem: Üzerine ortaklaşılan GPS ve temel siyasi ilkeler ve altı farklı siyasi partinin ortak mesaiyle bir geçiş ve hükümet programında uzlaşacakmış gibi olması elbette bir siyasi hayale denk düşüyor. Kutuplaşmanın esas olduğu tek adam rejiminden müzakerenin esas olduğu demokratik bir rejime geçiş teklifi elbette bir siyasi hayal ve fena bir hayal de değil. Lakin, geride kalan zaman da gösteriyor ki, bu hayal muhalefeti kesinkes iktidara getirecek kadar bir seçmen desteği üretmiyor, yeterince seçmeni heyecanlandırmıyor.
Beri yandaysa, Erdoğan ve Cumhur İttifakı, seçmenleri Türkiye’ye karşı pek de halisane niyetleri olmadığına hükmedilen Batı’nın hâkim olduğu ve belirsizlik ve tehlikelerle dolu bir dünyada güçlü ve dirayetli bir lider tarafından yönetilen ve içinde olduğu yüzyılı kendi yüzyılı kılacak bir Türkiye hayaline çağırıyor. İşin tuhaf ya da önemli tarafı, uluslararası siyasette sıkışıp kalınmış ve memleketin neredeyse yüzde 90’ı yarı yarıya yoksullaşmış olmakla beraber Erdoğan’ı iktidar oyununun içinde, hatta bir ihtimal iktidarda tutabilecek kadar seçmen bu hayalin cazibesine kapılmış görünüyor. Belli ki, yeterince seçmen Erdoğan’ın “memleketin güvenilir bir kaptana ihtiyacı var ve o benim” iddiasından etkileniyor ve “Türkiye’nin yüzyılı” vaadinden heyecanlanıyor. İşin esası şu: Erdoğan kendisini iktidarda tutacak kadar seçmenin iki temel siyasi ihtiyacını, güven ve umut ihtiyacını karşılıyor, bu ihtiyacı karşılayan türden bir hayal yaratabiliyor.
Cumhur İttifakı’ndan uzaklaşmış seçmeni ‘evine’ döndürmemenin, bağlılığı kuvvetli olmayan seçmenleri muhalefet partileri saflarında tutabilmenin ve Kürt seçmenleri cumhurbaşkanlığı seçimlerinden soğutmamanın yolu 6’lı Masa’nın da muadil bir hayali yaratabilmesinden, bu türden bir hayal vasıtasıyla seçmenin güven ve umut ihtiyacını karşılayabilmesinden geçiyor. Kanaatim bu.
Şu ortada: 6’lı Masa çıplak mevcudiyetiyle, yalnızca Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın yerine geçebilecek bir alternatif olduğu için Erdoğan’ı destekleyenden daha fazla seçmenin desteğini zaten alıyor. Ancak, bu mevcut desteğe fazlasını ekleyip iktidara gelebilmek için 6’lı Masa’nın başka bir şeye ihtiyacı var: GPS’nin ötesine geçen, güven veren ve ümit yaratan bir genel hayale. 6’lı Masa Erdoğan’la özdeşleşene muadil bir hayal icat edemedikçe 2023 seçimleri Erdoğan’ın kazanabileceği bir seçim olmaya devam edecek. Gördüğüm bu.
Yeni Bir Hayal
6’lı Masa’nın Erdoğan’la özdeşleşene muadil bir hayal icat edebilmesinin kolay ve zahmetsiz yolu, Erdoğan’a benzer bir kuvvetli adayda ortaklaşmak ve seçmenin güven ve ümit ihtiyacını bu türden bir adayla simgelenen bir hayal üzerinden karşılamak olurdu. Ancak kuvvetli riskler de içeren bu kolay yola girmek seçeneği geride bırakılmış görünüyor. Niye vazgeçildiği anlaşılır olmakla beraber, vazgeçilen bu zahmetsiz yolun alternatifine ihtiyaç var. Erdoğan’ı Erdoğan muadili bir ortak adayla yenmek seçeneği ortadan kalktığına göre, Erdoğan’ı Erdoğan’la özdeşleşenle muadil kuvvetli bir hayalle, bu hayale kapılmaya olanak verecek bir programla yenmenin yoluna bakmak gerekiyor.
6’lı Masa’nın 5’li çeteden hesap sormak gibi gerilim ima eden, öğrenci borçlarını affetmek gibi detaylara saplanan ya da Kürt meselesinden kaçıldığına işaret eden vaatlerle ya da vatandaşın derdini vatandaşa anlatan iletişim kampanyalarıyla bu türden bir hayali üretebilmesi, bu vaatlerle seçmenin güven ve umut ihtiyacını karşılaması zor. Dünyanın bu tekinsiz halinde Türkiye’yi güvenli bir limanda tutabileceğine ve Türkiye’nin geleceğini geçmişinden daha iyi kılacağına ikna edecek bir hayal oluşturması gerekiyor 6’lı Masa’nın. Temenni edelim ki 6’lı Masa’nın üzerine uzlaşmaya çalıştığı yol haritası ve hükümet programı bu türden bir hayale tercüme edilebilir taraflar içersin.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2025
5.09.2025
24.08.2025
9.08.2025
19.07.2025
13.07.2025
29.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
18.05.2025