Murat AKSOY

Kılıçdaroğlu Gorbaçov olabilir mi?
1.02.2013
2324

 Bir tarafta devleti kuranların partisi diğer taraftan devletin inşa ettiği ulusun kamusal alanda/siyasette/gündelik hayatta dışladığı etnik ve kültürel iki kimliği birden taşıyan birinin devletin kurduğu partinin başında olması. Hem bir ironi hem bir şans.

Bir tarafta yeni genel başkanın teklifi ile siyasete giren insan hakları savunucusu Kürt kimliği ile bilinen bir genel başkan yardımcısı bir taraftan 'Türk ile Kürt'ü eşit görmeyen' bir milletvekili. Bu farklılıkları çoğaltmak mümkün. CHP'den bahsedince pek çok paradoksu bir arada görmek mümkün.

Sol, sosyal demokrasi, Atatürk algıları bile birbirine taban tabana zıt siyasetçilerin bir arada olması. Daha önemlisi bu bir arada bulunma halinden bir 'sentez', ontolojik olarak bir arada olması mümkün olmayan kombinasyonlardan 'ortak bir siyasal kimlik' üretme gayreti.

Mümkün mü?

Değil.

Ama genel başkan bu umuttan vazgeçmiş değil. Birgül Ayman Güler'in yol açtığı krizle yüzleşme yerine üzerine örtmenin özeti bu. Genel Başkan'ın grup toplantısından sonra MYK'da konunun gündeme getirilmemesini istemiş. Grup konuşmasında olduğu gibi MYK'da da herkesi dikkatli konuşmaya davet etmiş; 'Biz CHP'liler herkesten daha dikkatli konuşmalıyız. Çünkü karşımızda söylediklerinizi çarpıtmaya hazır medya var'. Keşke bu kadar basit olsaydı.

Kriz çözülmedi, ertelendi. Daha derin bir krizle tekrar su yüzüne çıkacak. Türkiye'nin yıllarca Kürt sorununu çözmeyip, ertelediği gibi. Peki Kılıçdaroğlu neden böyle davrandı?

Kılıçdaroğlu geçmişte; 'Bende Hz. Eyüp sabrı var' demişti. Sanırım son krizi de aynı formülü yani 'sabrı' devreye sokarak aşmayı tercih etti. Ama Güler krizi, CHP'de farklı ideolojik duruşları kendi içinde biraz daha tahkim edip güçlendirdi. Yani krizi tarafların geri adım atması ile değil genel başkanın risk almaması ile ertelendi.

Şimdi parti içindeki ulusalcılar ve onların dışarıdan destekçileri biraz daha güçlenmiş durumda. Artık TV ekranlarında daha rahat boy gösteriyorlar. Gariptir, artık kuşku ile konuştuğum yenilikçi kanattan isimler 'Yeni CHP'den vazgeçmiş değil.

Peki siyasi karar alması gereken noktada siyasetsizliği, apolitikleşmeyi seçen bir partinin, siyaset yapanları eleştirmesi toplumda karşılığını bulabilir mi? Bulmadığını kamuoyu araştırmaları gösteriyor.

Araştırmalarda CHP'nin oyu kaç?

En yükseğinde yüzde 26-27, en düşüğünde yüzde 20-21.

Ya iktidar partisinin?

En yükseğinde yüzde 53-54, en düşüğünde 50-51.

CHP, Kılıçdaroğlu ile birlikte sokağa inmesine rağmen, ülkede tüm sorun alanlarına müdahale etmesine, hak ve özgürlük ihlallerinin karşısında olmasına, Silivri'ye, Çağlayan'a, İzmir'e, Eskişehir'e gitmesine rağmen kamuoyu araştırmalarda en yüksek oyu 12 Haziran 2011'deki kadar.

Bunun nedenini kendilerine soruyorlar mı?

Hadi biz iktidarın medyasıyız. Bizi suçlamak kolay.

Ya halk? Halkı nasıl suçlayacaksınız?

Neden AK Parti oyunu arttırırken CHP yerinde sayıyor?

Buna en güzel cevap yaşanan son kriz ve bu krizle yüzleşememe. Çünkü devleti savunarak, siyasetin meşruiyetini devletten alarak; toplumun, halkın yanında olamazsınız. Kimse size inanmaz.

Devletle hesaplaşmadan, devlete, devletin zihniyetine mesafe almadan toplumun yanında olamazsınız. CHP'de ulusalcı kanat, partinin meşruiyetini devlette, devletin bekasında görüyor. Kürt sorununun çözülmesini ülkenin bölünmesi olarak algılıyor ve öyle sunuyorlar.

CHP'yi değiştireceğini umut ettiğimiz genel başkan ise CHP üst kimliği ile meşruiyetini devletten alanlarla, meşruiyetini toplumda alanları bir arada tutmaya çalışıyor. Siyaset içermeyen, apolitik bir CHP kimliği ile farklılıkları örtmeye çalışıyor. CHP yoluna böyle de devam edebilir. Hatta 2015'de yüzde 20-25 oy da alabilir. Ama bu CHP siyaset yaptığı için değil; AK Parti yüzde 50'nin üzerinde olduğu ve kendisi dışında siyasal alternatif olmadığı için olacak.

Belki bu süreçte hiçbir istifa CHP'ye katkı sağlamayabilir ama bu kafa karışıklığının da CHP'ye katkısı olmayacağı açık. CHP Kürt sorununun çözüm sürecinde hükümete destek verdikçe CHP'de tartışma ve ideolojik ayrışma kaçınılmazdır.

Kılıçdaroğlu Güler krizi ile önüne gelen CHP ve Kemalizm'in Gorbaçov'u olma şansını bir sonraki krize erteledi. Neyse ki kriz o kadar uzak değil.

twitter.com/murataksoy

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Ali Denizci

    Ali Denizci

    16.10.2013 23:18

    sayin markaryan siz ne devrimcisiniz ne de solcu. bu yuzden sizin bu konuda yapacaginiz elestiriler cok ciddiye alinacak seyler degil. cunku zaten ideolojik. ama benim yazida dikkatimi ceken ifadeniz "Fransanın Cezayir soykırımına karşı çıkmış..." ifadesi. burada soykirim kelimesini bu kadar kolay kullanmis olmaniz normal mi sizce? ben dunyada soykirima ugrayip da bugun birakin o topraklari yonetmeyi o topraklarda kayda deger varligi olan baska bir halk tanimiyorum. bence bu ifadenizle basta ermeni soykirimi olmak uzere gercek soykirimlara haksizlik ediyorsunuz. onlari banallestiriyorsunuz.

Yazarlar