Murat AKSOY
Murat Karayılan'dan sonra PKK'nın eşbaşkanı olan Cemil Bayık, çözüm süreci konusunda sürekli tarih veren, uyarılarda bulunan bir profil çizdi. Bayık'ın bu tarzı kendisi hakkında daha önce var olan düşünceleri -şahin kanatta olması, İran kontrolünde olması vb.- pekiştirdi.
Oysa Bayık, Karayılan'ın yerini aldığında yapılan yorumlar PKK'da değişim değil; süreklilik olacağı yönündeydi. Ben de aynı görüşteydim. Hala aynı düşüncedeyim. Yani Bayık'ın yerinde Karayılan da olsa PKK geri çekilme konusunda benzer açıklamayı yapacaktı.
PKK'nın 'çekilmeyi durduruyoruz, ateşkes devam edecek açıklaması' benim açımdan sürpriz olmayan bir gelişme.
Bu açıklama, sürecin bittiği anlamına gelmiyor ama adım atılmazsa sürece ilişkin önemli bir tehlikeye işaret ediyor. Açıklamayı hükümete karşı blöf olarak okumak yerine değişen şartlara göre PKK'nın stratejik bir hamlesi olarak okumak daha gerçekçi olacaktır.
PKK 'BEKLE-GÖR' POZİSYONUNDA
PKK bu kararı neden aldı?
PKK'nın bu kararı almasında birbirleriyle dolaylı bağlantısı olsa da 'görünmeyen dış' ve 'görünen iç' nedeni var.
Önce görünmeyen dış nedene bakalım.
PKK'nın bu kararı almasında en büyük neden Suriye merkezli gelişmeler. Rusya ve İran'ın arkasında durduğu Esad, Mısır darbesi ile siyasi ömrünü biraz daha uzattı. Son olarak, kimyasal saldırı sonrası gündeme gelen operasyonun, yerini diplomasiye bırakması da bunun bir işareti.
Suriye'deki kaos halinden en fazla yararlanan yapı, kuşkusuz gerek örgütlülüğü gerek elindeki silahı, gerekse nüfus ağırlığı ile PYD oldu. Esad ile muhalifleri arasındaki savaşta üçüncü yol izleyen PYD, Suriye'nin kuzeyinde elde ettiği otonom konumu her geçen gün güçlendirdi. Suriye'de oluşan de facto bölünmüşlük halinin, en çok PKK'yı mutlu ettiğine kuşku yok.
Açıklamda yer alan 'ateşkesin devamı' kararı PKK'nın, Arap Baharı'nın ilk başladığı dönemde Öcalan'a rağmen 14 Temmuz'de Silvan'da yıktığı barış masası deneyiminden ders aldığını gösteriyor.
PKK, Suriye'de oluşan de facto halin yarattığı imkanları kullanabilme olasılığı için kendi konumunu 'bekle-gör'e aldı.
PKK'nın bölgesel aktör olma kaygısının bir başka göstergesi de son iki ayda ikinci defa ertelenen Uluslararası Kürt Konferansı'dır. Ertelemenin temel nedeni PKK ile Barzani arasındaki 'Kürtlerin uluslararası temsili' noktasındadır. PKK'nın, bu konferans ile kendine ve çözüm sonrası süreçteki yeni rolüne 'siyasi meşruiyet' arayışında olduğu görülebilir.
DEMOKRATİKLEŞME 'HEMEN ŞİMDİ'
PKK'nın aldığı kararda görünen iç neden ise, AK Parti'nin çözüm sürecinde atması gereken adımları atmaması oldu.
AK Parti, Kürt sorununun çözümü konusunda kendisinden önce atılmış adımlardan çok daha büyük adımları attı. AK Parti'nin atamadığı adımlar, attığı büyük adımların yanında küçük adımlardır. Fakat atılmayan bu küçük adımlar, atılan büyük adımları ne yazık ki, giderek işlevsiz kılmaktadır.
Kabul edelim ki çözüm adı üzerinde bir süreçtir. Öcalan ile MİT arasında uzlaşılan yol haritasında PKK'nın çekilme sürecine paralel olarak ilerleyecek süreç 'demokratikleşme' idi. Bunun için belirlenen tarih de Mayıs-Haziran ayları olarak belirtilmişti.
Bu demokratikleşme iki şekilde olabilirdi:
1. Yeni anayasa ile,
2. Yeni anayasa olmuyorsa demokratikleşme paketi ile.
Yeni anayasa süreci belirlenen takvimde sonuçlanmadı. Yeni anayasa yerine düşünülen demokratikleşme paketi de Gezi olayları ile birlikte zamana yayıldı. Gezi süreci sadece demokratikleşme paketinin zamana yayılmasına yol açmadı aynı zamanda toplumsal gerilimi arttırdığı ölçüde PKK ve Kürt kanadında çözüm sürecinin başarılı olacağına dair inancı da azalttı. Bu açıdan Gezi çözüm sürecini içerden etkileyen önemli bir faktör oldu. Bu nedenle PKK ve BDP kanadından sıkça Gezi sürecine ilişkin özeleştiri gelmektedir.
Bayık'ın çekilmeyi durdurma nedeni olarak açıkladığı hükümetin atmadığı adımlar, bugün sadece çözüm süreci için değil; tüm Türkiye'nin demokratikleşmesi için büyük önem taşımaktadır.
Bu yüzden açıklanacak demokratikleşme paketi, sadece başörtülülerin kamuda çalışması, Ruhban Okulu'nun açılması gibi geç kalınmış adımları değil; başta toplumsal gerginlikleri düşürecek kucaklayıcı dil ile TMK'nın kaldırılması, TCK'da değişiklik, anadil, seçim barajı, cemevinin yasal statüyle tanınması gibi daha somut ve sonuç alıcı adımları içermelidir.
Son olarak 'Çözüm süreci sona ererse ne olur?' sorusuna cevap vereyim. Süreç sona ererse PKK, tekrar silah ve şiddete yönelmeyecektir. Yeni dönemde PKK'nın hedefi uluslararası alanda elde ettiği meşruiyeti siyasetle kalıcı hale getirmek olacaktır. PKK bunu, çekilmeyi durdurma kararınının gerekçesini uluslararası kamuoyuna yaparak gerçekleştirecektir.
twitter.com/murataksoy
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018