Murat AKSOY
Soma’da yaşanan facia sonrasında ilçeyi ziyaret eden Başbakan Erdoğan’a yönelik protestolar ve sonrasında yaşananların medyaya yansıması üzerinde durulması gereken bir tartışmayı tekrar gündeme getirdi; Erdoğan karşıtlığı.
Gerçekten Soma’da yaşananlardan sonra ggerek Soma’da gerekse Türkiye’nin farklı yerlerinde gösterilen duyarlılığı, açıklamaları, eleştirileri iflah olmaz Erdoğan karşıtlığı ile açıklamak ne kadar doğru?
Son dönemde, AK Parti’ye yönelik en küçük bir itirazı bile Erdoğan karşıtlığı ile açıklamak, o itirazı önemsizleştirmek için özellikle kullanılan ve tercih edilen bir stratejiye dönüştü ne yazık ki.
Bir itiraza Erdoğan karşıtı damgası vurmakla, o itiraz, ne yazık ki ne ortadan kalkıyor ne de önemsizleşiyor.
Evet erdoğan karşıtlığı var
Kabul edelim ki, Türkiye’de AK Parti’nin kurulmasından bu yana ve öncesinde de İslami kesime, muhafazakârlara mesafeli olan bir gruplar oldu. Bu gruplar, kuruluşundan bu yana AK Parti’ye mesafe ve kuşkularını hep korudular.
Bu grupların AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı, alternatif bir siyaset üreterek siyasi bir rakip olmayı değil ontolojik olarak onun ortadan kalkması üzerine odaklandı. Bunlar için AK Parti ve Erdoğan, zaten başından beri olağan şüpheli ve ötekiydi.
Bu grupların bir kısmı karşıtlığı sekter olarak hissettiriken, bir kısmı da bunu uygun ortamlarda şiddete de başvurarak kamusallaştırdı.
Erdoğan’a değil siyasetine karşı olmak
Yukarıdaki grubun dışında kalan ve büyük ölçüde laik kesim içinde olan bir grup daha var. Özellikle medya, akademi ve STK çevresinde olan bu grup, 2008’den bu yana giderek genişliyor.
AK Parti karşıtlığı ile başlayan bu pozisyonlanma; son yıllarda AK Parti’nin siyasal tercihleri, Gezi ve 17 Aralık süreci ile birlikte yakın geçmişe kadar partiyi destekleyenlerin de katılması ile birlikte AK Parti/Erdoğan karştı bir pozisyondan AK Parti/Erdoğan’ın siyasal tercihlerine siyasal itiraz ve eleştirilerin merkezinde olduğu bir pozisyona dönüştü.
Soma sonrası Erdoğan karşıtlığı suçlaması bu gruba yapılıyor.
Bu gruptakiler için Erdoğan, Türkiye’nin demokratikleşmesine katkıda bulunduğu sürece anlamlı ve önemli bir siyasal figürdü. Bugün Erdoğan’ın eğer eskiye dönüşü mümkün olsa –ki, bu artık mümkün görünmüyor- yine desteklemeye devam edebilecek insanlar bu gruptakiler.
Sayısal olarak bu kadar az insanın köşelerinde yazdıklarını, ekranlarda söyledikleri eleştirel sözleri “Erdoğan karşıtlığına” indirgemek en hafif deyimle gerçeğe gözünü kapatmaktır.
Yaşanan sürecin sorunlarını görmeyip ve yapılan eleştirileri karşıtlığa indirgeyip; Başbakan Erdoğan’ı kusursuzlaştırmak başta Erdoğan olmak üzere Türkiye’ye de kötülük yapmaktır.
İyi giden ne var?
Son yıllarda AK Parti’nin politiklarına, Erdoğan’ın söylemine yapılan eleştirilerin temelinde; Erdoğan’ın kutuplaştırıcı dili kadar, öncesinde partinin değer temelli siyasal tercihlerinde salt kendi kültürel kimliğini referans alması bulunmaktadır.
Bunun dışında önce Gezi, sonra 17 Aralık süreciyle birlikte temel hak ve özgürlüklerin alanının daralması, yargının bağımsızlığının kısmen ortadan kaldırılması, toplumsal kutuplaşma, Türkiye’nin giderek dünyadan izole hale gelmesi diğer eleştiri alanlarıdır.
Bu politik bakış ve söylem, Soma’da adeta tavan yapmıştır.
Erdoğan’ın kendisini protesto edenleri neredeyse markette sıkıştırması, müşavir yardımcısının güvenlik kuvvetlerince etkisiz hale getirilen protestocuya yönelik şiddeti, parti sözcüsü tarafından bunların sahiplenilmesi nasıl açıklanabilir?
Tüm bunları demokratik hukuk devletinde savunulması mümkün değildir.
Mısır ve dünyanın pek çok yerinde mağdur olanlar için samimi gözyaşı döken Erdoğan’ın Soma’ya duygusal olarak neredeyse kayıtsız kalması nasıl açıklanabilir?
Kişisel değil siyasal eleştiriler
Bugün Erdoğan karşıtlığı olarak yansıtılan, bu politikaların eleştirilmesidir. Bu siyasal elştirileri kişiselleştirerek Erdoğan karşıtlığı olarak konumlamak; bu insanlara haksızlıktır. Bu pozisyonun özü Erdoğan’ı değil onun siyaseten duruduğu yerin ve politikalarını eleştirmektir.
Evet toplumda en başından bu yana devlet içinde ve toplumda Erdoğan ve AK Parti’ye karşı olanlar var. Ama hem sayısal hem de siyasal oy güçleri az olan bir grubun yaptığı siyasal eleştiriler, Erdoğan karşıtlığı değil siyasi ve vicdan itirazıdır.
Evet toplumda en başından bu yana devlet içinde ve toplumda Erdoğan ve AK Parti’ye karşı olanlar var ve olmaya devam edecekler.
Ancak hem sayısal hem de potansiyel oy güçleri az olan bir grubun yaptığı siyasal eleştiriler, Erdoğan karşıtlığı değil hem siyasi hem de vicdan itirazıdır. Bunları küçümsemek, görmezden gelmek yaşanan sorunları ortadan kaldırmaz sadece derinleştirir.
@murataksoy
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018