Bu tür tabirleri kullanmaktan kaçınırım ancak son günlerde yaşadığımız fecaati ve absürtlüğü çok iyi anlattığı için hukukçu ve gazeteci Gültekin Avcı’dan bu kavramı ödünç alarak kullanıyorum.

 17/25 Aralıktan sonra iktidar yürütme faaliyetlerini örtbas etmek ve hukuksuzlukları yok etmek için hukuku katletti; kuvvetler ayrılığını bitirdi. Ancak hukukun/adaletin katili olmakla yetinmediler. Cinayetten pişmanlık duymadıkları gibi bunu alışkanlık haline getirdiler. Hukukun toparlanmasına dirilmesine de müsaade etmediler. İşledikleri suçlar onları nasıl baskı altına aldıysa ve hesap verme korkusu yüreklerini nasıl sardıysa öldürdükleri hukuka habire bıçak saplıyor, ateş ediyor, tekme atıyorlar.

 Delik deşik edilmiş, yerde yatan hukuktan hala hınçlarını alamıyorlar. Darbe dönemleri dâhil hiçbir dönemde yapılmadık şekilde, hem de 77 milyonun gözü önünde, utanma-arlanma duymadan bir de hukukun cesedine tecavüz ediyorlar.

 SİNDİRİLMİŞ YARGI

 Yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti demokrasinin olmazsa olmazı. Yargı bağımsız değilse o ülkede demokrasiden bahsedilemez. Bağımsız bir yargı gözetiminde yapılmıyorsa seçimler adil, şeffaf ve yarışmacı değildir; şaibelidir, zan altındadır. Korkutulmuş, sindirilmiş ve teslim alınmış bir yargıyla önümüzdeki seçimler nasıl yapılacak? Siyasi tarihimize sopalı seçimler olarak geçen 1946 seçimlerinden farkı ne olacak?

 Hukuk o hale getirildi ki artık Türkiye’de hiçbir savcı bir AKP’liye soruşturma açamaz! Hiçbir hâkim bir AKP’li aleyhine hüküm veremez. Bırakın parti üst yönetimini, yargının bir parti ilçe teşkilatı üyesine dava açması ve adaleti işletmesi mümkün değildir. Oysa kuvvetler ayrılığının varlık sebebi toplumda muktedirlerin ve güçlülerin de yargılanabilmesidir. Ama şu anda bu hukuk işleyişinde bir AKP’linin yargılanma ve ceza alma ihtimali yok! AKP’ye karşıt olan hiçbir masumun, mazlumun da adalete ulaşması, hakkını alabilmesi mümkün değil!

 TUZUN KOKTUĞU YERDEYİZ

 Hâkimlik teminatına rağmen iktidarın istemediği bir karar verdi diye bu ülkede 2 hâkim bir gecede açığa alındı ve tutuklandı.

 Anayasal güvencesi olan hâkim AKP karşısında kendini savunamıyorsa, gariban vatandaş nasıl savunacak? Hakkını nasıl alacak?

 Tuzun koktuğu, sözün bittiği yerdeyiz. Hukuka, ahlaka, adalete ve İslam’a hiçbir parti, zihniyet, ideoloji, yönetim bu kadar zarar vermemişti.

 Ama öte yandan hukuka tecavüz edenler yarın kendilerini yargılayacak hâkimlere malzeme veriyor ve yol öğretiyorlar!