Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP, 7 Haziran’da ortaya çıkan seçim sonuçlarından sonra oluşan puslu havanın dağılması için çok şey yaptı.

Bu çabaların tümü Erdoğan ve Bahçeli’ye takıldı. Erdoğan’ın seçim sonuçlarını hazmedememesi, Bahçeli’nin HDP’yi siyaseten yok sayması; Kılıçdaroğlu’nun, AKP’siz iktidarla Türkiye’nin normalleşmesi çabalarını boşa çıkardı. CHP bu süreçte siyasetin, sağduyunun ve yaşamın merkezi oldu. Kabul edelim ya da etmeyelim Kılıçdaroğlu’nun ‘lider’ olmasından sonra CHP’de büyük bir değişim var.

Bundan bir kaç yıl öncesine kadar CHP hakkında temel görüşüm; CHP’nin dönüşümünün temel koşulunun ‘redd-i miras’ ve ‘geçmişe yönelik özeleştiri’ olduğunu düşünüyordum.

TOPLUMUN PARTİSİ

Ancak Kılıçdaroğlu’nun CHP’de yaptığı dönüşüm, redd-i miras ve geçmişe yönelik özeleştiri olmadan da partinin ideolojik ve siyasal olarak değişebileceğine iyi bir örnek oldu. CHP siyasal meşruiyetini devletten değil toplumdan alan bir partiye dönüşmüştür. Devlete eklemlenmiş laiklik ve kimlik siyasetini değil toplumsal talepleri, ekonomiyi, gelir dağılımını, demokrasiyi, insan haklarını referans alan bir partidir CHP. Bu açıdan CHP, geçmişin değil bugünün partisidir.

HDP FAKTÖRÜ

7 Haziran seçimlerinde seçim bildirgesi, projeleri ve söylemiyle; adaylarının büyük bir kısmını önseçimle belirleyen CHP, yaşadığı büyük değişime rağmen oyunu  arttıramamıştır. Bunun nedeni partideki değişimin yönü değildir.

Oy düşüşündeki ilk neden Erdoğan /AKP /Devlet’in HDP’ye karşı tavrı olmuştur. Yaklaşık yüzde 2’lik stratejik oy, CHP’de HDP’ye gitmiştir. Erken seçime CHP, 7 Haziran’daki politika, söylem ve projelerle gitmelidir. Politika, söylem ve projeler ‘gençlik’, ‘kadın’, ‘eğitim’ ile ‘iç ve dış güvenlik’ başlıklarıyla zenginleştirilmelidir.

Bu tercih politikadaki tutarlılık ve değişimi derinleştirmek açısından önemlidir.

YENİ SÖYLEME YENİ YÜZLER

CHP, oyunun düşmesinde ikinci neden ise CHP’deki değişimi taşıyacak vitrinin yeterince güçlü olmamasıdır. Bu, kamuoyunda ciddi bir inandırıcılık sorunu yaratmıştır.

Bunun için erken seçimde aday listelerini CHP’deki büyük değişimi kamuoyuna taşıyacak toplumu ikna edecek yeni/genç yüzlerle takviye etmesi olumlu olacaktır.

CHP’nin milletvekili listesi sadece kendisini topluma taşımak değil aynı zamanda Erdoğan/AKP/Devlet’e karşı aynı ilkelerde buluşan farklı toplumsal/siyasal kesimlerin içinde olacağı bir demokrasi koalisyonunu da temsil etmelidir. Bu çaba, orta vadede Erdoğan/AKP/Devlet eklemlenmesine karşı siyasal meşruiyetini toplumdan alan güçlü bir demokrasi blokunu inşa etmek açısından da önemlidir. Bugünün Türkiye’sine baktığımızda CHP’nin yerel seçimlerde kullandığı ‘Türkiye’nin Birleştirici Gücü’, genel seçimlerde kullandığı ‘Yaşanacak Bir Türkiye İçin CHP’ sloganlarının ne kadar anlamlı olduğunu göstermektedir.

CHP, erken seçimde yaşanacak bir Türkiye için, birleştirici güç olmalıdır.