Murat AKSOY
Türkiye'de yaşanan değişim artık daha gözle görülür halde. Eskiden olmayan pek çok şey "ilk defa" oluyor. Olması gerekenler ilk defa olduğu için bize "anormal" geliyor. Anormal olan normalleştikçe, çıtayı daha da yükseltiyoruz. Değişimin taşıyıcısı ise siyaset. Siyasetle olmaya değişimler görünürde sonuç verse de, kalıcı olmuyor.
Yaşadığımızı değişim somut örneklerin son on gün içinde tartıştıklarımızdan görebiliriz.
Bundan 31 sene önce 1978'de Çorum'da yaşananları uzun uzun ilk defa konuştuk. 1980'da Çorum'da yaşananların kapağını açtık. Uludere'de yaşanan acının siyasi sorumlularından hesap sorup, özür bekliyoruz. Ve 12 Eylül darbecilerinin yargılanması için iddianame hazırlandı.
Maraş'tan başlayalım. Birkaç yıl öncesine kadar tarihin kara sayfalarından birisiydi Maraş'ta yaşananlar. 1980 darbesine adım adım giden süreçte 1 Mayıs 1977 ile sürecin bir başka sayfası idi. Maraş'ta Aleviler 20 Aralık sabahı uyandıklarında komşularının saldırısına uğramadılar. Onlar devletin kontrgerillalarının yönlendirdiği saldırılara maruz kaldılar.
Türkiye yıllarca Maraş'ta ne olduğunu konuş/a/madı. Son iki yıldır zorla da olsa anmaya izin veriliyor. Bu yıl ilk defa yazılı ve görsel basında Maraş'ta o karanlık altı günde ne çok şey olduğunu öğrendik; tanıklardan, sanıklardan, hakimden. Aynı şekilde Çorum'u da bir parça konuştuk. 2012'de bu iki olayı daha çok konuşacağız. Ve sorumluların bir kez daha yargılanmasını, o karanlık sayfalar aydınlansın isteyeceğiz.
2010'un son günlerinde Uludere'de yaşanan talihsiz olay üzerine yaşanan tartışmalara bir bakın. Ben dahil pek çok insan, AK Parti'yi, TSK'yı nasıl eleştiriyoruz. Tazminatı beğenmiyor, özür de bekliyoruz. TSK'dan, MİT'ten olayda ihmali olanların kellesini istiyoruz. AK Parti'nin siyasi sorumlu olduğunu hatırlatıyoruz.
Geçmişte bu türden olan olayları neredeyse hatırlamıyoruz bile. Çünkü konuşulamıyordu bile. 1990'lar boyunca yaşanan hukuk dışılıkların hiçbiri karşısında toplum bu kadar yüksek ses vermedi, veremedi. Çünkü siyaset değil askeri vesayet vardı, demokrasi çıtamız düşüktü. Yaşananları eleştirenleri andıçlayıp işlerinden eden bir vesayet vardı.
Fakat şimdi AK Parti'yi Uludere'de yaşananlardan dolayı eleştiriyoruz. Eğer Uludere kamuoyunda bu kadar açık tartışılıyor, oradan TV'ler canlı yayın yapıyor, hata ve eksileri bu kadar konuşup, siyasi sorumlulardan hesap sorabiliyorsak yaşanan değişimin sonucudur bu.
Son olarak 12 Eylül darbesi için iddianame hazırlandı. Bunun ne kadar tarihi bir olay olduğunun farkında mıyız acaba? Referanduma "evet" diyenlerin savunduğu darbe ile yüzleşilecek tezi gerçek oldu. 1982 Anayasası'nın kaldırılan Geçici 15. Maddesi sonucu, darbeciler hakkında iddianame hazırlandı. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul ederse darbeyi yapanlar "zorla anayasal düzeni değiştirmek"ten müebbet istemiyle yargılanacaklar.
Evren'in yargılanamayacağını düşünen "hayır"cılar şimdi de "darbeyi sadece onlar mı yaptı?" diye soruyor gayri samimi biçimde. Aradan geçen 31 yıl sonra darbecilerin yargılanması ile tatmin olmuyorsak, yaşanan demokratikleşmeyi de görmek durumundayız.
Bütün bunlar, bugün otoriteleştiği eleştirilerinin yapıldığı AK Parti döneminde oldu.
"Bunlar zaten olacaktı" diyebilirsiniz ama "bunların hiç biri geçmişte olmadı". Geçmişte olmayıp şimdi olanda AK Parti'nin hakkını teslim etmeliyiz.
Daha İnternet Andıcı Davası'nda hakim karşısına çıkacak eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un yargılanmasını saymadık bile.
Yeterli mi?
Elbette değil.
Yetmez, yetmemeli.
Ama demokrasinin çıtasını yükseltmenin yolu demokratik siyasetten geçiyor. Ötekileştirip, yok saydığımız siyaset, siyasetin ana öznesi AK Parti herşeye rağmen demokrasinin tek sigortası. Bu yüzden muhalefete çok büyük sorumluluk düşüyor. AK Parti'yi daha demokratik adımlar attırmak onların sorumluluğu. Unutmayalım siyaseti öğrendikçe daha çok demokratikleşeceğiz. Sonuçta siyaset ilk defa yaptığımız ve yeni öğrendiğimiz bir şey. İlk defa yürümek, ilk defa sevmek, ilk defa keşfetmek gibi...
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018