Murat AKSOY
Geçtiğimiz hafta sonu yaptığı iki olağanüstü kurultay CHP'yi artık bir yol ayrımına getirdi. Artık partinin tek hâkimi olan Kemal Kılıçdaroğlu ya CHP'yi söyleminden yapısına kadar tamamen yenileyecek ya da eski siyasi alışkanlıklar devam edecek. Bu CHP'nin tercihi olacak. Ama sonuçları CHP kadar Türkiye için de önemli olacak.
Partinin anayasası olan tüzüğün değişmesi daha demokratik, daha katılımcı CHP için elbette bir umut. Ancak tek başına tüzük değişikliği, parti içi demokrasiyi garanti altına alacağını söylemek de mümkün değil. Çünkü tüzükten daha önemli olan zihniyettir. CHP'de zihniyet değişikliğine ilişkin bir ışık görmedik. Bu konuda şunu söylemek mümkün. Gerek Kemal Kılıçdaroğlu'nun gerekse yakın çevresinin bu konuda kafası fazlasıyla karışık.
Bu kafa karışıklığının temizlenmesi için yapılması gerekenler bellidir.
Peki neler yapmalı CHP?
CHP'nin bu süreçte yapması gereken iki temel şey var; "eleştirel bakış" ve "redd-i miras".
CHP bu geçmişine eleştirel bakmadığı ve onunla hesaplaşmadığı sürece "devlet kurucu parti" olmanın ağır yükü altında ezilmeye devam edecektir. Redd-i miras, Mustafa Kemal Atatürk'ü, Cumhuriyeti, laikliği reddetmek değil, bunlara eleştirel bir bakış getirmek, hatalı kabul etmek, bu hataların telafisi için adım atmaktır. Aksi halde CHP'nin geçmişi, CHP'nin geleceğinin prangası olacaktır.
Diğer taraftan bu iki adımın nispeten kolay atabilecek adımlar olduğunu kabul etmeliyiz.
Kılıçdaroğu'nun önünde bir de kısa vadede atması daha zor ama önemli bir adım var; Kendisinin merkezinde olduğu koalisyonla yüzleşmek ve bu koalisyonu tasfiye etmek.
Kendisini CHP Genel Başkanlığı'na taşıyan süreç ve olağanüstü kurultaylarda yaşananlar; 12 Haziran seçimlerinde CHP listelerinin oluşmasında etkili oldu. CHP, AK Parti karşısında kurulması hedeflenen "merkez koalisyonu"nun adresi CHP oldu. Baykal'ın gidişi ve Kılıçdaroğu'nun gelişi bunu sağlama "operasyon"uydu. Başarıya ulaştı.
Aradan geçen iki yılda yaşanan üç olağanüstü kurultayda sadece Sav ve Baykal tasfiye olmadı, CHP'de oluşan koalisyonun da ömrünün uzun olmadığını gösterdi.
Bu koalisyonla yüzleşmek Kılıçdaroğlu ve CHP'nin geleceğini açısından hayati önem taşıyor. Bu koalisyonun en somut göstergesi partinin "Meclis Grubu"dur. Kılıçdaroğlu'na yakın pek çok isim, Kılıçdaroğlu'nun gruptan rahatsızlığını ifade ediyor. CHP'nin Meclis grubu siyaset okuması, dünya algısı, topluma bakış açısından birbirine 180 derece zıt isimlerden oluşuyor. Sezgin Tanrıkulu, Hüseyin Aygün, Gürsel Tekin, Mehmet Haberal, Süheyl Batum, Nur Serter, Haluk Koç, Sinan Aygün, Turhan Tayan bu farklılıklar açısından akla gelen ilk isimler. Bu farklılaşmanın siyasi değil ideolojik olduğuna kuşku yok. İdeolojik olarak birbirinden bu kadar farklı ismin aynı listede yer bulması Kılıçdaroğlu üzerinde kurulan koalisyon sayesinde oldu.
Kurultayların hemen ardından Meclis grubundaki merkez sağdan gelen isimlerin tartışılmaya başlanması tesadüf değil. Eğer Kemal Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi CHP değişecek ve demokratikleşecekse bunun bir parçası da Meclis grubunun demokratikleşmesi olacaktır.
İste CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu için zor olan bunun nasıl olacağı.
Şunu biliyoruz ki, bu konuda Kemal Kılıçdaroğlu'nun kafası hayli karışık. Aldığımız bilgilere göre yakın çevresine paylaştığı görüş, özellikle merkez sağa yakın (Mehmet Haberal, Sinan Aygün, Turhan Tayan gibi), Kemalist-ulusalcı (Süheyl Batum, Nur Serter, Haluk Koç, İsa Gök gibi) isimlerin partiden ayrılmalarını temenni ediyor. Ayrılmıyorlarsa da pasifize edilmeleri yönünde. Bu aynı zamanda kendisinin merkezinde olduğu koalisyonun da işlevsiz kılması demek.
İşte tam bu noktada Kılıçdaroğlu'nun kamusal alana yansıyan söylemi, konuşmaları tam ters yönde. AK Parti karşıtlığının, siyasetsizlik ve apolitikleşmenin yoğun olduğu konuşmalar tam da bu isimlerin istediği türden.
Burada karar vermek ve bu kararı bir an önce vermek gerek. Çünkü eğer CHP değişecek ve demokratikleşecekse, bu ancak sola açılmakla mümkün olacak. Bunun için Haziran'daki olağan kurultaya kadar bazı adımlar atmak gerekiyor. CHP'nin sola açılması ancak kendi içindeki "sağcı"ları tasfiye ederek toplumun farklı kesimlerindeki özgürlükçü, sosyal demokrat, sol tanımlayan parti, kurum ve insanlarla bir araya gelmesi, onlara açılması ile mümkün. Sinan Aygünleri, Turhan Tayanları, Süheyl Batumları tasfiye edip Hüseyin Aygünleri, Sezgin Tanrıkulularını çoğaltması demektir.
Tabi bütün bunları yapabilmesi için siyasi irade ve kendisi üzerine inşa edilmiş "merkez koalisyonu"na mesafe almak gerekiyor.
Yaparsa kazanır, yapamazsa...
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018