Murat AKSOY
Son dönemde Aleviler ve Alevilik tartışılıyor. Önce "İslam içi olup olmadığı" tartışıldı. Şimdi de kendileri tarafından "ibadethane" olarak kabul edilen cemevinin konumu tartışılıyor. Geçen hafta Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin "Cemevi ibadethane değildir" kararı pek çok açıdan ibretlik.
Acı olan "demokratikleşme, sivilleşme, normalleşme" iddiasında olan Türkiye'de "Cemevi'nin ne olduğu, ibadethane olup olmadığı", Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) ve hukuk kararlarıyla belirleniyor noktasına gelmiş olmamızdır. Bu durum, iddia sahipleri kadar, bu iddiaya destek olan bizler için de durup düşünme vaktinin geldiğini gösteriyor.
Oysa bir kültürel kimlik unsuru olan inanç, insanın kendini nasıl tanımlıyorsa öyle kabul edilmesini temel alır. Devlete düşen buna saygı göstermesidir.
İkinci olarak hangi inanç sistemi olursa olsun, bireysel olarak bir anlam ifade etmez. O inancı anlamlı kılan dayanışma ve inananların birlikte olma halidir. Yani dini ritüellerin özel alanda değil kamusal alanda görünür olmasıdır esas olan. Cumhuriyet rejiminin inanca bakışı tam ters oldu. Bu topraklarda var olan tüm inanç ve kimlikleri özel alanda hapsederek kamusal görünürlüğünü yok etti. Bu sadece Sünniler için değil başta Aleviler olmak üzere tüm Müslümanlar ve Kürtler için böyle oldu.
Bu da yetmedi, Cumhuriyet, DİB üzerinden kendi dini yorumunu topluma empoze etti. DİB yıllarca ideolojik aygıt olarak kullandı, kullanmaya devam ediyor. Oysa laik bir ülkede, DİB gibi bir fetva kurumuna yer olamaz.
BEN ALEVİYİM DEDİKTEN SONRA
Alevilik Anadolu topraklarında İslam'ın farklı yorumlarından birisidir. Bir insanın kendini Alevi olarak tanımlamasından sonra devletin bunun üzerine söyleyecek sözü olamaz. Cemevlerinin de Aleviler tarafından ibadethane olarak kabul edilmesi ancak Alevileri bağlar.
Cumhuriyet kurulduktan sonra kabul edilen ve bugün Anayasa'nın 174. maddesinde koruma altına alınan 677 sayılı Tekke ve zaviyelerle türbelerin sedine ve türbedarlıklar ile bir takım unvanların men ve ılgasına dair kanun, Alevi inanç merkezlerini yasaklamıştır. Ki aynı kanun, yıllarca başörtüsü yasağı için gösterilen yasal engellerden biri olarak kabul edilmiştir.
Başörtüsü için alınan yasakçı kararlar (Danıştay 8. Dairesi'nin 1988/192 nolu, Danıştay 8. Dairesi'nin 1984/1574 nolu, AYM'nin 5.7.1989 ve 31.7.1991 tarihli kararları) nasıl siyasiyse; Hüseyin Aygün'e Meclis Başkanı'nın DİB'dan aldığı modern fetva sonrası verdiği cevap gerekse Yargıtay'ın son verdiği karar aynı derece de siyasidir.
Yargıtay kararının gerekçesinin "sonuç" bölümde; "Hukuki ve maddi olgular dikkate alındığında 677 sayılı (Tekke ve zaviyelerle türbelerin sedine ve türbedarlıklar ile bir takım unvanların men ve ılgasına dair kanun. MA) yasa ile getirilen sınırlandırmaların anayasal güvenceyle sürdürüldüğünün anlaşıldığı, bu nedenle 633 sayılı (Diyanet işleri Başkanlığı'nın kuruluş ve görevleri hakkında kanun. MA) yasa ve düzenlemeler karşısında cami ve mescid dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı kuşkusuzdur" denilmektedir.
HA DANIŞTAY HA YARGITAY
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin "Cemevi ibadethane değildir" kararı bu açıdan Danıştay 8. Dairesi'nin başörtüsü konusunda 13.12.1984 tarihli kararına benzemektedir. Danıştay 8. Dairesi'nin bu kararı sonraki yıllarda başörtüsü yasağına karşı Danıştay gerekçesi olarak yıllarca önümüze çıktı. O karardaki şu satırlar yeterince utanç vericidir: "Yeterli eğitim görmemiş kızlarımız, hiçbir özel düşünceleri olmaksızın içinde yaşadıkları toplumsal çevrenin, gelenek ve göreneklerin etkisi altında başlarını örtmektedirler. Ancak, bu konuda kendi toplumsal çevrelerinin baskısına ve göreneklerine boyun eğmeyecek ölçüde eğitim gören kızlarımızın ve kadınlarımızın sırf Laik Cumhuriyet İlkelerine karşı çıkarak dine dayalı bir devlet düzenini benimsediklerini belirtmek amacı ile başlarını örttükleri bilinmektedir."
Bu satırları okuduğumda Türkiye adına utanmıştım. Yargıtay'ın kararını da okuyunca aynı şekilde utandım. Danıştay nasıl inancı gereği başlarını örten öğrencilerin inançlarını yok sayıyorsa, Yargıtay da aynı şeyi Aleviler için yapıyor.
Son olarak, bugüne kadar Aleviler adına kurulmuş kurumların, Aleviler adına siyaset yapanların temel sorununun siyaset yapma tarzları olduğunu yazdım. AK Parti döneminde ise bu siyasetsizlik "AK Parti karşıtlığı" ekseninde tavan yaptı. Hâlâ aynı görüşteyim. Ama görüyorum ki Alevilerin yanlışına devlet/hükümet de ortak oluyor. Unutmayalım iki yanlıştan bir doğru çıkmaz.
Bu süreçte en büyük sorumluluk yine AK Parti ve diğer siyasilere düşmektedir. Önceki gece Malatya Sürgü'de yaşananlar bu sorumluluğun ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.
twitter: @murataksoy
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018