Mustafa Karaalioğlu
3 yıla yakın iç savaş yaşayan, bir milyona yakın vatandaşının bizzat rejim tarafından katledildiği, nüfusun yarıya yakınının göçmen duruma düştüğü bir ülke… Suriye, 21. yüzyılın en vahşi katliamlarına sahne olurken, bölgesele ve küresel güçlerin de hareket alanı haline geldi. O güçlerden ABD’nin sonuna kadar gitmeme kararı, Rusya’nın -ve İran’ın- da sonuna kadar Esad’ı destekleme iradesiyle olabilecek en kaotik statüko ülkeyi son dönemde sakinleştirdi. Sakinlik var/dı ama bilinen türden sukünet değil. Dehşet dengesi, bir yanda Rusya, İran, Hizbullah karşıda ABD, PYD/YPG; öte yanda da şimdi Halep’i ele geçiren Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) gibi örgütler ve hatta gücü azalmış olsa da IŞİD’den oluşuyor.
Ve bu karmaşık denklemin ortasında Türkiye bulunuyor.
Türkiye, üç askeri bölgeyi kontrol ediyor, Suriye içindeki bazı güçlerle temas kaabiliyetine sahip bir güç… En önemlisi de Rusya ve ABD ile yer yer birlikte yer yer farklı hareket edebilme imkanını koruyor. İki ülkeyle yaptığı mutabakatların de çerçevesinde Suriye’nin toprak bütünlüğün koruma odaklı; yani, PYD/YPG otonomisini önlemeyi esas alan bir politika izliyor.
“Kaotik statüko” böyleydi… Hatta, uzun süre “Esad’sız Suriye”yi de kırmızı çizgi olarak ilan eden Ankara, Astana süreçlerinin sonucu olarak bundan vazgeçmişti. Dahası, Esad’la görüşmek için politikasını neredeyse tek taraflı hamleler yapacak kadar da yumuşatmıştı.
Neden birden di’li geçmiş zamana döndük? Çünkü, üç gün öncesine kadar tamamının değilse bile çoğunluğunun Esad rejiminin kontrolü altında olduğu varsayılan Suriye’de tablo başa dönmüş durumdadır.
Birincisi… Suriye Milli Ordusu’nun (SM0) da desteğiyle Halep’i iki gün içinde ele geçiren HTŞ saldırısı Suriye rejiminin ordusunun tamamen çöktüğünü gösterdi. Mukavemetsiz bir muharebe yaşandı. O kadar ki Esad, Halep’den neden kolayca çekildiklerini izah ederken, güçlerini toplayın yeniden saldırmak gibi züğürt tesellisi bir bahaneye müracaat etti.
Bu da bizi ikinci maddeye götürüyor... Rejimin değil Halep’i geri kazanacak, mevcut yerleri dahi koruyacak bir ordusu olmadığı anlaşıldı. Şimdi akla Rusya’nın veya İran milis güçlerinin yahut da ikisinin birden Halep’e girip girmeyeceği sorusu geliyor. Girseler geri alabilirler mi belli değil ama Rusya bölgeye muharip güç aktarmadan Halep’in bir daha rejim kontrolüne geçmesi imkansızdır. Peki, Ukrayna’da ağırdan daha ağır kayıplar veren, cepheye sürmek için Kuzey Kore’den 10 bin asker isteyen Rusya’nın ve son aylarda savunması zayıflayan İran’ın ile Lübnan’da ağır kayıplar veren Hizbullah’ın Suriye’ye asker/milis göndermesi mümkün mü? Zor.
Suriye tablosu bu yüzden, sadece üç günün sonunda “di’li geçmiş” ifadelerle anlatılmaya mahkum oldu. Esad da hak etmediği bir avantajın sefasını bu kadar sürebildi.
Türkiye ise, gelişecek şartlara bağlı olarak özellikle Rusya’nın hamlesinin derinliğine göre hem Esad’a karşı hem de herhangi bir pazarlık masasında kullanmak üzere kozlarını biraz daha çoğaltmış olabilir. Astana süreciyle sınırlanan etkisini geliştirebilir ve Suriye’de yeni bir statüko tesisi için pazarlık gücünü artırabilir. Yeni ABD yönetiminin nasıl gerçekleşeceği belli olmayan Suriye’den çekilme planının devamında da bugüne kıyasla daha fazla rol sahibi olabilir.
Yine de muhtemel sonuçları konuşmak için çok erken ve tablo fazla belirsiz. Ancak, Halep’de yaşanan olağanüstü gelişme ve Esad rejimine kaotik de olsa statüko hediye eden aktörlerin eski gücünden uzaklaşması, her halükarda bütün hikayeyi değiştirebilecek bir sürecin kapısını araladı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025