Mustafa Karaalioğlu
Bugün her neyden şikayetçiysek ve ülkenin hangi noktalardan gergin ve sıkıntılı olduğunu düşünüyorsak çözümü de bu sorunlarla gerçekçi bir şekilde yüzleşmekten geçiyor. Yani, bir tarafı olduğumuz hiçbir mesele bildiğimiz gibi ya da tamamı bizim istediğimiz şekilde hallolacak değildir. Çözüm denilen şey bazen bir müzakereyi, bazen farklı politik tavırları veya yeni yöntem bulmayı içerir.
Meselelerimiz bir vadede hal yoluna girecekse bugün teneffüs ettiğimiz atmosferden farklı bir havayı da teneffüs ediyor olacağız demektir.
Böyle olunca da akla önce demokrasi ve hukuk geliyor. Doğrudur. İyi bir Türkiye demokrasisinin herkese aynı erişim garantisini sunduğu ve hukuk sisteminin de herkesi güven içinde hissettirdiği bir düzen demektir. Ama bütün bunlardan önce bütün bunların olabilmesi, kendimizi yüzleşmeye açık hale getirmek ve yol yordamı değiştirme becerisini sergilemekten geçer.
***
Türkiye için dışarısı ile içerisi arasında bir fark yoktur ama aktüel konular dünya ile ilişkilere kilitlendiği için oradan başlayalım. Mesela, Avrupa Birliği…
Başlangıçta da zordu ama tam üyelik bugün artık çok daha zor hatta belki de imkansızdır. Sadece bizim hatalarımız ve sadece Avrupa içinde provoke edici hamleler nedeniyle değil; Suriye’de yaşanan gelişmelerin kıtaya arzettiği mülteci ve terör ihracı gibi tehditler yüzünden bile üyelik bahsinde ağrı bir darbe yediğimiz görülüyor. Yani o krizin bir faturası da üyelik sürecine çıkıyor.
Buna rağmen Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin aktif bir tempoda yürümesi ve müzakere eden ülke pozisyonunda bulunmamız daha çok bizim işimize yarayacaktır. Bütün iyi ilişkiler gibi… Ve dolayısıyla bütün iyi ilişkilerde gereken aynı dili konuşmak ve karşı tarafa koz vermemek gibi prensipleri işletmek zorundayız. Türkiye bugün öyle bir noktada bulunuyor ki sıradan bir ülkeyle ilişkisinde bile Avrupa Birliği’ne göstermek zorunda olduğu özen ve dikkati koruması gerekiyor.
Esasen hiçbirisi AB kadar imkan ve potansiyel sunmasa bile diplomatik ve ekonomik pazarda müttefik ihtiyacı hayati önemdedir ve kaçınılmazdır. ABD ile de Rusya’yla da ve mesela imkanları henüz aktif hale gelmemiş sıradan bir Afrika ülkesiyle de uzun ve sabırlı bir trafik oluşturmak zaruridir. Her bir iyi ilişki bir başka sahada portföy zenginliği ve önem kazanmayı garanti ediyor. Şimdi ilişkilerimiz kötü olsa da İslam dünyasıyla bahar yaşadığımız dönemde en büyük avantajımızın AB ile müzakerelere başlamak olduğunu akıldan çıkarmayalım. Bir coğrafyada ne kadar önem kazanmışsak bir başkasında o kadar hızlı adım atmak kolaylaşıyor. Şimdi yaşamakta olduğumuz önem ve değer kaybı da aynı şekilde sıradan ülkeler nezdinde bile avantaj yitirmemize yol açıyor.
***
Ne kadar sorunlar yaşasak da ne kadar standart kaybına uğrasak da Türkiye için içeride tek güçlü eksenin demokrasi ve hukuku olduğunu da bilelim. Dünya bize yüz vermiyor diye öfkemizi demokrasiden çıkaramayız veya hukuku evrensel prensiplerin dışına taşıyamayız. Her ikisi de dünya istediği için değil, dahası bizim varlığımız ve bekamız için gereklidir.
Şu sıralarda bütün bakanlar 180 günlük bir atılım programı hazırlıyor. Ama hepsinin üzerine ve hepsinden daha çok dikkatli ve sadakatle takip edilmesi gereken bir demokratik atılım programı koyarsak iyi olur. Her şeyden çok buna ihtiyacımız vardır.
Sancılı noktaları tespit eden, toplumun çeşitli kesimlerine batan iğneleri çekip çıkaran ve yaraları saran bir stratejinin tam zamanıdır. Yüzler gülmese bile hiç olmazsa tebessüm eder. En nihayet bir dirhem et bin ayıp örter. Bunu da arada bir hatırlayalım.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025