Mustafa Karaalioğlu
Türkiye’nin herhangi bir ülkeyle askeri seçeneklere varan sorun yaşaması diplomatik krizdir. Bu ülke ABD ise tablonun ağır bir krizi işaret ettiğini kabul etmek gerekir. Aramızdaki ilişki “stratejik ortaklık” veya Washington’un tabiriyle “model ortaklık” olarak tanımlanmış bir ülkeden söz ediyoruz. Aynı zamanda NATO’da birlikte çalıştığımız bir ülkeden…
ABD’nin Suriye sınırında IŞİD’e karşı PYD-YPG güçlerinde oluşan 30 bin kişilik bir sınır koruma gücü modeline karar vermesi şok edici ve saygısızca bir hamledir. Böyle bir girişimin Türkiye için ne anlam ifade edeceğini biliyorlar. Dahası, böyle bir hamleyle PYD’ye nasıl bir imtiyaz sağladıklarının da farkındadırlar. Böylelikle PYD’ye sadece legalite değil, yeni dönem Suriye’sinde aktif rol de atfedilmektedir.
***
Öte yandan Türkiye, PYD/YPG’nin Suriye’de alan genişletmesi sürecini önleme konusunda daha baştan yapması gerekenleri yapamadı. Bir dönem çok önemsemedi, mesele önemli hale gelmeye başladığında da önleyici adımları atmakta başarılı olamadı. Neticede YPG, bütün dünyanın başına bela olan IŞİD’in tasfiyesinde eline geçen fırsatı iyi değerlendirerek hem ABD hem de Rusya ile ittifak kurmayı başardı. İki ülkeyle de sahada birlikte hareket etti ve bugünün; yani çatışmasız dönemin siyasi aktörü olma konusunda bir imkan yakaladı.
Süreç nasıl işlemiş olursa olsun, PKK gibi terör yoluyla Türkiye’ye büyük sıkıntılar vermiş ve vermekte olan bir terör örgütünün onaylanması diplomatik mantıkla izah edilemez. ABD’nin dünya siyasetine dair tezlerini de geçersiz kılar…
Dolayısıyla diplomatik ve politik fırsatların kaçması veya kullanılamaması veyahut da birtakım girişimlere rağmen muhataplar tarafından dikkate alınmaması geriye tek seçenek bırakıyor. Türkiye için yapılacak tek şey artık gücü yettiğince bu yapılanmayı önlemektir.
Gerekçesi ne olursa olsun PKK’nın türevi ve uzantısı olan bir örgütün Suriye sınırında adı konulmamış bir otonomi statüsünde iş görmesi, bu durumun müttefikler tarafından onaylanması hiçbir surette kabul edilemez. Çünkü, PKK’nın ne demek olduğunu ABD de biliyor ve öyle olduğu için bu örgüt Amerika’nın terör listesinde bulunuyor.
Unutmayalım ki, PKK terörü başladığı güden itibaren ABD ile yapılan her düzeyde görüşmede Türkiye, terör örgütüne karşı muhataplarından destek ve dayanışma talep etmiştir. Onyıllardır, masada PKK’nın bulunmadığı tek bir resmi görüşme olmamıştır.
***
Son günlerdeki gelişmeleri ağır bir krize dönüştüren de bu çelişkili durumdur. Türkiye’den yükselen itirazlara rağmen YPG’yi silahlandıran ve aksi istikamette verilen sözlere rağmen bunu sürdüren Washington’un “daha fazlası olmaz” derken şimdi böyle bir adım atması vahimdir. Çünkü, Türkiye’nin sınırda bir PKK gücüyle yaşaması mümkün değildir. Böyle bir tablo bariz ve açık güvenlik riski ürettiği kadar Ankara’nın hak etmediği bir duyarsızlıktır. İtirazlara kulakları kapayıp, bir müttefik olarak Türkiye’ye askeri müdahale dışında seçenek bırakmamak da saygısızca bir politikadır.
ABD yönetimi bu tavırda ısrar edecek olursa Ankara’yla köprüleri atmanın ötesine geçmeyi göz almış demektir. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da böyle düşünüyor olmalı ki son konuşmalarının tamamında askeri müdahale restini çekerek ABD’yi hedef alıyor. En az bu gerilim kadara tatsız olanı ise, “aktüel müttefikimiz” Rusya’nın da gelişmelere karşı sade suya tirit bir pozisyon tercih etmesidir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
4.10.2025
28.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
14.09.2025
1.09.2025
18.08.2025