Mustafa Karaalioğlu
Bugünün dünyasının bilinen ve yaygın göçmen sorunu kadar bu insanların sosyal ve psikolojik hallerinin anlaşılamaması, anlaşılmazdan gelinmesi de büyük bir sorundur. Göçmen olmak, fraklı olmak, hakim kültürün altında azınlık olmak, azınlık olmadığı halde azınlık muamelesi görenler… Her statü büyük sıkıntılar içeriyor. Batı’dan Doğu’ya dünya belki zaman zaman hafifletti ama hiçbir zaman çözemedi, çözümsüz her sorun gibi en küçük krizde de sıkıntı büyüyerek su yüzüne çıktı. Şimdi de küresel boyutta esmekte olan “öteki”ye dair anlayışsızlık ve düşmanlık yeniden göçmen, azınlık veya ülkelerin nüfus envanterine sonradan katılan vatandaşlar için hayatı kabusa çeviriyor. En çok da Müslüman grupları veya Müslüman kökenli bireyleri…
Bu problemle en çok Müslümanların karşılaşmasının istatistik olarak bir izahı var çünkü İslam dünyası kaynaklı bütün göç hareketlerinin hedefi büyük ölçüde Batı ülkeleridir. Yani, karşılaşmanın tam adını koyacak olursak Hıristiyan nüfusa sahip ülkeler. Almanya, Fransa, Hollanda, İsviçre, Belçika, ABD ve benzerleri göçmenler için çekim adresleri ve cazibe coğrafyalarıdır.
Büyük kısmı işçi aileleri ama son dönemde de doğrudan mülteci statüsünde bu ülkelere ulaşan geniş kitleler bulunuyor. Sadece Almanya 1 milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yapıyor ve sadece Almanya’da göçmen olarak tanımlanabilecek 19 milyon kişi yaşıyor. Gayet tabii ortalama bir ülke nüfusuna ulaşmış bulunan bu grubun büyük çoğunluğunu İslam ülkelerinde doğan insanlar oluşturuyor. Avrupa’nın tamamında yaşayan Müslümanların sayısı ise 50 milyona doğru gidiyor.
Birçok ülke için Müslüman olmayan göçmenler de esasında “öteki”dir ve yasalar aksini söylese de kaçınılmaz olarak negatif ayrımcılık görürler. Müslümanlar ise ötekinin ötekisi durumunda… Özellikle bütün dünyada esmekte olan malum rüzgar nedeniyle bu tatsız durum daha da derinleşiyor.
Çoğu ülkede görünürde bir sorun yoktur. Göçmenler iş sahibi veya kendi işlerinin sahibi veyahut da en kötü durumda bile işsizlik fonlarından yararlanmakta, doğrudan yardım almakta ve yaygın sivil toplum faaliyetleriyle de desteklenmekte.
Ne var ki hayat bundan ibaret değil… Mesut Özil gibi Almanya’da doğup büyüyen ve milli takıma büyük katkılar veren, bu ülkede sembolleşmiş bir isim bile pes edebiliyor. Göçmenlik bir noktada artık taşınamaz bir ayrımcılık yükü haline gelebiliyor. Dışarıdan bakıldığında “Daha ne istiyor? Almanya ona her şeyi verdi” diye tanımlanabilecek bir başarı öyküsü bile fiyaskoyla sonuçlanabiliyor. Entegrasyon şöyle dursun yolun sonunda apaçık bir reaksiyon ve kopuş problemi yaşanabiliyor.
***
Mesele, göçmen olsun olmasın insanlar hakkında ne düşünüldüğü değildir. Yani, onlar için her şeyin yolunda gittiği, ülkelerinde kalacak olsalar bu hayatı bile yaşayamayacakları gibi ifadelerin bir anlamı bulunmuyor. Asıl önemli olan, onların ne hissettiğidir. Almanya Başbakanı Merkel’in şu ifadesi bu açıdan problemin temeline inen bir yaklaşımı içeriyor:
“İster Özil olsun ister başkası olsun, göçmen kökenli birisi ‘Bana bu toplumda düzgün bir şekilde davranılmıyor’ diyorsa, bunu en azından ciddiye almak ve konuşmak gerekir.”
Bu tanım sadece Almanya veya sadece göçmenlik duygusu için değil, bütün toplumlarda yaşayan ve kendisini duygusal olarak bütünün parçası göremeyen kesimler için geçerlidir. İnsanlara neyiniz eksik, ne istediniz de olamadınız veya daha ne istiyorsunuz demek bir anlam ifade etmiyor. Onların ne hissettiği, hangi duygusal problemleri yaşadıkları, hangi isteksiz bakışlara muhatap oldukları önemlidir. Zira, bir arada yaşamak ne bir kanun ne bir mevzuat ne de bir ekonomik imkan meselesidir. Sadece ve sadece bir duygu, bir içten kabul ve başa kakmadan gelişen gerçek bir ortaklık anlayışından ibarettir.
Almanya, Amerika, Fransa ya da Türkiye… Bütün medeni ülkeler; daha doğrusu medeni toplumlar kendilerini bu kriterle sınamak zorundadır. Ve zaman geçmeden sınasınlar ki zaten fazlasıyla gergin dünya halen baş etmekte zorlandığı bu meselede fırsatı kaçırmasın.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları

















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
27.11.2025
24.11.2025
22.11.2025
17.11.2025
15.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
6.10.2025