Mustafa Karaalioğlu
Suriye’de iç savaşın başladığı günden bugüne geçen yaklaşık 7 yıl büyük bir insanlık dramı ve bir diktatörün koltukta kalmak için ne kadar vahşi olabileceğinin örneğidir. Yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesi, şehirlerin harabeye dönüşmesi ve nüfusun üçte birinden fazlasının mülteci durumuna düşmesi pahasına kazanılmış bir zafer! Esad artık Rusya ve İran’la birlikte yönetmek zorunda kalacağı bir ülkenin başkanıdır. Ve bu ittifak gevşediği anda eskiye dönüşün kaçınılmaz olduğu bir ülkenin başkanı…
Gerçekte, koltuk güvenliğini iki başkente emanet etmekten başka bir şey de kazanmış değildir. İşler yoluna girse bile Suriye yine azınlık iktidarının tedirgin iktidarına mahkum olduğu ve o iktidarın da vesayete mecbur olduğu; üstelik de araya giren kanın asla unutulmayacağı bir ülkeden ibaret olacaktır.
Suriye’de şimdi sadece saha üstünlüğü tesis ediliyor, başka bir şey değil.
Öte yandan evet, Türkiye istediğini alamadı, istediğini neticeyi temin edemedi. Ama aynı zamanda tatmin de edilemedi. Suriye kaynaklı önce bizzat Esad kaynaklı güvenlik riski ve zaten bir süredir ön planda olan YPK/PKK terörü varken tatmin edilmesi de ihtimal dışıdır. Sahanın hakimi olan Rusya da, son Tahran zirvesiyle bu yolu kapatmıştır.
***
Rusya’dan önce ABD de bu yolu kapatmıştı. Daha doğrusu hiç açmamıştı…
ABD ile yaşanan malum gerilim bir yana, daha Obama döneminden beri ortak politika geliştirmenin mümkün olamaması nedeniyle Türkiye’nin Suriye dosyasında müttefikten yana talihinin açık olmadığını da kabul etmek gerekir. ABD sözlerini tutsa Suriye bugünkü gibi olmayacaktı. Hatta, Rusya’ya altın tepsi içinde bu ülkeyi sunmasaydı da bugünkü zoraki tablo ortaya çıkmayacaktı. ABD’nin Suriye’de yaptıkları ve yapmadıklarının tamamı Türkiye’nin aleyhine sonuç vermiştir. Şimdi Menbiç’te birlikte devriye atmakla teselli bulacak durumda değiliz.
Durumu daha da tatsızlaştıran ise Washington’un Suriye’de YPG ile işbirliğinde karar kılmış olmasıdır. Buna bir de Rusya’nın bir türlü eksilmeyen YPG ilgisi ve Esad’ın da sadece Türkiye’ye sıkıntı veriyor olması nedeniyle bu örgütü fazlaca kafaya takmamasını ve yol vermesini de ekleyelim…
Denklemin can sıkıcı olduğu açıktır. Ancak, buna rağmen Türkiye’nin başta terör ve mülteci olmak üzere Suriye’ye ilişkin kaygıları giderilmedikçe Esad’ın ne zaferi mümkün olacaktır ne de alan hakimiyeti…
Ankara, kendi kaygılarını dolaylı olsa da taşıyan Avrupa başkentlerini denkleme dahil ederek yeni bir politika geliştirip sıkıntıyı azaltabilir. Sınırlı da olsa Suriye’deki kontrol noktalarındaki nüfuzunu genişletebilir. Esad’la el sıkışmak sözkonusu dahi olamayacağı için sabırla gelişmeleri gözlemle yolunu seçebilir.
7 yıldan bugüne değişen veya zayıflayan ittifaklar, sahadaki aktörler ve en nihayet Şam rejiminin yönetememe becerisi bu ülkede barışı görünür gelecekte imkansız kılıyor. Köprünün altından çok sular akmış olması yeniden akmayacağını göstermez.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
20.12.2025
13.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
27.11.2025
24.11.2025
22.11.2025
17.11.2025
15.11.2025