Mustafa Karaalioğlu
Ankara’daki tren kazasının “açıklık, hesap verilebilirlik, tartışılabilirlik ve en nihayet siyasi sorumlulukla ne alakası var” diye soran çıkar mı bilmiyorum. Çıksa da çıkmasa da söyleyelim… O elim kazanın tam da bu kavramlarla alakası vardır. Önceki kazaların veya sansasyonel olsun olmasın her türlü iş kazasının yine bu kavramlarla çok yakından alakası bulunmaktadır.
Toplumda yarattığı infial, reaksiyon ve tatsızlıktan anlaşılacağı gibi Ankara’daki tren kazası bir kaza olmanın ötesinde, insanların olup bitenler hakkında bilgi sahibi olmamasının tezahürleriyle tartışılıyor. Belki her ülkede olabilecek ve olduğunda sadece teknik boyutta tartışılabilecek bir kaza, bizde bu temel bilgi eksikliği ve yangından mal kaçırma anlayışı nedeniyle daha ateşli konuşmaların konusu oluyor. İnsanlar bilgi ve ayrıntı istiyor; yapılan teknik açıklamalar tatminkâr olmadığı için şüpheler büyüyor.
Evet, Türkiye’nin yıllardır ihmal edilen demiryolları konusunda atağa kalkması olumlu bir gelişmedir.
Evet, Türkiye’nin henüz hâlâ emekleme aşamasında olsa bile toplu taşımacılık konusunda atılan her adım hayırlıdır.
Evet, genel olarak ülkenin çehresinin yüksek teknoloji ile değişmesi girişimleri kesinlikle takdire şayandır.
***
Peki, bir yatırım bulunduğu bölgeye, çevreye ve ülkeye mal olması için yapılması gereken basit şeylerin ihmal edilmesinin anlamı nedir? İster demiryolu, ister köprü, ister havaalanı veyahut da herhangi bir altyapı yatırımı olsun, bütün süreçlerde ilgili meslek kuruluşlarının, ilgileniyorsa muhalefet partilerinin ve en nihayet toplumun bütün kesimlerinin bilgisi olursa ne eksilir? Açık, şeffaf ve sorulara karşı da özgüvenle yaklaşmanın ülkeye ve sözkonusu yatırımlara ne zararı olur?
Bir kez olsun bu soruları kendimize cesaretle soralım…
Böyle bir sorgulama karmaşaya yol açmaz aksine yapılan işin kalitesini, güvenliğini ve değerini artırır. İki sayfa bilgi paylaşmak, tren istasyonunda sinyal problemi var denildiğinde bu eleştiriyi dikkate alıp gereğini yapmak veya kaza önlemezse de gerçek sorumluların hesap vermesini sağlamak, böylesi elim olaylarla mücadele etmenin tek garantili yoludur.
Önceki tren facialarında veya iş kazalarında ihmal edilen bu kurallar şimdi olduğu gibi gelip bir başka istasyonda kapımızı çalıyor. Ne bürokrat, ne müteahhit, ne de siyasi sorumlular olup bitenlerin sorumluluğunu üstlenmeden yollarına devam ediyor. Böyle bir rahatlıkla çalışan sistem de kazaları önleme becerisini tabiatı gereği kaybediyor.
Çünkü yaşanan her meseleye bir an önce yatıştırmak maksadıyla yaklaşılıyor ve kazadan ders almak şöyle dursun, sistem kendi kendini tahkim ederek yoluna devam ediyor. Ondan sonra tek çare komplo teorilerine müracaat etmekte kalıyor: Zamanlama manidar… Kaza maksatlı… Arkasında bit yeniği var, vs…
Muhatabı kim olursa olsun, her aşamada kamuoyuyla bilgi paylaşmak, sorulara ve eleştirilere gerçekçi cevap vermek ve insan hayatıyla ilgili en küçük riskte bile hesap vermesi gerekenlerin hesap vermesini sağlamak şarttır. Şarttan öte hepsi birer temel haktır.
İster bu kaliteyi yakalarız istersek de bu zinciri bugüne kadar olduğu gibi dağınık bırakır, endişeyle yaşamaya mahkum oluruz. Tercih bizim…
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025