Mustafa Karaalioğlu
Yerel seçimin hemen ardından başkanlık sisteminin gözden geçirilmesi cılız seslerle de olsa konuşulmuştu. Revizyon değilse bile aksayan yönlerin düzeltilmesi gibi bir girişimin gerekliliği dile getirilmişti. Tahmin edildiği gibi o girişim başlamadan bitti ve tahmin edileceği gibi bütün o söylentiler aslında yerel seçim şokuna karşı bir yatıştırma maksadı taşıyordu. Dahası, AK Parti’nin yerel seçimde büyük belediyeleri neden kaybettiğine dair anlama çabaları da kısa ve hararetli bir tartışmanın ardından unutulup gitti.
Başkanlık sisteminin aksamasıyla yerel seçim sonuçlarının yakın ilişkisi var elbette ama sistemin yetersizliği birkaç belediyeyi hangi partinin kazandığından çok daha önemlidir.
***
Anayasa değişikliği oylamaya giderken de görülen eksiklikler ve apaçık problemler sistemin ikinci yılı sürerken daha bariz şekilde yaşanmaktadır. Cumhurbaşkanı’nın daha çok yetkiyle donatılmasını, Cumhurbaşkanlığı dışındaki kurumların önemsizleştirilmesi olarak anlayan ve tatbik eden bir sistemin problem yaşamaması da zaten imkansızdır. Sistem, en baştan iktidarı koalisyona mecbur bırakarak bir yandan AK Parti’yi kendi prensipleri ve felsefesinden uzaklaştırırken öte yandan koalisyon karşıtı blokla aradaki mesafeyi tamamen açtı. Zaten büyümekte olan kutuplaşma artık temel siyasi veri haline geldi. Yerel seçimde muhalefetin başarısı bir açıdan bu sayede oldu. Bu da yeni sistemin iktidar için asla öngörülemeyen bir sonucudur.
Başkanlık sisteminin AK Parti açısından öngörülemeyen veya bu çapta gelişmesi beklenmeyen asıl önemli sonucu parti içindeki ayrışmanın yeni partileşmelere doğru gelişmesidir. Başkanlık sistemi olmasaydı bu gelişme yaşanır mıydı bilemiyoruz ama dramatik olan şudur: İktidarda kalabilmek için gereken yüzde 50+1’i ancak MHP ile tamamlayabileceği gerçeğiyle yüzleştikten sonra, şimdi de içinden çıkacak iki yeni partinin açacağı gedikle mücadele edecektir.
Yeni partilerin kaç puan alabileceğine dair tahminleri bir yana bırakalım. Tabelalar asılıp tartıya çıktıklarında, atmosfer şekillenir ve güvenilir anketlerden anlayacağımızı anlarız. Asıl mesele AK Parti’den kaç puanlık kayıp olacağından ziyade iktidarın söylem tekelinin karşı karşıya bulunduğu tehdit olacaktır. Bugüne kadar ekonomi, dış politika ve hukuk başta olmak üzere güçlü ve neredeyse tek taraflı bir hikayeye sahip olan Erdoğan ve AK Parti yeni partilerle birlikte bu avantajını kaybedecektir. Sistemin bariz aksaklıklarıyla birlikte çözüm önerileri ve yeni perspektifler denkleme girecektir. Basit ifadeyle yeni ve farklı sesler çoğalacaktır.
Bu da başkanlık sisteminin tahmin edilemeyen bir sonucu olmalı. Partilerin önemsizleşeceği, zayıflayacağı iddia edilmişti ama tam tersi oldu. İYİ Parti’nin ardından şimdi iki yeni parti daha denkleme dahil oluyor. Oysa, tahmin edilen ve yeni sistem önerilirken seçmene söylenen aksiydi. Esasen eski sistemde sınırlı etkiye sahip CHP’nin ittifak modeli sayesinde yerel iktidarı kazanacak kadar belirleyici hale gelmesi de başkanlık modelinin bir başka tahmin edilemeyen sonucudur.
Hatalı bir sistem, şimdi siyasi dinamiklerle onarılmaya çalışılacak. Görünen o ki bu uzun ve zor bir yol olacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025