Mustafa Karaalioğlu
Çapı, süresi ne olursa olsun ateşkes her durumda iyi bir yoldur ve bazen devamı gelmese bile bazı durumlarda barışın kapısını aralamaya yarar. Libya’da Ulusal hükümetle muhalif güçler arasında tesis edilen ateşkesi de bu sınıfa sokmak gerekiyor. Rusya ve Türkiye’nin çağrısının sonuç alması ülkede görüşme zemini için bir fırsat yaratacaktır. Neredeyse tamamen sahipsiz kalan ve iyiden iyiye zayıflamış bulunan, başkent Trablus hariç ülkede kontrolü tamamen kaybeden hükümete soluk aldıracaktır. Bununla birlikte ateşkes, Türkiye’nin Libya’ya askeri katkı sunma girişiminin ürettiği fayda hanesine de yazılacaktır.
Ne var ki ortada bugünden sonrası için bir plan görünmüyor. Yani, ateşkesin ardından görüşme zemini ortaya çıkacak mı, çıkacaksa taraflar ne talep edecek, ederlerse bilhassa Hafter’i memnun edecek bir seçenek bulunuyor mu, belli değildir. Ateşkesin kalıcı hale gelmesini temin edecek, en azından tarafları oyalayacak bir yol haritası yoktur.
Türkiye açısından asıl mesele ise Hafter’in destekçisi olan Rusya ile birlikte hareket etmek ve bu hareketi yönetebilmektir. Bilindiği gibi Türkiye Ulusal hükümetin yanında, Rusya ise karşısında… Tıpkı nerede olduğu gibi? Suriye’de... Suriye’de de Esad’ın tam destekçisi olan Rusya ve İran’la birlikte Astana sürecinde ortak olduk ve o günden beri kaygılarımızı gidermede tatmin edici bir ilerleme olmadığı gibi Esad’ın neredeyse her günü bir gün önceden daha iyi geçti. Açık ki Astana süreci en çok Suriye’nin başından gitmesini çok istediğimiz Esad’a yaradı. Biz, ülkemizdeki Suriyeli göçmenlerin geri dönüşünü ve PYD/YPG’nin tasfiyesini mümkün kılacak gelişmeleri hedefliyorduk, bunlar olamadı. Olmadığı gibi sürecin kaçınılmaz tabiatı gereği Esad’a karşı reaksiyonumuz azaldı ve hatta rejimle belirli düzeyde görüşmelere de başladık. Bu noktada, Libya ateşkes açıklamasının ardından, o güne kadar hedefimizde olan “darbeci general” için “Hafter’i görmezden gelemeyiz” açıklamasını yaptığımızı da not etmek gerekir. Devam edelim… Barış Pınarı’nın ardından imzaladığımız Soçi mutabakatının birinci amacı olan YPG’nin 32 kilometre uzağa tahliyesinin gerçekleşmediğini de bizzat Türkiye’de yetkililer söylüyor. Sözlerin tutulmadığına dair şikayetlerimiz ortadadır. Ortada olan başka birşey de Rusya’nın YPG yöneticileriyle görüşmesi, fotoğraf vermesi ve benzeri ilişki biçimlerini geliştirmekte ve sergilemekte sakınca görmemesidir. Tıpkı ABD gibi…
Bütün bunların paralelinde yine Rusya’yla yürüttüğümüz İdlib mutabakatına rağmen şehirde katliamların ve yine en önemli talebimiz olan İdlib kaynaklı göçmen hareketinin önlenmesi sağlanamadı. Şu anda sınırımızda resmi rakamlara göre 250 bin, kimilerine göre ise milyona varacak bir yığılma yaşanıyor.
Genel olarak, ikili ilişki mesailerinde Rusya’nın Türkiye’den yararlandığı kadar Türkiye’nin Rusya’dan yararlanamadığı açıktır. Elbette, süper güçlerle ilişkinin tabiatı gereği, üretilen faydayı elli/elli paylaşamazsınız. Pastanın büyük parçası oraya (Rusya’ya) gider ama haklılığı ve gerekliliği inkar edilemez taleplerin hiç olmazsa bazılarında mesafe alınabilmedir. Alınabilmeliydi…
Evet, Türkiye’nin uluslararası sahada aktif politika izlemesi isabetlidir. Evet, yeri geldiğinde Batı ittifakına karşı Rusya’yla ortak hareket etmesi de yanlış değildir. Ama aslolan ilişki trafiği değil, lehimize sonuçları artırabilmektir. Tezlerin kabulü ve hedeflerin gerçekleşmesidir. Suriye’de fırsat kaçtı ama hiç olmazsa yolun başındaki Libya sürecinde bu prensibi işletelim…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025