Mustafa Karaalioğlu
Koronavirüsün saldığı korku, dünyada ve Türkiye’deki endişe verici yayılma hızı ve virüsün öldürücülüğü karşısında binlerce saat konuşmak ya da yüzbinlerce sayfa yazmak azdır.
Dünyada mükemmel denilebilecek bilimsel araştırmalar veya medya analizleri yayınlanıyor. Herkes bu çalışmalardan yararlanıyor.
Farkında mısınız, Türkiye’de de yıllardır ekranları esir alan ve tıp başlığı altında zayıflama reçeteleri satanlar ortalıktan kayboldu ve gerçek, ciddi bilim insanlarımızın olduğu görüldü. İktisatta ‘Kötü para iyi parayı kovar’ kuralı vardır, tam tersi oluyor. İyi bilgi kötü bilgiyi kovuyor, senelerce ekranlarda terör estiren şarlatanlık el etek çekiyor. Bazıları bilim kurulu üyesi, bazıları alanında uzman birçok akademisyen doğru şeyleri açıkça söyleyerek toplumun dikkatini çekiyor. Bu sayede milyonlarca insan, izolasyonu, sosyal mesafeyi, hijyeni, korunmayı, evde kalmayı hem öğreniyor hem de uyguluyor. İlk kez bir büyük meselede sadece bilim ve bilimsel yöntemlerin otoritesi hakim oluyor.
Tehlike büyük ve yakın, virüsün hızı kesilmiyor ve önlem almadığı müddetçe kimse güvende değil. Bu tabloda hava atmanın, hamasetin, büyük laflar etmenin, atıp tutmanın, üstünlük taslamanın ne pazarı var ne de faydası… Böyle yapanların hali de ortada. En başta, dünyaya bu belayı musallat eden Çin rejiminin... Yalanlara ilaveten bu kez de ‘çakma’ cihazlarla dünyayı enfekte etmeye devam ediyorlar. Çin’le ilgili tek güvenilir bilgi artık Çin rejiminin güvenilmez olduğudur.
Öte yandan, gerçekle yüzleşmeye direndiği için halkını ölüme göndermeye devam eden İran’ın vaziyeti… Hâlâ komplo teorileri, hâlâ hava atarak aslında ne kadar mükemmel olduklarını anlatma çabası…
İtalya… Virüse siyasi popülizmin zirvesinde yakalanan İtalya’nın acısı o kadar benzersiz ki şimdi üzerine bir şey söylemek etik olmayacak. Ama bir anda ülkesinin virüsün merkez üssü haline gelmesine yol açan ABD’nin sorumsuz ve ileri düzeyde popülist Başkanı’nın ibretlik halini izliyoruz.
Popülizm ve rejim kutsayıcılığı ortada gerçek bir düşman olmadığında kendi kendine propagandada dinleyecek kitleniz de varsa işe yarar. Komşularınıza, kıtanıza ve hatta dünyaya meydan okursunuz. Nasıl olsa müeyyidesi yoktur. Ama böyle zamanlarda, popülizm çöker; sahte rejim reklamları, kabadayılıklar, sloganlar işe yaramaz hale gelir. İşinizi sadece gerçeklerle sürdürebilirsiniz.
ABD’’de kasım ayında yapılacak seçimde Trump’ın çok zayıf rakibi Joe Biden anketlere göre öne geçti. Çünkü insanlar, virüs gerçeğini göremeyen, önlem alamayan, insan hayatını borsa endeksinden ibaret gören başkana güvenemiyorlar. Almanya’da da aynısı oluyor. Irkçı AfD partisinin oyları düşerken, merkez partilerin oyları artıyor.
Virüs sonrası dünyanın nasıl olacağına dair ilk işaretler popülistlerin, kof kabadayıların, hamaset yapanların canını sıkacak istikamette gelişiyor. Gerçeklerden kaçan, bilimi, liyakati dışlayan ve bilhassa da halktan bilgi gizleyenlerin dünyası kararıyor. Çünkü herkes korona gerçeğini siyasi liderler kadar biliyor, sıradan insanlar sürecin nereye varacağını hükümetler kadar kestirebiliyor. Böyle olunca da yalanın ve karartmanın ömrü yatsıyı bulmuyor…
İşin ne kadar ciddi olduğunu bir kez hatırlatmak ve siyasal popülizmin neden işe yaramayacağını göstermek için iki habere bakalım.
Birincisi, virüse kaşı en başarılı mücadeleyi veren Almanya’da kriz yönetimini üstlenen Robert Koch Enstitüsü Başkanı Lothar Wieler’in sözleri: “Almanya’da pandemi şimdilik yüksek seyretmiyor -dünkü vaka sayısı 58 bini aşmıştı- ama ülke henüz dalganın başında olabilir ve İtalya gibi olmamız mümkün. Normal hayata hızlı geri dönmek yanlış bir yoldur.”
İkincisi ise, popülizm denilince hemen akla gelen ve kendisi de bir Kovid-19 hastası olan İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın tıpkı bazı mevkidaşları gibi başta işi ciddiye almadıktan sonra geldiği nokta, vatandaşlarına gönderdiği mektubunu şu satırlarında açıkça görülüyor:
“Sizinle açık konuşmam benim için önemli. İşler, iyiye gitmeden önce daha da kötüleşecek.”
Gerçek o kadar güçlü ve öfkeli ki, karşı karşıya bulunduğumuz problem o kadar ciddi ki bütün çizgileri sonuçta aynı noktada buluşturuyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025