Mustafa Karaalioğlu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son konuşmasından “Dostlarımızı artıracağız düşmanlarımızı azaltacağız” başlığını görünce, bunu dış ilişkilerde epeyidir söylenmez olan malum hedefin ifadesi zannettim.
Yakın zamana kadar, hayata geçirmek için pek bir şey yapılmasa da böyle bir hedef vardı. Türkiye gibi büyük bir ülkenin tek başına, dostsuz ve yalnız kalamayacağı fikrinden hareketle dosta ihtiyacı olduğu düşüncesi dile getirilirdi; Dostlarımızı artıralım, düşmanları azaltalım…
Şimdi ise Cumhurbaşkanı bu sözü yeniden tekrarlıyor. Bir farkla… Artık içeriye konuşuyor: “Kendini milletin üstünde gören, gönül yıkan, dar kadroculuk yapan AK Parti teşkilat mensubu olamaz. Dostlarımız artıracağız, düşmanlarımızı azaltacağız.”
Varsın içeriye söylensin, buna da itiraz edilemez. İşin içinde dostluk varsa ne ala! AK Parti’nin dost kazanma yoluna girmesi Türkiye’nin tansiyonunu düşmesi demektir ki o yoldan yürümeyi şiddetle tavsiye etmek gerekir.
Sadece zihinleri kurcalayan kısımları tartışalım. Sadece AK Parti teşkilatları dost kazanırsa bu ülke için yeterli midir? Yahut da AK Parti’nin dostluk beklediği kitlelerin yönetimde hukuk, adalet, serbest piyasa, liyakat, ehliyet, eşit erişim beklediği aşikar olduğuna göre Erdoğan’ın bu sözleri yeni bir yaklaşımın habercisi sayılmalı mıdır? Yoksa arada bir partisinin teşkilatına ilettiği “gönül kazanalım” talimatının yeni bir şekli mi?
AK Parti ülkeyi yöneten parti, Erdoğan da bu partinin başkanı olmaktan önce ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyan kişidir. Dolayısıyla, partisinin önüne “dost kazanmak” gibi bir hedef koyuyorsa bunun birinci şartı ve yolu ülke idaresindeki icraatlarından geçer. Cumhurbaşkanı’nın olumlu, sempatik, kuşatıcı bir sözü partisinin haftalarca sergileyeceği performanstan daha değerlidir. Sonuç almak maksadı varsa Erdoğan’ın tek hamlesi onlarca parti faaliyetinden daha kestirme yoldan hedefi bulur. Yani Cumhurbaşkanı’nın da dost kazanma ve düşman azaltma hedefi ülkenin yaşadığı gerilimden, kutuplaşmadan ve “dar kadroculuk” tarzından uzaklaşmayla doğrudan ilgilidir.
Erdoğan şüphesiz doğru bir yere işaret ediyor. AK Parti siyasetinin dost artırmaya ihtiyacı olduğu besbellidir. Bilhassa yerel seçimde ortaya çıkan yüzde 50+1 riskinin gösterdiği şeyin de iktidar partisinin kendisine karşı bloku gevşetmesi ve hiç olmazsa bir kısmının gönlünün kazanması olduğu sır değildir.
Ama zor… Sözde kaldığı müddetçe de imkansız…
Bırakın iktidarı eleştirenlerin, bırakın siyasi olarak iktidarın karşısında bulunma hakkını kullananların, bırakın yanlışları nazikçe dile getirenlerin, iktidarı yeterince güçlü alkışlamayanların bile “düşman, hain, virüs, kripto” gibi ağır sözlerle yaftalandığı bir zeminden söz ediyoruz. Zorluk burada… Yeni kitlelere açılmak demek Cumhurbaşkanı’nın siyaset yapma biçiminin temelini oluşturan “biz ve ötekiler” esaslı yöntemin terk edilmesi demektir. Bunun için de demokrasiden eksilen parçaları yerine takmak; yani, hukuktan eğitime, ekonomiden kamuda liyakate kadar bir dizi hatayı düzeltmek zarureti vardır.
Bir başka ifadeyle, dünyada dost kazanıp düşman azaltma hedefini akamete uğratan bütün unsurlar içeride de geçerlidir. Çoğulcu, şeffaf bir idare, fikir özgürlüğüne hürmetkâr bir yönetim tarzı ve herkesin kendisini eşit ve iyi hissettiği bir düzen kurmak gerekir.
O zaman içeride de dışarıda da dostunuz çok olur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025