Mustafa Karaalioğlu
İyi tarafından bakalım…
Ege’de yüksekten açtığımız ve askeri güç eşliğinde giderek yükselttiğimiz elin şu veya bu sebeple diplomatik çözüme demirlemesi hayırlı olmuştur. Birkaç haftadır son derece heyecan verici bir hitabetle ortalığı çınlatan ve bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle “kimseye boyun eğmeyen” dış politikanın yine kendi ifadesiyle “diplomasiye bir şans verelim” noktasına gelmesi hasarı azaltan bir tercihtir.
Türk dış politikasının en haklı ve en donanımlı dosyası olan Ege -adalar, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge, vs.- meselesi, ne yazık ki son girişimde başarılı yönetilememiştir. Meselenin teknik boyutlarında ilerleme sağlamak şöyle dursun, siyasi olarak aleyhimize fatura çıkmıştır. Yunanistan dost artırırken, Türkiye düşman artırmıştır. Bu yönüyle Erdoğan’ın ambargo ihtimali belirdiğinde Oruç Reis gemisini hızla geri çekip, siyasi gerilimin olumsuz etkilerini azaltmayı hesaplaması hiç yoktan iyidir.
Erdoğan şöyle dedi:
“Biz Oruç Reis’i eğer bakım için şöyle bir limana çektiysek, bunun da bir anlamı vardır. Niye çektik? Bu anlamlı bir yaklaşımdır. Yani diplomasiye bir fırsat tanıyalım, diplomaside bir olumlu yaklaşım ortaya koyalım, Yunanistan bizim bu yaklaşımımızı o da olumlu istikamette karşılasın ve buna göre de bir adım atalım.”
Bunun üzerine, Fransa’nın “kifayetsiz ama pek muhteris” Cumhurbaşkanı Macron da Türkiye’yi istihza eden Türkçe bir mesaj yayımlayarak memnuniyetini ifade etti: “Ajaccio’da, Türkiye’ye net bir mesaj gönderdik: İyi niyetli, naiflik olmaksızın sorumlu bir diyaloğu yeniden açalım. Bu çağrı bundan böyle Avrupa Parlamentosu’nun da çağrısı. Görünüşe göre de işitilmiş. İlerleyelim.”
Madem diplomasiye kapı açıldı, Fransız’ın mesajındaki rahatsız edici üslubu görmezden gelebiliriz. Belli ki hükümet adamları da benimle aynı fikirde zira şu kadar gündür Ankara’dan kim konuşsa demediğini bırakmıyordu ama bu twitter mesajına laf eden çıkmadı, hatta memnuniyetle karşılandı, sempatik bulundu. İhtiyaç anında diplomasinin hatırı gerçekten büyük!
Ege meselesi düşünülenden başka bir yere gitti ve bizi sevmeyenler nefret etmeye, sevenler ise sevmemeye başladı. Avrupa Birliği’nin ambargo ihtimali de ciddileşti. Bu noktada Cumhurbaşkanı’nın diyaloğu tercih etmesi isabetlidir. Kışkırtıcılara aldırmaması da öyle. Ege meselesinde diplomasiye ağırlık verilmesini ve sürecin ekonomi boyutuyla birlikte düşünülmesini tavsiye edenleri “Türkiye’nin gücünü anlamayan korkaklar, özgüveni kaybolmuş eski kafalı aydınlar”, hatta “işbirlikçi ve dış güçlerin sözcüsü” diye yaftalayanlara kulak asmamıştır.
Şunu da belirtelim Ege’de diplomasi denilen konunun merkezinde “İstikşafi görüşmeler”in yeniden başlaması bulunuyor. Türkiye ile Yunanistan arasında 2002 Mart ayından itibaren bugüne kadar 60 kez yapılan ve 2016’da kesilen turlar, hafta içinde yapılacak Türkiye konulu AB zirvesinin ardından, bir aksilik olmazsa yeniden başlayacak. Yani, aylardır süren büyük gerilim komisyona havale edilecek. Komisyonun görevi ise iki ülke arasındaki anlaşmazlık konularını karara bağlamak değil, hangi anlaşmazlık konusunun Uluslararası Adalet Divanı’na gideceğine karar vermektir. Bazılarımız masada manevra yaparak 12 adaları alabileceğimizi zannediyor olabilir. O masada böyle bir ihtimal yok; bilelim de sonu hayal kırıklığı olmasın!
Netice? Büyük bir gerilim yaşadık, eller tetiğe gitti, dünyaya meydan okuduk, dostlar düşmanlar yeniden saf tuttu. Şimdi, Atina şart sürmez ve görüşmeler yeniden başlarsa, yıllardır süren sıkıcı rutine dönmüş olacağız. Geldiğimiz nokta budur.
Kâr mı zarar mı derseniz… Kârlıyız çünkü, zararın neresinden dönersen kârdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025