Mustafa Karaalioğlu
Cumhur ittifakının kafasında bir seçim tarihi; yani bir erken seçim planı olduğunu söylemek kehanet olur. Çünkü, ekonomiden dış politikaya kadar bir iktidara seçim kazandırıp kaybettirecek bütün ünitelerde iktidar, seçime hazır değerlere sahip değil. Ekonomi iyi gitmiyor; işsizlik yüksek düzeyde ve yatırım açısından en verimsiz dönemleri yaşıyoruz. Hukuk ve demokrasi alanları reform gerektirecek kadar zayıflamış halde ama gerçekçi bir reform yapmak demek başkanlık sisteminin otoritesinden feragat gerektirdiği için mümkün görünmüyor. Dışarıda, Yunanistan’la görüşme masasına oturarak Avrupa Birliği yatıştırıldı ama hem AB’nin hem de bizim gözümüz ABD’de ve oradan bir haber gelmiyor.
Böyle bir ortamda seçime gidilmez: Erdoğan da haklı, Bahçeli de… Eldeki verilerle erken seçimi kabul etmek koalisyonun işlerin yolunda gitmediğini kabulü anlamına gelir ki sandıktan da hayırlı sonuç çıkmaz tabiatıyla…
Dolayısıyla, seçim için resmi tarih ilan edip defansı güçlü tuttuktan sonra, işlerin yoluna girdiği günlerde de erken seçim için atağa kalkmak iktidar için en ideal yol olacaktır.
Meğer ki işler yoluna girsin…
Risk ve belirsizlik buradadır. Yukarıda saydığımız üniteler ve ilaveten iktidar dilinin giderek keskinleşmesi, politik sertlik ve gerilim artmaya devam edebilir, üstüne üstlük işler de iyiye gitmeyebilir. Ekonomi; yani işsizlik, yani hayat pahalılığı, yani hâlâ çok yüksek kur ve çok çok yüksek faiz düzeni iyileşmeyebilir.
Soruyu şöyle soralım:
Ekonominin düzelmesi mi yüksek ihtimal, daha kötüye gitmesi mi?
Ya da sosyal ve politik dildeki gerilimin artması mı güçlü tahmin, azalması mı?
Türkiye’nin dünyada daha fazla dost kazanması mı mümkün görünüyor, kaybetmesi mi?
Yani, işlerin yoluna girmesi mi güçlü senaryo, kötüleşmesi mi?
Temenniler elbette, ibrenin pozitif istikamete dönmesinden yana ama iyi niyet taşımak yeter mi? Son dönemdeki hamleleri ve dilinden anlaşılan o ki Cumhurbaşkanı Erdoğan da işlerin daha iyi gitmeyeceğine dayalı bir analizi hesaba katıyor. Tercihi, zamanında veya zamanına yakın bir seçim olsa da sözlerinin satır aralarında -hatta satırlarda- seçimin her an olabileceğine dair güçlü mesajları vermekten geri durmuyor. Zaten, temel sorunlara el atılmaz oluşu, sembolik ve sansasyonel projelerin anlatılmaya başlanması, hamaset dozunun artması; sandığın hemen yarın değilse bile beklenenden önce kapıya geleceğine dair güçlü işaretlerdir. Cumhur ittifakı Meclis’teki aritmetik nedeniyle sonuç alınamayacağı aşikar olan anayasa değişikliğini de gündeme getirirse seçim için gün saymak yanlış olmaz. Ciddi icraatların lafı bile gündemden kalkıp yerine polemik ve siyasi meydan okuma ikame edilen süreçler uzun süremez ve ancak erken seçimle tamamlandığında taşınabilir.
Cumhurbaşkanı şartların erken seçimi, tahminlerden erken dönemde zorlayabilme ihtimalini herkesken fazla ciddiye alıyor. Ve özelikle son dönem konuşmalarına bakın; bütün liderlerden daha sık parti tabanını seçim çalışmaları içini motive ediyor. Bir ön önce seçim isteyen muhalefet bile en azından söylemde Erdoğan kadar “erken seçim” lafını dile getirmiyor.
Şimdiden sonra, herhangi bir sahada kalıcı çözüm girişimleri iktidar açısından risk oluşturacağı için durumu idare eden ve neredeyse her gün polemikle geçen günler yaşayacağız. Eğer iktidar bu denklemi değiştiremezse, boş geçen zamanları kısaltmak adına erken seçime gitmek en iyi seçenektir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
4.10.2025
28.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
14.09.2025
1.09.2025
18.08.2025